Nib traducir turco
56 traducción paralela
A new Snorkel-brand pen from America with automatic refill and retractable nib.
Hayır. Bir de yeni Amerikan tipi şnorkelli dolmakalemim var. Ucu içine çekiliyor ve dolduruşu otomatik olarak yapılıyor.
The moment the nib touches the paper, it releases a stream of poisonous gas into the writer's eye.
Uç kağıda değdiği sırada, yazanın gözüne doğru zehirli gaz salar.
The nib is broken
Bunun ucu kırılmış.
) One of us takes a round, we'll be glad to have a quick nib.
Birimiz vurulduğunda memnuniyetle şerefine içeriz artık!
"And as it was prophesied, the alchemist took the stone unto his hand, " as a woman pure of heart takes the light of god unto her soul, " and spoke the words nib sugaroth baheim,
Ve kehanetteki gibi simyager taşı ellerine aldı kalbi temiz bir kadın Tanrı'nın ışığını ruhuna aldı ve kelimeleri söyledi :
"upon which the jinn was again imprisoned within the opal." There it is.
Nib Shuggarath Bahim. Ve ardından Cin tekrar Opal'a hapsedildi.
Nib sugaroth baheim.
- Nib Shuggarath Bahim.
Nib Sugaroth Baheim.
Nib Shuggarath Bahim.
Nib Sugaroth Baheim. "
Nib Shuggarath Bahim.
Nib Sugaroth Baheim!
Nib Shuggarath Bahim.
Never dip your nib in the office ink.
Kalemini asla ofis mürekkebine daldırma.
I need a pen with a broader nib.
Geniş uçlu bir kalem lazım.
Its nib... hooks into a signature matrix.
Kalem ucunu imza kalıbına bağlıyor.
I don't hear the nib scratching the page.
Kalemin yazı sesi gelmiyor.
However, the nib can be fired from a range of up to eight meters.
Yine de anlatayım, kalem ucu sekiz metre atış menziline sahip.
I'm also a little "nibbly nib." You wanna grab some brunch?
Bazen kalem ucu gibiyim. Kahvaltı almak istermisin?
I like the way the nib feels against the paper.
Ucun kağıdın üstünde kayışı hoşuma gidiyor.
The nib of a fountain pen adjusts itself to the user's writing style as it wears down.
Dolmakalemin ucu zamanla kişinin yazma tarzına göre biçim kazanır.
Right at the end the Judge broke the pen's nib.
Tam sonunda hakimin kalemi kırıldı. Öyle kaldı.
- I wouldn't come here for a nib or a quill.
-.... bile buraya kalem almaya gelmem.
Turn the nib and draw a thicker line...
Kalemin ucunu çevirin ve daha kalın bir çizgi çizin.
From a pen's nib to a pants'zip - all machines
Kalemden fermuara kadar - hepsi makine!
Will you just keep your nib out?
Hala dışarıda mı tutacaksın?
When we get Leary, let hi's nib's read him hi's right's.
Leary yakaladığımız zaman, hazretlerine haklarını okuyun.
What I wouldn't do to nib on one of those nibs.
Tanrım, onların uçlarını ısırmak için neler vermezdim.
Parker Duofold, iridium nib.
Parker Duofold, iridyum uçlu.
It is a nib of an x-acto knife.
Bir sistre bıçak ucu.
A nib?
Uç mu?
- Nib. Nib. Nib.
- Uç, uç, uç!
And there was a nib of an x-acto knife in the shoulder, but it fell out when I threw the thing.
Omzuna saplanmış bir sistre bıçak ucu vardı. Bebeği fırlattığım zaman düştü ama.
- A nib?
- Bıçak ucu mu?
It's my special one with the italic nib.
İtalik ucu olan özel kalemim bu.
That'd put ink in your nib, now.
Bu kadarı sana şimdilik yeter.
I bent my nib.
Kalemimin ucu kırıldı.
If you're not busy after lunch, Maggie's fashioned a nib from a pigeon feather and we're doing calligraphy, so if that sounds like your scene, drop by.
Öğle yemeğinden sonra bir işin yoksa Maggie güvercin tüyünden kalem yapmış ve hat sanatı yapacağız.
Honey, honey... that's the nib of a fountain pen.
Tatlım, tatlım bu bir dolma kalem ucu.
Waterfield 44. 14 karat gold nib with mother-of-pearl inlay.
Waterfield 44. 14 ayar altın uçlu, sedef kakmalı.
Yeah, I used a very fine nib 0.4 mil, it's tiny.
İyi bir uç kullandım. 0.4 çok ince.
Throughout the world three quarters of everything that is written is written with a Gillott pen nib, one of my nibs.
Dünya çapında, yazılan her şeyin dörtte üçü Gillott kalem ucuyla yazılır, benim kalem ucumla.
fashioning a nib from steel and making money, and I like to spend my money on things that give me pleasure.
Çelikten kalem ucu yapmak ve para kazanmak. O parayı da bana zevk veren şeylere harcamayı severim.
Now, insert the other end of the pen nib into Lorenzo's vein.
Şimdi, diğer ucundaki kalem ucunu Lorenzo'nun damarına sokun.
It's a fisher ballpoint pen with a custom nib.
Özel uçlu Fisher tükenmez kalem.
I'm sorry, Nib, uh, Niblet?
- Anlamadım. Nib... Niblet mı?
I eat a cacao nib every time I close a case.
- Basit. - Her davayı kapattığımda bir kakao parçası atıyorum.
A cacao nib.
Kakao parçası.
That's right, it's nib o'clock.
Doğru, kakao zamanı.
Whoo, new case, new nib.
Yeni dava, yeni kakao parçası.
Read 20 words, that's a nib.
20 kelime oku, bu bir parça eder.
Hmm, that nib was kind of small.
Bu parça biraz ufakmış.
This nib's all clogged up.
Yeni kalemin var mı?