Oneness traducir turco
57 traducción paralela
Even as this, the symbol of its oneness, is broken into fragments.
Bu bile, bütünlüğün sembolü bile, parçalara ayrıldı.
Sleep is evidently more important to you than the act of oneness.
- Görünen o ki, uyku senin için birlik olmaktan daha önemli.
All right but if that isn't so, if that oneness does exist somehow, then why do we go in so brutally, why do we interfere so much with the material base of our spirits?
Pekâlâ ya bu kadarlıkla kalmıyorsa, bir şekilde bu birlik var olacaksa neden bu kadar acımasızca ilerliyoruz, neden ruhlarımızın cismani kökenine bu kadar müdahale ediyoruz?
- Come on! We all relate universally to a giant oneness.
Hepimiz tek ve büyük bir kâinatın parçasıyız.
I detected a certain oneness in the last consignment.
Son partide sanki bir 1 / 1'lik vardı.
Felt a oneness in him... Know whom you are chasing?
kendimi durduramıyorum gidelim... onun kimlerden olduğunu biliyormusun?
Our oneness with the universe.
Evrendeki tekligimiz.
They've preserved the might and majesty, even mystery of the Church of Rome and the sanctity of the Sacrament, the indivisible oneness of the Trinity but if they'd let me wear a little rubber thing on the end of my cock we wouldn't be in the mess we are now.
Kraliyet makamının şanını, Roma Kilisesinin gizemini... Kutsal Ekmeğin kutsallığını ve İlahi Üçlünün tekliğini de muhafaza etmişlerdi. Ama çüküme o küçük lastik şeylerden takmama izin verselerdi... şu anki durumda olmayacaktık.
Yeah, I stood on many a wind-swept beach and felt a oneness... felt... a...
Evet, bir sürü rüzgarlı kumsallarda bulundum ve birliği hissettim... Hisset... tim...
There is no inner harmony here, no oneness with the cosmos.
Burada içsel armoni hiç yok, Kosmos'la birliktelik yok.
You know, my... my yogi, my guru, my guide Ranbir always says that we are all part of the same oneness, the same universal electric tide.
Yogim, gurum, rehberim, Ranbir her zaman şöyle der... hepimiz aynı özün parçasıyız. Aynı evrensel elektrik akış.
" Ray of oneness piercing the solitude
" Yalnızlığı delen biricikliğin ışığı
The goal of two ones who share space on a plane is double oneness metaphysically.
Bir düzlemde yer paylaşan iki kişinin amacı metafiziksel açıdan çifte ahenktir.
Instead of oneness, I feel isolation.
Bir olmak yerine, izole edilmiş hissediyorum.
Blended into oneness, at last.
Sonsuza dek bir arada olacak şekilde harmanlandılar.
There they were... 16,000 gopis balling Krishna on the riverbank and the energy of their merging was so great, that it created a huge oneness, a total union of love, and it was God.
Hepsi bir arada. On altı bin gobi nehir kenarında... Krishna'yla seks yaparken çıkardıkları enerji o kadar büyükmüş ki bu enerjiler birleşip, tek bir aşkı yaratırmış.
But I have yet to attain omnipresent super-galactic oneness.
Ama daha mutlak evrensel birliğe ulaşmalıyım.
"an understanding of the oneness of all life."
"Tüm yaşamın bir bütün olduğunun anlaşılması"
- Besides, O Oneness, you can't beat him.
Ayrıca, onu yenemezsin.
Look at the beautiful oneness of this tree.
Şu ağaca bak. Sanki iki ağaç birleşmiş.
Oneness.
Birlik...
The central tenet of Islam is the oneness, the indivisible unity of God.
İslam öğetisinin temelinde, teklik, ve Allah'ın her yerde olduğu inancı vardır.
Do you seek oneness with Desala?
Desala adındakini mi arıyorsunuz?
Those who seek oneness find all that they seek.
Tekliği arayanlar aradıkları herşeyi bulacaklardır.
- You must renounce such evil..... to achieve oneness with Oma Desala. - Yes.
- Evet.
So a Jaffa cannot seek oneness before he is willing to die?
Yani Jaffa tekliği arayışına ölümü göze almadan yola çıkamaz?
They have no concept of kindness or cruelty, no way of seeing beyond the oneness of all that energy... to the separateness, the uniqueness, your ability to hate, to love, to feel.
Kibarlık veya zalimlik hakkında bir kavramları yok. O enerjiyi ve geleceği görmenin bir yolu yok. Ayrılmak...
What I experienced was a complete oneness.
Tecrübe ettiğim şey tam bir bütünleşmeydi.
Love is an inadequate word to describe the tacit, almost ashamed oneness of these brothers.
Bu kardeşleri en iyi, sevgi dolu sözcüğü tasvir edebilirdi.
Always merging... observing the oneness of your bodies.
Daima birleşmeli, vücutlarınızın bir olduğunu gözlemleyin.
"In a deep oneness, as wide as the night, like an endless brightness, - so do sounds, colors, fragrances correspond..."
"Gece kadar ıssız bir yalnızlıkta, ucu bucağı olmayan bir aydınlıkta sesler, renkler, güzel kokular kaynaştığında..."
We've been separated from the oneness, and that's what religion exploits.
Bir olmaktan koparılmış olmamızdır ki, dinin sömürdüğü de budur.
Was Florence Nightingale and you're gonna nurse us back to spiritual and mental oneness.
Bize bakıcılık yapıp ruhani ve akli birliğimizi geri getireceksin.
Contrary to the belief of Sumerian polytheism, the "Unity of God and Man" text also corresponds to the "Mutual Oneness"
Sümer çoktanrıcılık inancının aksine, "Tanrı ve insan birliği" metni de "Karşılıklı Birlik" anlamına gelir.
Buddhists seek a feeling of oneness with the universe, Hindus strive for the soul and God to become one and the Catholics search for the unio mystica.
Budistler evrende bütün olma hissi arar, Hindular bütün olmak için ruh ve Tanrı adına çabalar ve Katolikler mistisizm için arayışa girerler.
in Arabic, the oneness of God. He is beyond everything and we don't represent God, but in order to be quite clear in this relationship with God, we never represent or have an image of any of the prophets.
O, her şeyin ötesinde olduğundan, O'nu tasvir etmeyiz ama Allah'la olan ilişkimizde yeterince açık olmak için, hiçbir peygamberi tasvir etmeyiz ya da resmini yapmayız.
It's out of respect towards this oneness of God and following the messenger, never worshipping him.
Bu, Allah'ın birliği ve O'nun elçisini takip etme, asla elçiye tapmama düsturuna ters bir durumdur.
Like you, he felt a sense of oneness with the weapon.
Senin gibi, kılıçla kendini bir hissediyordu.
Each day help me realize the oneness that nurtures, strengthens, and invigorates.
Her gün eğitimin, kuvvetin ve hayatın birliğini anlamam yardımcı ol.
You know, you sense the oneness in all.
Birlikteliği hissedersin ya.
by the local Indian community. You have the true sense of the oneness of all.
- Sizde gerçek birlik duygusu var.
As long as you allow yourself to merge body and spirit in a state of oneness...
Bedeninin ve ruhunun birlik içine olmasına izin verdiğin sürece...
With great power comes inner peace, oneness, and tranquility.
Büyük güçle beraber iç huzuru, birlik ve sakinlik gelir.
I found myself out in deep space, and it was this experience of complete oneness with the cosmos.
Kendimi derin uzayda buldum ve bu kozmosla tam bir birlik deneyimiydi.
Without opening your hearts and letting love bathe the pain, you'll never grow to the oneness you need to flourish.
Kalplerinizi açmadan ve aşkınızı acı ile yıkamadan birlikte büyüyemezsiniz. Gelişmeye ihtiyacınız var.
All fives must be cleansed of their five filth and reduced to oneness. Jeff.
Bütün Beşler, Beş pisliklerinden arınıp Birliğe inecekler.
All fives were reduced to oneness in the great purge of about two minutes ago.
İki dakika önce tüm Beşler arınarak Bir seviyesine indiler.
Never believed in the mother of God or any of the heavenly oneness horse shit she preached.
Tanrı Ana'ya ya da vaaz çektiği Yüce Varlık zırvalarına hiç inanmadım.
In the end, uh, before, uh, my father passed away, he and Ali came together in love and unity and oneness of the spirit.
Nihayetinde, babam ölmeden önce o ve Ali bir araya geldi ve sevgiyle bir aradaydılar. Ruh birliği yaptılar.
He talked about the oneness his people have with the Earth.
İnsanlarıyla Dünya hakkındaki görüş birliklerini anlattı.
Gently opening your eyes, bringing that sense of peace and oneness to everything that you see today.
Gözlerinizi yavaşça açarak huzur ve teklik hissini bugün gördüğünüz her şeye odaklayın.