Odile traducir turco
128 traducción paralela
Two weeks after meeting Odile,
Odile'le buluştuktan iki hafta sonra...
Odile?
Odile mi?
Maybe Odile, too.
Belki Odile de.
The guy Odile mentioned, the one from Monte Carlo or Moscow.
Odile'in bahsettiği Monte Carlo'dan mı Moskova'dan mı ne gelen adam.
You cozy with Odile?
Odile'le yattın mı?
Had Franz really stroked Odile's knee?
Franz gerçekten Odile'nin bacaklarını okşamış mıydı?
Odile, what did Eliot say?
Odile, Eliot ne demişti?
This is Odile.
Bu Odile.
You'll be late, Odile.
Geç kalacaksın Odile.
We might digress now and describe how Odile, Franz and Arthur each felt.
Şimdi biraz konunun dışına çıkabilir Odile, Franz ve Arthur'un nasıl hissettiklerini tanımlayabiliriz.
Odile.!
Odile!
- It's me, Odile and South America!
- Ben, Odile ve Güney Amerika!
A thought crossed Odile's mind like a dark cloud :
Odile'in aklından kara bulut gibi bir düşünce geçti :
Arthur keeps watching his feet, but his mind's on Odile's mouth and her romantic kisses.
Arthur adımlarını gözlüyor ama aklı Odile'nin dudaklarında ve onun romantik öpücüklerinde.
Odile is wondering if the boys notice her breasts moving under her sweater.
Odile ise göğüslerinin kazağının altında hopladığını diğerlerinin farkedip etmediğini.
Arthur tossed a coin to see who'd get Odile.
Arthur Odile'i kimin alacağını görmek için yazı tura attı.
Odile yelled heads, the coin showed tails.
Odile tura diye haykırdı ama para yazıyı gösterdi.
Meanwhile, on the city outskirts, Arthur told Odile how he once met a fellow who walked this way...
O sırada şehrin varoşlarında Arthur Odile'e bu yolda yürüyen bir ahbabıyla nasıl tanıştığını anlattı...
Odile said she'd blurted it out but meant it.
Odile ağzından kaçırdığını söyledi ama onu ima etmişti.
- Odile Monod.
- Odile Monod.
He swore not to tell Franz or Odile.
Franz'a veya Odile'e söylemeyeceğine yemin etti.
We'll pick up Odile on the way.
Odile'i yolda alacağız.
Odile looked away.
Odile uzaklara baktı.
Odile asked what the big white building was.
Odile büyük beyaz binanın ne olduğunu sordu.
She said it was smart to paint it white, that the guy who did it should be decorated.
Odile binayı bu kadar şık bir biçimde beyaza boyayan adam içinide dekore etmeli dedi.
"How do we kill time?" Odile asked.
Odile "Nasıl zaman geçireceğiz?" diye sordu.
In 9 min. 43 sec., Arthur, Odile and Franz broke the record set byJimmyJohnson of San Francisco.
9 dakika 43 saniye. Arthur, Odile ve Franz San Francisco'lu Jimmy Johnson'un rekorunu kırdı.
Odile gazed at Arthur tenderly.
Odile Arthur'a şefkatli bir biçimde bakıyordu.
Under a crystal sky, Arthur, Odile and Franz crossed bridges over impassive rivers.
Billur gibi gökyüzünün altında Arthur, Odile ve Franz fütursuz nehirlerin üzerindeki köprüleri geçtiler.
Hands off Odile from now on!
Çek elini Odile'in üzerinden!
But he would have given a lot to console Odile.
Ama Odile'i avutmak için çok şey vermiş olacaktı.
One only had to look at her to realize the world was crumbling around her.
Birisinin dünyanın Odile'nin, çevresinde bölündüğünü anlaması için ona bakması yeterliydi.
Odile, tell them to leave.
Odile, onlara gitmelerini söyle.
And this in the tub, and this in Odile's room.
... ve bu teknede, ve bu da Odile'in odasında.
Odile, darling!
Odile, tatlım.
Despite Odile's pleadings, he did a U-turn and the car obediently retraced its route.
Odile'in yalvarmasına rağmen U dönüşü yaptı ve araba uysalca yola geri döndü.
Arthur's dying thought was of Odile's face.
Arthur'un ölme düşüncesi Odile'in yüzündeydi.
Three days later, Odile and Franz saw the sea.
Üç gün sonra Odile ve Franz denizi gördü.
Before the gently spreading waves of this harmony, Franz and Odile saw neither limits nor contradictions.
Bu armoninin dalgalarını aşmadan önce Franz ve Odile ne sınırları ne de yalanları görmüştü.
An upcoming film will reveal, in CinemaScope and Technicolor, the tropical adventures of Odile and Franz.
Devam filmi CinemaScope ve Technicolor'ta gösterime girecek Odile ve Franz'ın tropikal maceraları.
- hello, OdiIe.
- Merhaba, Odile.
michel and OdiIe are coming over later.
Michel ve Odile daha sonra gelecekler.
Sabine could stay with OdiIe.
Sabine Odile'le kalabilir.
OdiIe " s cousin will act as my lawyer.
Odile'in kuzeni benim avukatım olacak.
I'm sorry OdiIe, I can't go with you, I don't feel well.
Üzgünüm Odile, seninle gelemeyeceğim. İyi hissetmiyorum.
Take Sabine to Madame OdiIe's.
Öğleden sonra Sabine'i Madam Odile'e götür.
She'II do it at Madame OdiIe's.
Madam Odile'de yapar.
OdiIe?
Odile?
You may be right, OdiIe.
Haklı olabilirsin Odile.
Listen, Odile.
Dur, Odile.
Come back, Odile.
Geri dön, Odile!