Opener traducir turco
762 traducción paralela
- Oh, there's the can opener.
Konserve açacağı oradaymış demek. Evet.
Have you got a can opener?
Konserve açacagin var mi?
A letter opener. The blade was sharper than I thought.
Mektup açacağı, düşündüğümden daha keskinmiş.
Hey, what about an eye-opener, huh?
Hey, bir göz açıcıya ne dersin?
I was opening a can in the kitchen the other night and the can opener slipped.
Geçen gece mutfakta teneke bir kutuyu açmaya çalışıyordum.
Look how I'm living by myself with a can opener.
Bakın, bir konserve açacağıyla yalnız yaşıyorum.
Hey, Blanche, you seen the bottle opener?
Şişe açacağını gördün mü?
He was just a human bottle-opener.
İki bacaklı bir şişe açacağı idi!
- Use a can opener.
- Açacak kullanarak.
Here's the opener.
Açacak burada.
- Ripped us like a tin opener.
Bir konserve açacağı gibi kesmiş bizi.
Can opener.
Konserve açacağı.
"Use the opener, Richard."
"Açacağı kullan Richard."
You got an opener? Thank you.
- Açacak var mı?
I ought to take a can opener to you.
Sana konserve açacağı lazım.
Why that's my letter opener.
O benim mektup açacağım.
- Oh, the bottle opener.
- Açacak. Unuttum.
It'll take a second and I'll get the opener...
- İzin ver açıklayayım.
Canada in the summer, Mexico in the winter, the four of them living out of one suitcase and one can opener.
Yazın Kanada'da, kışın Meksika'da. O dört kişi ; yersiz yurtsuz ve aç susuz bir hâlde yaşıyorlardı.
I'm looking for the can opener I stole from the porter.
Görevliden aşırdığım şu anahtarı bulayım da.
When you find a dead body you can't identify, check his pockets : if there's a can opener, he's British.
Eğer çölde bir ceset bulursan ceplerini kontrol et... Eğer cebinde bir konserve açacağı varsa, O bir İngilizdir..
If there's a bottle opener, he's French.
Eğer bir şişe açacağı, varsa, Kesin bir Fransızdır..
You need a can opener?
Saha...
If I have to be the can opener, as well,
Elimde bir konserve açacağı olsa da,..
Opener.
Açacak.
Need an opener for...
Açacak lazım...
No champagne opener.
Şampanya açacağı yok.
Maybe they have an opener.
Belki de onlarda vardır.
I'm sorry, I couldn't find an opener.
Açacak bulamadım.
Stanley, you don't use a bottle opener with champagne.
Stanley şampanyayı açacakla açmazsın.
To fix a clock, he opened it with a can-opener.
Bir saati tamir edecekti ve onu konserve açacağıyla açtı.
I seem to have stabbed myself with a letter opener.
Mektup açacağıyla kendimi bıçakladım galiba.
She's got a can opener.
Açacağı var.
Can opener, screwdriver, punch, straight blade, even a skinning blade.
Konserve açacağı, tornavida, delgi, kesici, hatta soymaya da yarar.
Everything will be an eye-opener to you.
Her şey senin için yeni olacak.
Up to the opener.
Bahsi açanda.
Opener checks.
Açan pas diyor.
The letter opener she thinks killed Lomax... wouldn't bruise a grape.
Lomax'ı öldürdüğünü sandığı mektup açacağı bir üzümü bile delemez.
- I said, "Be sure to get me a can opener."
- "Bana açacak al." demiştim.
Wizard in the kitchen can-opener... prepares mayonnaise... sharpens knives
Mutfaktaki sihirbaz teneke kutularını açar. Maydonez hazırlar, bıçakları biler.
I got a fine Irish kid that could turn pro for the opener.
Elimde profesyonel olabilecek harika bir İrlandalı çocuk var.
Mind you, he's a wizard with the tin opener, too.
Sihir! Konserve açacağında da çok usta.
Scanlon, who's pitching the opener?
Scanlon, bahis paralarını kim topluyor?
- Who's pitching the opener?
- Paraları kim topluyor?
When he went to call my father, I carved something on the top of his desk with a letter opener.
Onlar babamı ararken ben bir polisin masasının üstünü bir mektup açacağıyla kazırdım.
Adalbert, give me the letter-opener.
Adalbert, bana mektup açacağını ver.
We're facing heavy opposition on the other networks for Wednesday nights and The Mao Tse-Tung Hour could use a sensational opener.
Çarşamba geceleri diğer kanallarda çok ciddi rakiplerimiz var ve Mao Tse-Tung Saati sansasyonel bir açılış yapabilir
Do you have a can opener?
- Konserve açacağın yok mu?
A pot of coffee and a can opener.
Gerçi gördüğüm ilk deliksiz masa.
Sounds like a big cat with a can opener.
Bay Victor Velasco'yu unuttum, 6A yaşıyor.
Can opener!
Şişe açacağı!