Ogre traducir turco
631 traducción paralela
Christmas Eve or no Christmas Eve, the old Ogre.
Noel arifesi olsun ya da olmasın, yaşlı canavar.
Here comes the ogre.
İşte canavar geliyor.
- Ogre? What's that?
- Canavar mı?
- The ogre's my nickname for Pops.
O da ne? - Canavar babalara verilen lakaplardan biri.
And that's an ogre, huh?
Bu bir canavar, öyle mi?
I'll phone you as soon as I get away from the ogre.
Canavardan kaçar kaçmaz sana telefon edeceğim.
- Anyway, where's the ogre?
- Her neyse, canavar nerede?
- Just a whim of the ogre.
- Sadece canavarın kaprisi işte.
But of course the ogre wouldn't let me, so I'm off to Spain to wait for him there.
Fakat canavar izin vermedi, mecbur İspanya'da onu beklemek zorundayım.
I'm not quite the ogre I appear.
Göründüğüm kadar yabani değilimdir.
I'm no ogre.
- hiç şüphem yok
With this in hand, I'll be as strong as an ogre with an iron club.
Bu elimde olduğu sürece, bir gulyabani kadar güçlü olacağım.
So what did the ogre do?
Küçük Cesur Terzi'yi anlat!
" But the ogre, who was a true dare devil, said,
Ama şeytandan bile korkmayan Küçük Cesur Terzi
Mr. Mayor, do you mind? Please. Mr. Mayor, do I look like an ogre?
Sayın başkan, ben zalim birine mi benziyorum?
You'll take me for an ogre.
Beni canavar sanabilirsin.
Because you're an ogre.
Çünkü sen bir canavarsın.
Not frightened of being with an ogre?
Bir canavarla birlikte olmaktan korkmuyor musun?
You're an ogre, like my father.
Sen de babam gibi bir canavarsın.
And devil take the ogre... to St. Helena.
Ve şeytan St. Helena'da ki deliğine girdi.
So tell us. what fate would you choose for the ogre?
O yüzden anlat bize. İmparator için nasıl bir kaderi tercih ederdin?
I really did believe that the ogre would never get out of the dungeon.
Gerçekten, canavarın hapisten çıkmayacağını düşündüm.
An ogre?
Bir devin mi?
" After all he wasn't such an ogre.
" O kadar da korkunç biri değildi.
At this critical point in their relationship... the ogre decided to talk to the little girl.
İlişkilerindeki bu kritik dönemeçte gulyabani küçük kızla konuşmaya karar verdi.
Ogre!
Ogre!
Ogre!
( Adam ) Ogre!
- Attaway, Ogre.
- Devam et Ogre.
No, Ogre. Ogre!
Hayır, Ogre.
Don't worry about it.
Ogre! Endişe etme.
Ogre You Asshole.
Ogre seni pislik.
Ogre.
Ogre.
Ogre, go get a pie.
Git bir pay al.
If he can't do it, Ogre can.
O yapamazsa, Ogre yapar.
Our defensive captain, number 79, Fred Polowoski - the Ogre.
Defansif kaptanımız, 79 numara, Fred Polowoski - Ogre.
- ( nerds ) Ogre!
Dev!
- Yeah. Skolnick, come here. ( Ogre growls )
Skolnick, buraya gel.
( Ogre laughs ) Nerd!
İnek! Tanrım.
( Ogre ) Come on, we gotta get outta here!
- İmdat! Hadi gidelim buradan!
- ( Ogre ) Come on, get him out here. - ( Tiny ) Come on.
Hadi.
Ogre, you swine!
Dev, seni domuz.
- Yeah! - Ogre.
- Evet.
Ogre.
Dev!
- ( Ogre ) Hope you like living with the fish!
Balıklarla yaşamayı seversiniz umarım. - İyi yüzmeler.
Ogre's drowning!
- İmdat!
( Ogre ) Come on! Help!
Yüzme bilmiyorum.
( Ogre ) Nerds!
İnekler!
Ogre, relax.
Dev, sakin ol.
- ( Ogre ) Nerds!
İnekler!
- Ogre, didn't he call you a homo?
- Ne dedi?
Ogre, listen to me, and try and understand.
Hem de hiçbir şey yapmamışlardı. - Dev. Beni dinle.