Ointment traducir turco
477 traducción paralela
Women who wanted to participate in the "Sabbath" sneaked away to the sorcerer where they could have their backs smeared with "witch ointment".
"Ayin" de yer almak isteyen kadınlar sırtlarına "Cadı merhemi" sürebilecek olan büyücüye giderlerdi.
The witchcraft of the ointment would allow them to fly through the air.
Cadılık merhemi onların havalanmasını sağlardı.
First smell my ointment! "
Önce merhemimi kokla! "
"If I am spared the pain, I will confess that Trina has smeared me with witch ointment."
"Eğer çilem sona erecekse Trina'nın bana cadı merhemi sürdüğünü itiraf ediyorum."
The ointment is in the sewing box
Merhem dikiş kutusunda.
- Fly in the ointment.
- Çıban başı.
- Fly in the ointment of foreign policy.
- Dış politikanın çıban başı.
There's no time to heat the ointment.
Merhemi ısıtmak için vaktim kalmadı.
My father has a very helpful ointment.
Doktora görünmen lâzım. Onda harika bir merhem var.
I'll cleanse your wound with ointment, dress it with lard.
Yaranı merhemle iyileştireceğim, domuz yağından yapılma.
Given enough ointment, there's always a fly. Given enough presents, there's bound to be a stinker.
Çekilmez insanlar daima olacağı gibi gelen onca hediye içinde de kalitesiz bir şey çıkması da kaçınılmazdır.
This ointment will numb all the pain in your foot.
- İşte geldim. Bu merhem ayağındaki ağrıyı bir gecede iyileştirecektir.
An ointment for the heart?
Para yarama merhem mi olacak?
Let me put some ointment on your wound.
Yarana biraz merhem süreyim.
The same ointment is used on every sore and for every disease.
Ayni tamponlar her yarada ve hastalıkta kullanılıyor.
We'll buy some ointment.
Bir merhem alırız.
Magic Swiss ointment.
Sihirli İsviçre merhemi.
Use this ointment.
Bu merhemi kullan.
This is a tincture of benzoin ointment. I made it up for your hands. It will heal them and toughen them, too.
Bu çinko benzayn yağı, ellerin için kendim yaptım, ellerini tedavi edip güçlendirecektir..
If you have no sulfathiazole... and no ammoniated mercury ointment... which was the earlier pharmacology, you soften the scab with soap and water... and gently remove it like this, you see?
Sulfatiazol veya eski mavili amonyak krem yoksa ılık su ve sabunla yumuşat ve yavaşça, böyle, çıkarırsın.
This hand is cut. I've got to put ointment on it.
Elin kesik, merhem sürmeliyim.
The rice and ointment for you gave him away.
Senin için aldığı ilaç ve pirinç onu ele verdi.
Just a scratch, my lord. I put some ointment on it
Hiç, Kont hazretleri, kaşınıyordu, ben de ilaç sürdüm.
I applied post-op ointment to prevent scabbing and infection.
Kabuk ve enfeksiyonu önlemek için bir operasyon sonrası ilaç uyguladım.
The ointment will take care of that.
Merhem iyi gelecektir.
- Some of the green ointment...
O yeşil yağ iyi gelir mi doktor?
Oh, I nearly forgot. Grandma made some ointment foryour chilblains.
- Torunumun soğuktan kuruyan ellerine krem getirdim.
"... several vials of strange liquors, pots of ointment... "
"Tuhaf likör şişeleri, içinde merhem olan çömlekler..."
When she poured ointment over my body it was to prepare me for burial.
O, bu hoş kokulu yağı, beni gömülmeye hazırlamak için üzerime döktü.
I've got some ointment.
Biraz merhem olacaktı.
SUSAN : The coloured part is the ointment.
Boyalı tarafı merhemli.
I'll get some ointment and something to cover the burns.
Biraz merhemle, yanıkları kapatacak bir şey getireyim.
Are you going to let her waste this expensive ointment?
Bu pahalı yağı ziyan etmesine izin mi vereceksin?
Sunburn ointment.
Güneş yanığı merhemi.
Mineral oil, jelly, ointment, What you need...
Mineral yağı, jel, merhem, Gerekenler...
- Do you have any ointment?
- Merhemin var mı?
Take a look at this miraculous ointment.
Bu mucizevi merheme göz atın.
Stichus, prepare my burial vestments and ointment, and bring the wine I chose for washing my bones.
Hayat bu. Stichus, define giysilerimi, merhemi hazırla ve kemiklerimi yıkamak için şarap getir.
You never get rid of those with blue ointment, kids?
O mavi merhemden hiç kurtulamayacaksınız, değil mi?
And it's cool and the ointment's sweet
Merhem serin ve hoş
Your fine ointment brand-new and expensive
Merhemin yeni ve pahalı
Everything's fine and it's cool and the ointment's sweet
Evet herşey iyi, ve Merhem serin ve hoş
Is there a fly in the ointment?
Aranız mı açıldı?
And you could spread ointment on them, or anything else that you...
Üstüne yağ falan dökersin.
I put a special ointment on them. It makes them mor e beautiful.
İçine özel bir şey koyuyorum daha dik ve güzel duruyorlar.
Your ointment is in pack. Rub it well to every scratches.
Bir çiziğin bile olsa, bolca merhem sür.
About your wound, I have an ointment from my mother.
Yaralıysanız, annemin verdiği bir merhemim var.
About your friend's wounds... I have an ointment from my mother. You might find it effective...
Annem tarafından yapılmış, yaralara iyi gelen bir merhemim var.
Joaquin, the bandages and ointment.
Joaquin, sargı ve merhem getir.
And then that ointment that really stinks.
İşte o zaman o merhem gerçekten kokuyor.
You could have sold this costly ointment and then given the money to the poor.
Yoksa bu kıymetli merhemi satıp, paralarını fakire dağıtacaksınız.