Now i'm not so sure traducir turco
207 traducción paralela
I'm not so sure I want to now.
Bunu yapmak istediğimden artık pek emin değilim.
So they made me do things with my right hand, and now I'm not sure anymore.
Sağ elimi kullanmamı zorlamışlar onlarda, ve şimdi artık emin değilim.
I'm not so sure it would be a fair fight now.
- Ama şimdi bunu adil bir düello olacağından emin değilim.
Now I'm not so sure.
Hoş şimdi o kadar da emin değilim.
Now I'm not so sure.
Artık o kadar emin değilim.
It's supposed to be, but I'm not so sure now.
Programıma göre, evet. Henüz karar vermedim.
Now, I'm not so sure how much you folks know about our little organization.
Küçük derneğimiz hakkında ailenizin ne kadar bilgisi olduğunu bilmiyorum.
If you're so sure that I'm Kodos, why not kill me now?
Kodos olduğumdan o kadar emin isen beni neden hemen öldürmüyorsun?
But now I'm not so sure.
Ama şimdi bundan o kadar da emin değilim.
Now I'm not so sure they come much better.
Ama daha iyisi var mı artık pek emin değilim.
But now I'm not so sure.
Fakat şimdi o kadar emin değilim.
But now I'm not so sure action's all it's cracked up to be.
- Ciddisin, değil mi?
At least, I think so, I'm not sure now
En azından ben öyle hatırlıyorum, emin değilim.
Now, I think they are not so sure.
Sanırım artık bundan çok emin değiller.
Yeah, but now I'm not so sure.
Evet ama artık o kadar emin değilim.
Well, now I'm not so sure about that.
Bu konuda pek emin değilim.
I'm not so sure now
Şimdi emin değilim.
But now... I'm not so sure.
Ama şimdi bilemiyorum.
You know, I'm not so sure that I like you as much now.
Galiba artık sizi o kadar da sevmiyorum.
But now, I'm not so sure.
Ama şimdi o kadar da emin değilim.
But now I'm not so sure of my hatred.
Ama artık nefretimden o kadar emin değilim.
But now I'm not so sure...
Ama şimdi pek emin değilim...
But now I'm not so sure.
Ama şimdi emin değilim.
Now I'm not so sure.
Artık emin değilim.
- I'm not so sure now. - Now I think Mariel might be just what we're looking for.
- Şimdi, düşünüyorum da Mariel tam da aradığımız kişi olabilir.
Right now, I'm not so sure, but thank you, Dr Crane.
Captain Tenille'deki şarkı değil mi bu? Bu beş kelime onların tapulu malı mı sanki?
Now I'm not so sure...
Evet ama ben buna inanmıyorum.
- I always wanted to know about my father, but just now I'm not so sure.
- Her zaman babamı tanımak istedim ama şimdi emin değilim.
Now, I'm sure you probably hate Tsavo as much as I do, and knowing Beaumont, you're not the imbecile that he says you are. So what do you say we help each other?
Şimdi, eminim benim kadar Tsavo'dan nefret ediyorsundur, ve Beaumont'u bildiğimden, söylediği kadar gerzek değilsindir, ne dersin birbirimize yardım edelim mi?
Now I'm not so sure.
Pek emin değilim.
I used to be certain, but now I'm not so sure.
Önceden emindim, artık o kadar da emin değilim.
They were there... and they were real... but now I'm not so sure.
Oradaydılar... ve gerçektiler... ama şimdi, o kadarda emin değilim.
I used to think it was just a dream... but now I'm not so sure.
Sadece bir hayal olduğunu düşünürdüm ama artık bundan o kadar da emin değilim.
Now I'm not so sure I even want to eat your brains.
Anlıyorum. Şu anda, beynini yemek istediğimden bile emin değilim.
Well, now I'm not so sure.
İnanacak kadar deli. Ama artık o kadar da emin değilim.
Now I'm not so sure I want to tell you who this is.
Kimi aradığımı söylemeyeceğim.
- I'm not so sure about it now.
Artık pek emin değilim.
Now we might start to get a taste for sprawling in velvet armchairs, so I'm not sure I trust future events. Are we ready? Citizens, good evening.
Son gelen bilgilere göre,... sonradan Savaş Delegesi'nin denetimi altına girmesini önerirken,... Komün Merkez Komitesi'nin rolünü feshetmiştir.
I used to think it too small to spend a life in but now I'm not so sure.
Bir ömür geçirmek için fazla küçük bir yer olduğunu düşünürdüm... ama artık o kadar emin değilim.
Now I'm not so sure.
Şimdi, o kadar emin değilim.
Right now, I'm not so sure it was the best idea to tell Liz.
Şu an, Liz'e söylemenin iyi bir fikir olmadığını düşünüyorum.
But now, well, I'm not so sure.
Ama şu anda bundan pek emin değilim.
Now I'm not so sure.
Şimdi o kadar da emin değilim.
Now I'm sure you're not a psycho, but evidently she thinks you are, so... for your own sake, just stay away from her, OK?
Sen iyi bir çocuğa benziyorsun. Senin bir psikopat olmadığına eminim ama belli ki, o böyle düşünmüyor. Bu yüzden, kendi iyiliğin için ondan uzak dur.
Now I'm not so sure.
Ama şuanda pek emin değilim.
But I'm not so sure now
Ama şu an emin değilim.
See, now we're getting into this whole strip forensics thing and I'm not so sure I can hang with that even if you are my boss.
İşte, şimdi sapık dedektiflik şeyine bulaşıyoruz. Patronum bile olsan bu kadarına dayanabileceğime pek emin değilim.
NOW I'M NOT SO SURE.
Neden?
- Now I'm not so sure.
- Artık emin değilim.
I thought it was just back pain that I was having, but now I'm not so sure.
Bunun sadece bir bel ağrısı olduğunu sandım, ama şimdi emin değilim.
uh, now that I'm not so sure about.
Hayır. Bundan pek emin değilim.