Ojai traducir turco
415 traducción paralela
I heard from the state school in Ojai.
Ojai'deki okuldan duydum.
- A friend in Ojai.
- Ojai'deki bir arkadaşımın adresi.
- She's up in Ojai, visiting friends.
Ojai'ye gitti arkadaşlarını ziyarete.
They come from Ojai, California, a cross between the James Gang and the Marx Brothers.
İkisi de California, Ojai'den James Gang ve Marx Brother arasındaki tek ortak yön.
We'll be moving up to Ojai, so you won't be seeing Evie again.
Ojai'ye taşınıyoruz. Bir daha Evie'yi görmeyeceksin.
It's this great winery just outside of Ojai.
Harika bir şaraphane. Ojai'ın hemen dışında.
After that she ran a resort Up in Ojal all on her own.
Sonra Ojai'de kendi başına bir tatil yerini işletti.
Tommy, how are things up in Ojai?
Tommy, Ojai'de işler nasıl?
The last piece of company business to be addressed is, of course, the line of succession at Ojai Foods.
Şirket işinin son parçası olan, tabii ki, Ojai Gıda'nın başarısı.
So, we're talking serious embezzlement. At Ojai Foods.
Yani Ojai Gıda'da ciddi bir zimmete geçirmeden bahsediyoruz.
- if Ojai is already having problems...
- eğer Ojai şimdiden sorun yaşıyorsa...
Losing Ojai'd devastate my family.
Ojai'yi kaybetmek ailemi perişan eder.
You've gotta stop thinking of Ojai as a fruit company.
Ojai Gıda'yı bir şirket olarak düşünmekten vazgeçmelisiniz.
You seel the orchards. You make it contractural in the sale that they use Ojai as their distributor.
Meyve bahçelerini satarsınız, sözleşmeye Ojai'nin dağıtımcı olarak kullanılması... şartını koyarsınız.
I have the printer saving an entire page for ojai.
Baskıcıya Ojai için tam bir sayfa ayırttım.
Actually, mom, ojai's what I want to talk to you about.
Aslında, anne, seninle konuşmak istediğim şey Ojai.
Well, if aone can keep ojai out of bankruptcy, it's your daughter.
Ojai Gıda'yı iflastan kurtaran birisi varsa o da kızın.
It's about ojai.
Ojai hakkında.
It wasn't just your father that built ojai. It was me, too. Raising you kids all by myself, that afforded him the luxury to build a company in the first place.
Ojai'yi sadece babanız değil, sizin hepinizi kendi başıma... yetiştirerek, ben de kurdum, böylece babanıza da... öncelikli olarak bir şirket kurma lüksünü sağladım.
Ojai paid $ 15 million for it... $ 15 million we can't find.
Ojai, hisseler için 15 milyon dolar ödemiş. Bulamayacağımız bir 15 milyon dolar.
Honestly, we haven't spoken since the Ojai thing.
Dürüst olmak gerekirse, Ojai'den beri konuşmadık.
Ojai paid $ 15 million for it.
Ojai, hisseler için 15 milyon dolar ödedi.
What I remember about Ojai were the boys and the sunsets and this old chair on the porch where I read "Jane Eyre."
Ojai ile ilgili hatırladığım şey, erkekler, gün batımları... ve oturup "Jane Eyre" yi okuduğum verandadaki eski sandalye.
No, no, we can't go to Ojai.
Hayır, hayır, Ojai'ye gidemeyiz.
I lost my virginity in Ojai- - both times.
Bekaretimi Ojai'de kaybettim. - her iki seferde de.
Everyone in Ojai was in love with him.
Ojai'deki herkes ona aşıktı.
Why would I wanna go to Ojai with you?
Neden seninle birlikte Ojai'ye gitmek isteyeyim?
And maybe if you come to Ojai, I can show- - -
Ve belki Ojai'ye gelirsen sana gösterebileceğim - Bunu evet olarak kabul ediyorum.
I've decided to go to Ojai today.
Bugün Ojai'ye gitmeye karar verdim.
When did Ojai Foods get into the pie-making business?
Ojai Gıda ne zaman turta yapımı işine girdi?
What does this meanfor ojai?
Bunun Ojai için anlamı ne?
I want the otheralfin ojai foods stock.
Diğer yarısını Ojai Gıda stokları olarak istiyorum.
You'll get a check for halfin a month, and you'll be officiallya shareholder in ojai food.
Yarısı için bir ay içinde bir çek alacaksın ve Ojai Gıda'nın resmi olarak hissedarı olacaksın.
HE DOESN'T CARE ABOUT OJAI.
Ojai'yi önemsemiyor.
I booked us really good package deal at ojai springs...
Ojai Kırlarında bize yarın gece için...
Wh... you know, mom, actually, I-I have booked a spa for sarah in... in ojai.
Biliyor musun anne, aslında Sarah için Ojai'de kaplıca randevusu aldım.
- Yeah, ojai springs spa.
- Evet. Ojai Kırları Kaplıcaları'nda.
We're in ojai.He's just ten minutes away.
Ojai'deyiz. Sadece on dakika uzakta.
- this is ojai, for god sake.
- Tanrı aşkına, burası Ojai.
I'm just over at ojai springs with your sisters.
Kız kardeşlerinle birlikte Ojai Kırları'ndayım.
It would look like we were advertising for ojai foods, and besides that, kitty is much more of a traditionalist than that.
Ojai Gıda'nın reklamını yapıyormuş gibi oluruz ve bunun yanında, Kitty bundan çok daha gelenekselcidir.
Ojai foods.
Ojai Gıda.
Well, graham, reputation aside, ojai's not looking to re any outside consultants at this time.
Şey, Graham, ün bir kenara,... Ojai bu aralar dışarıdan bir danışman tutmayı düşünmüyor.
And ojai doesn't have the human resources to overcome international licensing, tariffs ¡ ª yeah, well, that's just what I do.
Ve Ojai'nin uluslararası ruhsatların, gümrük vergilerinin üstesinden gelebilecek insan kaynakları yok. Evet, şey, bu tam benim yaptığım şey.
Exactly, and thewe create a special division of ojai to handle foreign sales.
Tam olarak ve sonra Ojai'de yabancı satışları idare etmek için özel bir birim kurarız.
Everything that we've been eating features produce that we grow at ojai.Very good.
Yediğimiz her şey Ojai'de ürettiğimiz şeyleri sunuyor. Çok iyi.
And when I walked into ojai, I was not convinced that I would close the deal.
Ve Ojai'ye girdiğimde, anlaşmayı yapacağıma ikna olmamıştım.
I just thought that if you heard what I had to say, you'd see it was a sound decision, something that's good for ojai and for your family, that's it.
Eğer söylediklerimi dinlersen sağlam bir karar olduğunu göreceğini,... Ojai ve ailen için iyi bir şey olduğunu göreceğini düşündüm, o kadar.
But ojai can't afford that kind of risk exposure, and I can't jeopardize a company that my father built, no matter the growth potential.
Ama Ojai böyle bir risk açığını kaldıramaz ve ben de yetiştirme potansiyeli ne olursa olsun babamın kurduğu bir şirketi tehlikeye atamam.
So what if I told you I have a guy that could get ojai in the market access program?
Peki ya sana Ojai'yi pazar erişim programına sokabilecek bir adamım olduğunu söylersem?
But if we're gonna auction off parts of Ojai,
Ama eğer Ojai'nin bölümlerini satacaksak, doğrularını sattığımızdan emin olmak istedim ve...