Oath traducir turco
2,972 traducción paralela
But before I do, I want to remind you that you are under oath, and that any testimony you'll give here today will be considered admissable in any subsequent hearings or criminal proceedings.
Fakat bundan önce size yeminli olduğunuzu hatırlatmak istiyorum ve vereceğiniz bu ifade takip eden duruşmalar ve suç davalarında makul olarak kabul edilecektir.
It's an oath
Bu bir söz.
In fact, let's take a blood oath right now...
Aslında, hadi şimdi bir kan yemini yapalım...
His father for two centuries took oath... To find a teapot and hide away forever.
Onun babası iki asır boyunca ant içti... çaydanlığı bulmak ve sonsuza kadar saklamak için.
Wendy, you were under oath, why did you do that?
Wendy, yeminliydin neden böyle bir şey yaptın?
You took an oath to tell the truth before you testified at this hearing, correct?
Duruşmada tanıklık yapmadan önce doğruyu söyleyeceğinize dair yemin ettiniz, doğru mu?
If you give this deal to Sean Murphy, you are betraying your oath of office.
Eğer bu anlaşmayı Sean Murphy ile yaparsanız büro yeminizi bozmuş olursunuz.
Since then he took an oath..
O zamandan beri bir yemin etti..
I'd take a fuckin'blood oath.
Kan yemini ettim.
unless voss testifies under oath to a grand jury.
Tabii Voss, büyük jüriye yeminli ifade vermezse.
She swore under oath that she saw your pop kill this guy.
Yeminliyken, babanın onu öldürürken gördüğünü söylemiş
That oath was serious?
O yemin ciddi miydi?
You took an oath.
Yemin ettin.
That oath cost you two girls already today.
O yemin bugün sana iki kıza mâl oldu.
When he took over, swore an oath.
Göreve başlarken bir yemin ettin.
I took an oath, Molly.
Bir yemin ettim Molly.
I only ask that you remember the oath of loyalty you once swore to me.
Senden yalnızca bir zamanlar bana verdiğin sadakat yeminini hatırlamanı istiyorum.
But we monks have sworn an oath to resist the temptation of...
- Olabilir. Ama biz rahipler ettiğimiz yeminle ona sahip olmaktan vaz- -
Are you sure that that, uh, is the testimony you want to give under oath?
Bu verdiğinizin... yeminli ifadeniz olduğundan emin misiniz?
Your son can go on calling himself King in the North, the Starks will have dominion over all lands north of Moat Cailin, provided he swears me an oath of fealty.
Oğlunuz kendisine kuzeydeki kral demeye devam edebilir Starklar da Moat Callin'in kuzeyindeki tüm bölgelerin hükümdarı olabilir tabii bana bir bağlılık yemini ettikten sonra.
And the wording of this oath?
Yeminin içeriği nedir?
Five years ago when I took an oath.. I promised myself that I will devote my entire life to my duty.
Beş yıl önce kendimi görevime adayacağıma yemin ettim.
It is my honor and prestige oath to uphold... in everything I am and do.
Tüm varlığımla ve koşulsuz desteklemek... onurum ve şerefimdir.
It is my honor and oath prestige to uphold... In everything I am and do. I serve a mighty force famous for...
Destek olmak için her şeyi yapmak vatanımın gücüne güç katmak benim için onur ve görevdir.
Did you He under oath, Mr. Begosian?
Yeminliyken yalan söylediniz mi Bay Begosian?
Did you He under oath?
Yeminliyken yalan söylediniz mi?
We swore an oath.
Bir yemin ettik.
You swore some stupid oath and now you can never touch a girl.
Saçma sapan bir yemin etmişsin ve şimdi de bir kıza dokunamıyorsun bile.
We took an oath, Anse.
Yemin ettik Anse.
- Bill swears on oath he seen Floyd cut that notch.
Bill Staton, Floyd'un domuzu damgalayışı gördüğüne yemin etti.
Chief Johnson, you are still under oath.
Şef Johnson, hâlâ yeminlisiniz.
I answered the questions as truthfully as I could, in keeping with the oath I took on the stand.
Soruları olabildiğince doğru şekilde cevaplamaya çalıştım, kürsüde ettiğim yemine uygun olarak.
You took an oath, Jack.
Bir yemin ettin, Jack. Oh, lütfen.
But I'll take my oath on it, till he have made an oyster of me, he shall never make me such a fool.
Ama şundan eminim, gerçekten aşık olana dek biri uğruna budalalık yapmayacağım.
That's absurd! I swore an oath of allegiance!
Bağlılık yemini ettim ben!
May I remind you you're under oath?
- Yemin altında olduğunu hatırlatabilir miyim?
Well, now you're under oath.
Şu anda yemin altındasınız ama.
I'm bound by oath to serve you.
Sana hizmet etmeye yemin ettim :
You're under oath, Officer Williams.
Yemin ettiniz, Memur Williams.
And I know you took an oath.
Ayrıca bir yemin ettiğini biliyorum.
Which is weird, because normally, when I talk to my own employees, I'm under oath and hooked up to a lie detector.
Ki bu garip, zira normalde kendi çalışanlarımla konuşurken yemin edip yalan makinesine bağlanırım.
You kept the oath, Dr. Reistad.
Sözünüzü tuttunuz Dr Einstein
They turn from their oath to Rome?
Roma'ya olan yeminlerinden mi vazgeçiyorlar?
Let us review them, and bind them to cause with oath of loyalty.
Onları bir gözden geçirelim ve onları sadakat yemini ile hedefimize bağlayalım.
A simple oath.
Basit bir yemin.
I ask but for your oath, pledging - -
Sizden sadece yemininizi, bağlılığınızı istiyorum.
An oath that has not wavered!
O yeminimden şaşmadım!
You're gonna just walk into the Capitol building, and under oath, you're gonna tell United States Senators that you were drugged and kidnapped by persons unknown, who then just kindly dropped you off in the Cayman Islands, but not before handing you a suitcase full of your own cash and diamonds and a batch of fake passports? !
Senato binasına gidip Amerikan senatörlerine bilinmeyen şahıslarca uyutulup kaçırıldığını ve sonra bu kişilerin seni Cayman Adaları'na götürüp yanında içi kendi para ve elmaslarınla dolu olan ve sahte pasaport bulunan bir çanta bıraktıklarını mı söyleyeceksin?
Look, I don't want to be difficult here, but I'm under oath, right?
Zorluk çıkarmak istemem ama yeminli ifade veriyorum değil mi?
You're under oath, Mrs. Florrick.
Yemin altındasınız, Bayan Florrick.
And are you available this Saturday, and may I remind you you are under oath?
Peki bu cumartesi müsait misiniz? bu arada yeminli olduğunuzu hatırlatırım size.