English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ N ] / Nostrils

Nostrils traducir turco

385 traducción paralela
Never trust a man with pinched nostrils and thin lips.
Burun delikleri küçük ve ince dudaklı adamlara asla güvenmeyeceksin.
Mr. Meacham, you're a blackguard, a liar, a hypocrite and a stench in the nostrils of honest men.
Bay Meacham, siz terbiyesiz, yalancı, iki yüzlü ve pis kokular yayan bir üçkağıtçısınız.
Woman was created from earth with eternity in her nostrils.
Kadın burnunda ölümsüzlük nefesi ile topraktan yaratıldı.
God opens the sea with the blast of his nostrils.
Tanrı, nefesiyle denizi açıyor!
I've given orders to shoot incendiaries and even here, you cannot cannot get the stink of smoke out of your nostrils!
Kundakçıları vurma emri verdim ama dumanın iğrenç kokusunu üzerinizden atamıyorsunuz!
Make the little nostrils so.
Küçük burun delikleri yaptım.
He's gonna have a spark in his eye, and a flare to his nostrils.
Gözünde bir kıvılcım belirecek, ve bir alevde burun deliklerine doğru yönelecek.
In this life, we should trust everyone, except those who have two nostrils.
Bu hayatta, iki burun deliği olanlar hariç, herkese güvenebilir insan.
He whispers into the horses'nostrils.
Atların burun deliklerine üflüyor. - Yok artık. - Evet.
The Lord God formed man of the dust of the ground... and breathed into his nostrils the breath of life... and man became a living soul.
Ve Tanrı topraktaki tozdan erkeği yarattı ve onun burnuna hayat nefesini üfledi ve erkek yaşayan bir can oldu.
Her scent wafts to your nostrils in the night air.
Kokusu burun deliklerine doğru sürükleniyor.
The stench of the city is in the nostrils of the Lord, and it's making him sick.
Bu şehrin kokusu Tanrı'nın burnuna gitti ve onu iğrendirdi.
I'd split their nostrils open with a boat hook, I think.
Ben herhalde gemi kancasıyla burun deliklerini ikiye ayırırdım.
He usually sniffs at everything he is given, but today I managed to fill his nostrils with snuff without his sneezing.
Kendisine verilen her şeyi koklama alışkanlığı var. Ama bugün, onu hapşırtmadan burun deliklerine tütün doldurmayı başardım.
AND HE SPLITS ME NOSTRILS OPEN AND SAWS ME LEG OFF AND PULLS ME LIVER OUT.
Burun deliklerimi ikiye ayırdı, bacağımı biçti ve karaciğerimi söktü.
"whose nostrils still held"..
"... burun delikleri hâlâ ıslak... "
Born with the smell of paradise in our nostrils.
Burunlarında cennet kokusu ile doğarlar.
Well, this alligator had guns sticking from its nostrils.
Bu timsahın burun deliklerine tutturulmuş silahları vardı.
Do you know your nostrils flare out into little wings when you're mad?
Öfkelendiğinde burun kanatlarının açıldığını biliyor musun?
Shit, do you realize, it could come out of my nostrils!
Anlıyor musun? Burun deliklerimden bile çıkabilir.
His head smashed in, his heart cut out His liver removed, his bowels unplugged His nostrils raped, his bottom burnt off And his penis- -
Kafası patlasa da, kalbi çıkarılsa da karaciğeri alınsa da, bağırsakları dökülse de..... burnu tecavüze uğrasa da, kıçı yanıp kül olsa da ve de cesur penisi- -
They shall enter into thine ears, they shall enter into thy nostrils.
Kulaklarınızdan içeri girerler, burun deliklerinizden içeri.
Arched nostrils.
Burun delikleri kemerli.
Never underestimate a Frenchman's nostrils, Miss Twain.
Bir Fransïz erkeginin burun deliklerini asla küçümsemeyin.
"The glory of his nostrils is terrible."
" Burun deliklerinin ihtişamı korkunçtur.
His nostrils open for me.
Burun delikleri benim için açılmış.
I could be sleeping, you walk by my door my nostrils wake me up and say, "Who's that comin'down the street?"
Uyuyor olsam da kapımın önünden geçtiğinde burnum uyanıyor ve şöyle diyor : "Kim bu yoldan geçen?"
And black smoke boiled out of His nostrils...
Birden siyah bir duman püskürmeye başladı...
With their proud flanks, flared nostrils and unashamed curled horns.
Ateşli burun delikleri. Ve utanmaz kıvrımlı boynuzları.
I have a gift for speaking the truth,... it leaves a strange stench in her nostrils, something you have in common.
Doğruları söylemek gibi bir huyum var. Ki bu burun deliklerini sızlatırdı, sanırım seninkini de sızlatıyor.
Friends, hold his beard and raise his nostrils.
Dostlarım, sakalını tutun ve başını kaldırın.
The smoke came out through his mouth and nostrils.
Duman ağzından ve burnundan çıkıyordu.
It could go up the nostrils, affect the sinuses.
Burundan içeri girip sinüslere tesir edebilir.
You are a stench in the nostrils of God!
Tanrının gözünde artık bir kafirsin!
It bears the nostrils und covers the nasal passages.
Burunda, burun delikleri ve genize giden kanallar bulunur.
I miss the smell of blood in my nostrils.
Burun deliklerimdeki kan kokusunu özlüyorum.
Have our armies on the Rhine been slaughtered, had their heads cut off and cheese poured down their nostrils
Ordularımız Ren'de katledilip, kafaları kesilerek, geleneksel İsviçre adetlerine göre...
I gladly moisten your foot with my nostrils, Your Barbarity.
Ayağınızı burnumla nemlendirmekten memnunum, Barbar Hazretlerim.
You were selling hardware you never should have been selling... to guys with shifty nostrils.
Burnunu yanlış deliğe sokanlara satmaman gereken aletleri satıyordun.
But stick the pool cues up your nostrils and make like a walrus.
Ama usturaları burnuna sokup deniz aygırı taklidi yapacaksın.
- Don't make me flare my nostrils!
- Bana ateş püskürttürme!
I mean, of course I'm very keen to go on the trip, it's just... unfortunately, I've got an appointment to have my nostrils plucked next year.
Yani, elbette ki, yolculuğa çıkmaya çok hevesliyim, bu sadece... maalesef, bir randevum vardı önümüzdeki yıl, burun deliklerimdeki kılları yoldurtacağım.
And then this gigantic Ichyac came tromping and stomping down the mountain, flames spewing out of its nostrils.
Devasa Ichyac paldır küldür dağdan aşağı indi.
Let's singe his hair, and up his nostrils hot bananas thrust.
"Saçlarını yakalım, burun deliklerine... "... sıcak muz sokalım.
It's like having cotton balls... stuffed in your lungs and nostrils all day.
Sanki ciğerlerine pamuk doldurulmuş da... bütün gün onlar burnundan çıkıyormuş gibi.
Milk squirted out half the nostrils on base.
Herkesin içtiği süt burnundan fışkırdı.
The smell reached my nostrils, I chocked...
Koku burun deliklerime ulaştı, tıkandım...
When I opened the door, a wonderful smell flooded my nostrils, a mixture of lotion, hair spray, rose water, shampoo...
Dükkanın kapısını açtığımda enfes bir koku bir losyon karışımı, saç spreyi, gülsuyu, şampuan kokusu burun deliklerimden içeri dalıyordu.
The first thing the embalmers did was stick a hook up his nose, then drag his brain out through his nostrils.
Mumyalayanların ilk işi burnundan kancalı bir çubuk sokmak ve burun deliklerinden beynini çıkarmak.
His nostrils are distended and his eyes are gleamed.
Kasları kasılmaya başlar ve gözleri parlar. Şarkı şu şekilde devam eder.
My nostrils flaring?
- Hayır.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]