Occupations traducir turco
99 traducción paralela
Gluttony doesn't usually mix with my usual occupations
Gluttony genellikle benim gündelik işlerime karışmaz.
Both of them nice, quiet occupations.
İkisi de hoş ve sessiz meslekler.
Perhaps publishing a pro-nazi paper in the United states isn't the best of all occupations.
Belki de Amerika Birleşik Devletleri'nde Nazi yanlısı mecmua basmak mükemmel bir iş değil.
I always wanted it was like that, far away from the occupations of the...
Hiç yanımdan ayrılmamanı istiyorum.
This neighborhood was designed... for the wretched dignity of the petty bourgeoisie, for respectable occupations and intellectual tourism.
Bu muhit aşağıIık burjuvazinin zavallı haysiyeti, saygıdeğer meslekler ve entelektüel turizm için tasarlanmıştı.
What other occupations have you held?
Başka hangi işlerde çalıştınız?
What occupations do your brothers have?
Erkek kardeşleriniz ne iş yapıyor?
Ten probable occupations.
On muhtemel meslek.
Go back to your occupations.
Şimdi işinize gücünüze geri dönün.
Do you still believe that all occupations are equally satisfying, equally valuable?
Hâlâ bütün uğraşların eşit derecede tatmin edici, eşit derecede değerli olduğuna inanıyor musun?
There's plenty of worthy occupations.
Binlerce değerli meslek var.
You, Boss, have two occupations?
Patron, Demek iki uğraşınız var!
More than three million workers take part in these occupations.
Bu işgalde, üç milyondan fazla işçi yer alır.
It is in 1964 that new groups of Guerillas appear who are decimated, before they even enter into action the most intense battles at this time are by the proletariat of the interior with strikes, occupations and hunger strikes
1964 yılında yeni gerilla grupları ortaya çıkar. Ancak, bunlar, eyleme geçmeden katledilir. Bu zamanın en yoğun savaşımları, işçi sınıfının grevleri, işgalleri ve açlık grevleridir.
Cirillo Ramallo speaks about one of the first occupations of a factory the metallurgy factory, Siam de Montechingolo.
Cirillo Ramallo, ilk fabrika işgallerinden olan metalurji fabrikası Siam de Montechingolo'nun işgalini anlatıyor.
In the country, there were many occupations like ours.
Ülkede, bizimki gibi birçok fabrika işgali yaşandı.
During the previous occupations people came with their portable radios, the workers organized barbecues, the comrades played cards or football in the streets bordering the factory.
Daha önceki işgallerde insanlar el radyolarıyla gelirdi işçiler barbeküler organize eder yoldaşlar kart ya da fabrikanın sınırlarındaki sokaklarda futbol oynardı.
Occupations are violent acts traumatic, which erase from the workers memory... many myths, lies, and oppression.
İşgaller, işçilerin hafızasından mitlerden, yalanlardan ve baskıdan doğan şiddetli ve sarsıcı eylemlerdir.
Through occupations, the worker accelerates his own decolonization, finds the conscience of his own work, re-conquers his own humanity.
İşgaller aracılığıyla, işçiler kendi dekolonizasyonlarını hızlandırır kendi işlerinin bilincine varır insanlıklarına yeniden hakim olurlar.
Although experiences of the population of Tucuman were invaluable since 1955 mobilizations, street battles, occupations of factory and fights against the oppressor, for the historical process, I believe they are not applicable today, and that it would be a great mistake to repeat them.
Tucuman halkının 1955'den sonraki deneyimleri değersiz olmasına rağmen seferberlik, sokak savaşları, fabrika işgalleri ve baskıya karşı savaşlar tarihsel ilerleme için inanıyorum ki bugün çok uygun değiller ve bunları tekrar etmek çok büyük bir hata olurdu.
Well, I could think of a couple of occupations.
Aklıma birkaç meslek dalı geliyor.
Man must not risk death in space or other dangerous occupations.
İnsan uzayda ölüm ya da diğer tehlikelerin riskini almamalı.
- How many people, ages, occupations and...
- Kaç kişi, yaşlar, meslekler ve...
People, occupations, savings, ages.
İnsanlar, meslekler, tasarruflar, yaşlar.
Blood analyses with names and occupations.
Kan tahlilleri, isimler ve mesleklerle beraber.
6,000 registered prostitutes, an increase of 20 % in strikes and.. ... house occupations, 2,000 brothels.
6.000 fuhuş vakası, saldırılarda ve haneye tecavüzde % 20 artış ve 2.000 tane genelev.
In 24 hours three house occupations, students and teachers.
24 saat içinde üç haneye tecavüz vakası.
Three occupations in 24 hours.
24 saat içinde üç olay.
People have had enough of strikes and occupations!
İnsanlar yeterince isyan ve direniş gördü.
Your occupations are more closely aligned, aren't they?
Sizin meslekleriniz birbirine daha yakın değil mi?
A reporter and her husband, who had also been detained, returned to their regular occupations.
Ayrıca gözaltına alınan bir muhabir ve kocası da kendi hayatlarına geri döndüler.
I do, unfortunately, have other occupations.
İsterdim ama ne yazık ki başka meşgalelerim var.
Firstly, I'd like to know your occupations.
Öncelikle, mesleklerinizi öğrenmek istiyorum.
In one of his various occupations, he discovered the nomen were hoarding everything from medicine to laser generators.
Çeşitli işlerinden birinde, Nomenların ilaçtan lazer jeneratörlerine kadar her şeyi istiflediklerini keşfetmiş.
In one of his various occupations, he discovered the nomen were hoarding everything from medicine to laser generators.
Çeşitli işlerinden birinde, ilaçtan lazer jeneratörlerine kadar herşeyi istifleyen Noman'ları keşfetti.
I feel that I do. A brilliant physics student at the University of Michigan... who paradoxically chose to turn his back on science... and taste of life through a seemingly... random series of occupations.
ParIak bir fizik öğrencisi Michigan Üniversitesi'nde tuhaf bir biçimde biIime sırtını çevirip ve görüIdüğü gibi hayatın tadını değişik uğraşIarda aramış.
I'm not talking about occupations here.
Burada mesleklerden bahsetmiyorum.
I've gone through many occupations, but cleaning lady is my job now.
Bir çok mesleğim oldu, lakin artık işim gücüm temizlikçilik oldu.
I have compiled a list of names and occupations, but you got to give me the part of the country in which you want to hide or you want to settle in.
İsimler ve meslekler hazırladım ama bana ülkenin neresinde saklanmak ya da yerleşmek istediğini söylemelisin.
I'd say a certain number of missions specified, somewhat marginal occupations, and for this, you'll be given a full pardon.
Belirli sayıda görevden sonra biraz marjinal işler ve bunun için genel af elde edeceksiniz.
Protect our district and beautiful land, our brave armies of islam, our virtuous noble nation, anything that brings us to you, from any evil and calamities, occupations and invasions that might come from land, sky, from inside or outside O'God Amin.
Beldemizi ve güzel yurdumuzu, kahraman İslam ordularımızı, faziletli asil milletimizi, bizi sana ulaştıran her şeyimizi, yerden, gökten, dıştan ve içten gelebilecek bütün kötülük ve musibetlerden, işgal ve istilalardan sen koru ya Rabbi Amin.
The fact that... study for specific occupations has become very short
İşin doğrusu... Birinin sadece birkaç saat sonrası için plan yapabileceği bir ortamda,
- Quite a spectrum of occupations.
- Fazlasıyla zengin bir meşguliyet alanı.
Now, I've dropped by, Mr. Ireland, because we're reviewing selected cases of gratuity-intensive occupations.
Uğramamın nedeni Bay Ireland, ikramiyesi yoğun mesleklerden seçilmiş vakaları inceliyor olmamız.
Look, here's a list of all the salaries of all the occupations in the world.
Bak, dünyadaki bütün mesleklerin maaşlarının listesi var.
What were their occupations?
Meslekleri nelerdi?
You know, I never expected to say this but as occupations go, this one's not so bad.
Bunu söyleyeceğim hiç aklıma gelmezdi ama meslekler yok olurken, bu hiç de kötü değil.
- Name 3 occupations of travelers in the Canterbury Tales.
- Canterbury hikayelerindeki gezginlerin 3 işini söleyiniz.
Now, I'm always interested in people with stressful occupations.
Stresli mesleklerde çalışan insanlara hep ilgi duymuşumdur.
We all have other occupations.
Esas işim başka.
A man may labour and toil to attain a certain kind of leisure in retirement, and then find that, after all, he yearns for the old busy days and the old occupations he had thought himself so glad to leave.
İnsan emekliliğinin tadını çıkarmak için uğraşıp, didinebilir. Ama sonra, bir zamanlar ayrıldığı için çok memnun olduğu o eski mesleğinin hareketli günlerinin özlemini çekmekte olduğunu fark eder.