Nez traducir turco
109 traducción paralela
Voyons, Mademoiselle, regardez ce nez!
Kafanızı çevirin ve şu burna bir bakın hanımefendi!
Po-ly-ne-sian...
Po-li-nez-yalı...
Go downriver to the land of the Nez Perce.
Nehrin aşağısına Nez Perce'nin topraklarına git.
His mistress, Dona Inez de Atienza, will accompany him.
Ayrıca hanımı, Dona l nez de Atienza, kendisine eşlik edecek.
So you mean anytime my nose drips I have to say "Mouche mon nez"?
Yani burnum her aktığında "Mouche mon nez" mi diyeceğim?
They're the only ones you're going to leave here with, Mayo-nnaise!
Buradan ayrıIınca sahip olacağın bir tek bunlar kalacak Mayo-nez!
Saigne-t-elle due nez ou des oreilles?
Burnundan veya kulaklarından kan geliyor mu?
Apart from this lethal paper knife and the pince-nez, has anything been rearranged or removed in this room since yesterday morning?
Bu ölümcül kağıt bıçağı ve kelebek gözlük dışında dün sabahtan beri hiçbir şeyin yeri değiştirildi mi veya odadan çıkartıldı mı?
And what of the pince-nez?
Ve peki ya kelebek gözlük?
Unfortunately for her, she lost her pince-nez in the scuffle.
Ne yazık ki, kavga sırasında gözlüğünü kaybetti.
Captain, if I may... When was the last time you ate?
Kaptan, sakıncası yoksa... en son nez aman yemek yediğinizi sorabilir miyim?
The Nez Perce Indians of the Rocky Mountains... offered their own tribal lands for the release of 35 wild-trapped wolves.
Rocky Dağları'ndaki Nez Perce Kızılderilileri, kabilelerine ait araziye yakalanmış 35 vahşi kurdun salınmasını önerdiler.
The place we now call Idaho was home to the Nez Perce.
Bugün Idaho adını verdiğimiz yer Nez Kabilesine aitti.
The Nez Perce were a people of honor and of deep spirituality.
Nez kabilesi onur ve derin bir maneviyata sahip bir halktı.
With a force that never numbered more than 300 warriors led by his war chiefs among them his brother Alokut and the Nez Perce war's primary chronicler, Yellow wolf they struck and then retreated north for 1,300 miles against overwhelming odds.
Aralarında erkek kardeşi Alokut ve Nez kabilesinin savaş efsanesi olan Sarı Kurt'un da bulunduğu savaş şefleri tarafından yönetilen ve sayıları asla 300 savaşçıdan fazla olmayan bir güçle, ezici şartlar altında savaştılar ve sonunda 1300 mil kuzeye doğru geri çekildiler.
It's the Nez Perce tribe that is reintroducing their old friend the wolf to central Idaho.
Nez kabilesi eski dostları kurdu Idaho'nun merkezine yeniden takdim ediyorlar.
Radio collars and telemetry are modern tools to help the Nez Perce do what is right for their children and grandchildren.
Uydu vericili tasma ve mobil göstergeler modern aletler, bunlar aracılığıyla, Nez kabilesinin çocukları ve torunları için doğru olan her neyse onu yapmalarına yardımcı olacağız.
Traditional wisdom and modern science... the Nez Perce have combined the two in their wolf education and research center in Winchester, Idaho.
Geleneksel bilgelik ve modern bilim... Nez kabilesi kurt eğitimi ve Winchester, Idaho'daki araştırma merkezlerinde bu ikisini birleştirmiştir.
There was much excitement around the discussions of what it would mean for the Nez Perce to involve itself in wolf recovery.
Nez kabilesinin kendini kurtların kurtarılmasına dahil etmesi konusu hakkındaki tartışmalar son derece heyecanlı gerçekleşmiştir.
Nez Perce have the capabilities in the field of science and biology to protect our brother, our sister wolf in their return.
Nez kabilesinin kurt kardeşlerimizin dönüşünü korumak için bilim ve biyoloji alanında birçok yetenekleri vardır.
This foundation is in partnership with the Nez Perce tribe we work with the youngsters to look at the world a bit differently because they are the future for the wolf.
Bu kurum Nez kabilesiyle işbirliği içindedir. Dünyaya farklı bir açıdan bakmak için gençlerle çalışırız çünkü onlar kurtların gelecekleridir.
And these. Pince-nez.
Ve bu kelebek gözlükler.
I think of the letter from Carlotta Adams to her sister and the pince-nez we found in her bag.
Carlotta Adams'ın kardeşine yazdığı mektubu ve çantasındaki kelebek gözlüğü düşünüyorum.
The third question, Miss Lemon, concerns the pince-nez that we discovered in the handbag of Carlotta Adams.
- Üçüncü soru, Bayan Lemon Carlotta Adams'ın çantasında bulunan kelebek gözlükle ilgili.
Oh, yes, and she was wearing pince-nez.
Evet, bir de kelebek gözlüğü vardı.
- Pince-nez. - Yes.
- Kelebek gözlüklü.
How did a pair of pince-nez come to be discovered in the handbag of Carlotta Adams?
Carlotta Adams'ın çantasında bulunan kelebek gözlük nereden gelmişti?
But now let us turn our attention to the pince-nez.
Şimdi de dikkatimizi kelebek gözlüğe çevirelim.
You know, with the thick lenses, the pince-nez are a disguise. Very simple.
Kalın camlı bir kelebek gözlük, kılık değiştirmek için basit kalır değil mi?
Now, there is the grey wig, the pince-nez.
Şimdi kır perukalı ve kelebek gözlüklüdür.
The pince-nez that you used for the disguise of Mrs Van Dusen, you took from your maidservant, Alice.
Bayan Van Dusen kılığına girmek için kullandığınız kelebek gözlüğü hizmetliniz Ellis'den aldınız.
In all of the exchanges of costume, madame, you left the pince-nez in the handbag of Carlotta Adams instead of your own.
Ve o kadar kılık değiştirirken onu kendi çantanıza değil, Carlotta Adams'ın çantasına koydunuz.
Someone calling himself Fleet Marshal Cuchulain Nez-Pearce.
Cuchulain Nez Pearce'yi diye biri hızlı bir çağrısı var.
But Chef Renault swears serving it au nez with a light drizzle of white truffle oil will be quietly surprising.
Ama Şef Renault eti az miktarda beyaz yermantarı yağıyla servis edeceğini söyledi ki bu oldukça şaşırtıcı.
I'm Nez.
Ben Nez.
Nez.
Nez.
Sure, Nez.
Kesinlikle, Nez.
Some chick named Nez here to see you?
Nez isminde bir piliç seni görmek istiyor?
- Nez?
- Nez?
Hey, Nez, what are you doing?
Hey, Nez, ne yapıyorsun?
Nothing's ever going to happen between us again, Nez.
Bir daha aramızda hiç bir şey olmayacak, Nez.
Nez, I'm really not in the mood for your bullshit.
Nez, saçmalıkların için modumda değilim.
That's the Nez I know.
Benim tanıdığım Nez bu.
Nez?
Nez?
Hey, Nez?
Nez?
Nez? Can you hear me?
Beni duyuyor musun?
Come on, now, Nez.
Hadi Nez. Uyan.
I knew Nez wouldn't make it past 35 when I met her.
Onu ilk gördüğümde 35 yaşını göremeyeceğinin farkındaydım.
- Nez's daughter.
- Kim? - Nez'in kızı.
Frank, Nez told me about the DNA test, okay?
Frank... Nez bana DNA testini anlattı, tamam mı?
Nez and Heather.
Nez ve Heather.