English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ N ] / Noticing

Noticing traducir turco

1,144 traducción paralela
I did not come noticing him.
Ona hiç dikkatli bakmadım.
The world of her youth had fallen into pieces... and rebuilt itself without her ever noticing.
May, gençliğindeki dünyanın yıkıldığını ve yeniden yapılandığını hiç fark etmemişti.
But as time passes, you start noticing the similarities.
Ama zaman geçtik çe, benzerlikleri fark etmeye başlarsınız.
I just couldn't help noticing how... very handsome you look today.
Bugün ne kadar yakışıklı... göründüğünü, fark etmemek çok zor.
Oh, so basically what I'm noticing is we don't really need a maid.
Hizmetçiye ihtiyacımız olmadığını söylemiştim.
I hope I'm not intruding, but I couldn't help noticing what a handsome young man you have here.
Umarım rahatsız etmiyorumdur,... fakat görmemek elimde değildi. Yanınızda ne kadar yakışıklı bir genç adam var.
You accumulate it without anyone noticing.
Kimsenin dikkatini çekmeden biriktiriyorsun.
I started noticing it about two years ago. Bob developed this rash under his arms.
Bunu ilk kez 2 yıl önce Bob'un koltuk altında döküntüler oluştuğunda farkettim.
And I couldn't help noticing that you've made some new friends, too.
Senin de yeni dostlar edindiğini gördüm.
I will slowly make Earth mine, without anyone noticing after I find that crystal.
Kristali bulduktan sonra, dünyayı kimseye farkettirmeden ele geçireceğim.
- Thanks for noticing.
- Farkettiğin için sağol.
No, it's a cardigan, but thanks for noticing.
Hayır, bu bir hırka, ama dikkatiniz için teşekkürler.
He's not noticing, Benny.
Farkına varmıyor, Benny.
I've been noticing since afternoon.
Öğleden beri bakıyorsun.
Yeah. No chance of anyone noticing you, Peterson.
Evet, kesinlikle seni kimse fark etmez, Peterson.
Let's wait till the 3 : 00 bell so we can take him outside without no-one noticing.
Saat üç ziline kadar bekleyelim, sonra kimse farketmeden onu dışarıda yakalarız.
Stealing Branmer's body and cremating it without anyone noticing.
Branmer'in naaşını çalıp kimse fark etmeden yakmak.
And I've been noticing she's gone every minute of every day.
Şimdi fark ediyorum da her günün her dakikası uzaklaşıyordu.
As Mr Fallow put it, she saw your sensitive, poetic side and you couldn't help noticing how her bosom brushed your cheek when she reached for the metronome.
Bay Fallow'un da dediği gibi, o sizin duyarlı ve romantik yanınızı görmüş ve siz de o metronoma uzanırken göğüslerinin sizin yanağınıza değmesine tepkisiz kalamamışsınız.
The hard part was transporting the Boraalans into the holodeck without anybody on the Enterprise noticing.
Zor kısım, Boraallıları Atılgan'dan kimseye fark ettirmeden ışınlamak oldu.
Mrs. Fiore, I couldn't help noticing your origami collection.
Origami koleksiyonunuzu fark etmemem mümkün değildi.
No, and we're noticing those rope veins at the neck and a hypersonant sounding chest.
Hayır. Boynunda da kablo izleri var.
I couldn't help noticing you were in distress.
Sıkıntınızı fark etmekten kendimi alamadım.
I couldn't help noticing you were talking to flowers.
Çiçeklerle konuşman dikkatimi çekti.
I couldn't help noticing lipstick in the oddest places.
Bugün gömleğinizi yıkarken tuhaf bölümlerde ruj izleri gördüm.
YOU COULD TAKE A LOVER WITHOUT ANYBODY NOTICING...
Kimseye farkettirmeden... kendine bir sevgili bulabilirsin...
- No. But thanks for noticing.
- Farkettiğin için teşekkürler.
I was just noticing how great yours is.
- Seninki harika.
- For noticing.
- Fark ettiğin için.
Thanks for noticing.
Fark ettiğin için sağ ol.
Sir. Just noticing, sir. They're from Earth.
Efendim, belirtmeliyim ki... onlar Dünyalı.
You know, I was noticing that pin you wear.
Taktığın şu broşu merak ettim.
I was just noticing, you have her eyes.
Şimdi fark ettim de, gözlerini ondan almışsın.
You denied noticing her, right?
Onu tanıdığını ret ettin değil mi?
With all due respect, sir, now that you're First Minister you can't slip in or out of bed without people noticing.
Saygısızlık etmek istemem efendim ama Başbakan olduğunuz için halk fark etmeden yatağa bile sessiz sedasız girip sessiz sedasız çıkamazsınız.
At first, it was hard to get used to the changes, but it happened so often that after a while, I almost stopped noticing.
İlk başlarda, bu değişim alışmak çok zor, ama bu işi sık, sık tekrarlayınca önemsemeyi bıraktım.
Could we switch over to a simulated brain without The Clown noticing it?
Clown fark etmeden, sanal beyinle onları değiştirebilir miyiz?
I couldn't help noticing.
Fark edemeden duramadım.
Oh, you're just noticing the way I'm talking to you now.
Konuşma şeklimin farkına varıyorsun.
You, inside some girl you've duped, jackhammerin'away, not noticing that bored look in her eyes.
Bir kızın içindesin, onu beceriyorsun. Ama gözlerindeki sıkkın ifadeyi fark etmiyorsun.
However, there's just one thing I couldn't help noticing.
Bu arada, anlam veremediğim bir şey var.
I was noticing that the steps were all kind of broken down.
Merdivenlerin kırıldığını fark ettim.
- I can't help noticing. That's a hell of a ring.
Ne kadar güzel bir yüzük.
- I noticed you noticing.
Yüzüğü verip beni aldı.
I can't help noticing that here, the statue is in your bedroom.
Burda bir benzerlik olmasa da.. Senin bıraktığın heykel yatak odanda duruyor.
He kept trying to turn the tin on its side without me noticing.
- Ben farketmeden kutuyu çevirmeye çalıştı durdu.
I was noticing the new paint job on the White Star 2. Won't they...
Ak Yıldız 2'nin üzerindeki yeni desen ilgimi çekti.
Are you noticing a theme here?
Burada bir tema farkettin mi?
Oh, Edward, thankyou for noticing.
Ooo, Edward, İlgin için teşekkürler.
How you have to pretend... you don't notice them... noticing you,
Onların seni fark ettiğini anlamamış gibi nasıl davranabilirsin?
They keep noticing her.
İhbarlar birbirini izledi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]