Oozy traducir turco
18 traducción paralela
I mean, they leave such an oozy corpse.
Demek istediğim, geride sulu ceset bırakırlar.
And putting that peroxide floozy into my film!
O sürtüğü benim filmime koyuyor!
The oozy gooey-ness of it.
Cıvık yapışkanlığı.
It's being a wile since we got oozy.. because she gets it here.
Sen buraya geldiğinden beridir, nasıl desem, aramız limoni.
- We could, but with a liver this oozy....
- Belki, ama sızıntılı karaciğerle...
♪ It's oozy and it's green ♪
"O ıslak ve yeşil"
I've got this new land lady, oozy old broad, keeps showing up at my door in an open robe and a bottle of gin.
Yeni bir ev sahibem var, ayyaş, yaşlı bir kadın. Sürekli önü açık sabahlığı ve bir şişe ciniyle kapıma geliyor.
And besides, it feels kind of oozy. - Awesome, let's see it.
Hem biraz sızlıyor da.
Lucky to be alive. And to be here with you in all of your oozy wonder. - Oozy?
Yaşadığım ve burada senin sızıntılı yaranla beraber olduğum için şanslı.
So we got a missing doctor and an oozy patient, huh?
Kayıp bir doktor ve ölü bir hastamız mı var?
Not a nasty, dirty, wet hole full of worms and oozy smells.
Bu kovuk, ne kirli, pis ve nemli kovuklardandı ne de solucanlı ve iğrenç kokulu kovuklardan.
Oh, it's really oozy. Ow.
- Oh, bu gerçekten vıcık vıcık.
Check out this oozy doozy.
Bak nasıl uf olmuş.
Not a nasty, dirty, wet hole filled with the ends of worms and an oozy smell nor yet a dry, bare, sandy hole with nothing in it to sit down on or to eat.
Ne pis, kirli, ıslak, kötü kokularla ve kurtlarla kaplı bir kovuk ne de kuru, sade, kumlu, içinde oturacak ve yiyecek bir şey olmayan kovuklardandı.
Oozy but productive.
Sızıntılı ama verimli.
This look a little oozy to you?
Bu sizin için biraz oozy görünüyorsun?
- He's very oozy.
- Çamur gibi oldu.
Good morning, woozy-oozy head.
İyi sabahlar şişkin, sersem kafa.