Od'd traducir turco
295 traducción paralela
- I thought he'd asked the OD.
- Sanırım emir nöbetçi subaydan gelmiş.
I just heard Bobby's OD'd.
Demin duydum. Bobby aşırı doz almış!
Prosp ectors, me an d Amos, I oo ki n g for th e moth er I od e.
Altın arıyoruz.
Blew his head clean off, then OD'd himself.
Kafasını patlatıp, kendisi de aşırı doz almış.
She OD'd?
Aşırı doz mu?
OD'd on tailor-made poison, Joey- - the stuff that you sell!
Senin sattığın zehirle aşırı dozdan öldü.
They OD'd.
Aşırı dozdan öldüler.
O-D.
Ben, OD. O-D.
OD, man.
- O-D adamım. - O-D adamım.
Even your own kid OD'd.
Kendi çocuğun bile aşırı dozdan öldü.
Autopsy confirms the kid OD'd. That's what I expected.
Otopsi raporu çocuğun aşırı doz aldığını doğruladı.
I didn't have to. He OD'd.
O aşırı dozdan öldü.
Is it true that Johnny Squares OD'd?
Squares aşırı dozdan mı öldü?
She left us with an OD'd stiff, which is paramount to a murder beef in this state.
Bize aşırı dozdan ölmüş bir ceset bıraktı,.. ... bu eyalette bu cinayetin dik alası demektir.
It's simple. Chuckie Loeder OD'd.
Chuckie Loeder aşırı dozdan öldü.
- He OD'd.
- Aşırı dozdan gitti.
Last Year One Of My Best Players Od'd On Cocaine.
Geçen yıl en iyi oyuncularımdan biri yüksek doz kokainden gitti.
- You heard that Bobby Black OD'd, right? - Yeah.
- Bobby Black aşırı dozdan cartayı çekmiş, duydun mu?
He OD'd.
Altın vuruş yapmıştı.
His little brother OD'd using this shit.
Küçük kardeşi bunu kullanıyor olmalı.
So it just kind of OD'd.
O yüzden doz aşımına uğramış.
My mother OD'd on heroin when I was 13 up in Newark.
Annem ben 13 yaşındayken Newark'ta eroinden öldü.
And yesterday, the prosecution's only witness OD'd on crack cocaine.
Ve dün, davanın tek görgü tanığı üzerinde kokain bulundurmaktan yakalanmıştır.
He's OD'd on Dilantin.
Aşırı dozda Dilantin almış.
Kid OD'd on antifreeze and Psych can't quite fit him in.
Çocuk aşırı dozda antifriz içmiş, ona yer yok.
- This girl's definitely OD'd. - Oh, fuck me.
- Bu kız kesinlikle aşırı doz aldı.
This is twice in two days that a chick has OD'd on me.
İki günde başıma gelen ikinci aşırı doz bu!
Doc, the girl just OD'd and hasn't said a word in an hour.
Bak doktor, kız aşırı doz aldı ve bir saatten fazladır, tek kelime etmedi.
If I could choose how to die, I'd go by OD.
Seçebilseydim aşırı dozdan ölürdüm.
She was face down in the mud, OD'd.
Yardım ekibi çamurda bulmuş, aşırı doz.
Mr. Thomas here OD'd on his son's jimsonweed tea.
Bay Thomas oğlunun tatula çayından aşırı dozda kullanmış.
- She OD'd on her AIDS pills?
- AlDS ilacını aşırı dozda mı almış?
He had OD'd.
Bilirsin, aşırı doz.
He's OD'd!
Aşırı doz!
He didn't "pass on." He OD'd in a Little Chef.
"Vefat etmedi." Bir lokantada aşırı dozdan gitti.
All I remember about Brian is missed cues, missed gigs brother OD'd in a Little Chef.
Ya işaretleri kaçırır, ya konserleri. Onunla ilgili başka bir şey hatırlamıyorum.
She was a junkie. She OD'd.
Müptelaydı ve aşırı doz aldı.
You remember, the one with the great tits who OD'd in my bathroom?
Büyük memeli kızı hatırlıyor musun? Banyomda aşırı doz alanı?
OD'd on that crap you've been sending her.
Senin yolladığın maldan aşırı doz.
He's so OD'd, he don't even know I'm standing here, man.
Öyle bir aşırı doz ki... Yanında iki de tane fahişe var. Dikilmiş seninle konuştuğumun bile farkında değiller.
He OD'd a week before she was killed.
Çünkü kızın ölümünden bir hafta önce, aşırı dozdan ölmüş.
OD'd on skag.
- Aşırı dozda eroinden ölmüş.
Prisoner's OD'd.
Mahkûm aşırı dozda.
Especially now since Schillinger's son OD'd.
Özellikle de Schillinger'ın oğlu aşırı doz aldığından beri.
Prisoner has OD'd.
Mahkûm aşırı dozda.
- She almost OD'd?
- Aşırı doz mu?
You OD'd on your medication.
İlacını aşırı doz almışsın.
She OD'd on coke.
Yüksek dozda kokainden.
He OD'd on the Haldol.
Haldol'la doz asimi.
When your buddies come in OD'd, yeah.
Aşırı dozda uyuşturucu almış arkadaşların getirildi.
Took a taste and OD'd.
Tadına bakmış ve aşırı dozdan gitmiş.