Orb traducir turco
781 traducción paralela
There's not the smallest orb which thou behold'st but in his motion like an angel sings, still quiring to the young-eyed cherubims.
Bu senin bildiğin o minik dünya değil hareketleri meleklerin şarkıları gibi, genç bakışlı melekleri arıyor.
Accept this orb from God.
Tanrıdan bu küreyi kabul et.
IT JUST PLACES US IN A DIFFERENT ORB ITAL POS ITION.
Biraz oyun, kart falan oynarız, olmaz mı? Kalkış saatimizi 15 dakikadan fazla geciktirirsek burası farklı bir yörüngesel konuma geçmiş olur. Özür dilerim, Corry.
SEVERAL ORB ITS AND RETURN. THEN THIS WAS A S IMU LATED TRI P TO THE MOON?
Öyleyse bu simüle edilmiş bir aya yolculuk, doğru mu, general?
He says Orb will soon show him how it is done.
Dediğine göre Küre ( Güneş ) yakında nasıl yapıldığını ona gösterecekmiş.
He says Orb only shows the secret to the leader.
Küre, sırrı sadece lidere gösterecekmiş.
Orb will show me.
Küre bana gösterecek.
- When Orb decides it.
- Küre karar verdiğinde.
- Orb is for strong men.
- Küre, güçlü adamlar içindir.
Orb has sent me this creature to make fire come from his fingers.
Küre bu yaratığı bana gönderdi, elerinden ateş çıkarması için.
I say tomorrow you will rub your hands together and hold them to the dry sticks and ask Orb to send you fire.
Bence yarın ellerini birleştirip Küre'un sana ateş göndermesini dileyeceksin.
When Orb gives fire back to the sky, let him look down on them.
Küre ateşi geri verdiğinde onları bakması gerek.
Then, that is when they die and Orb will give us fire again.
O zaman ölecekler ve Küre bize tekrar ateş verecek.
They all died when Orb left the sky and the great cold was on the ground.
Küre gökyüzünü terk edip soğuk geldiğinde hepsi öldü.
And Orb will give me fire again.
Küre ateşi bana tekrar verecek.
I have said we will wait until Orb shines again.
Küre tekrar doğana dek bekleyeceğiz.
Do you think they come from Orb?
- Sence Küre'den mi geldiler? - Hayır.
The tribe say you are from Orb, and that when you are returned to him on the Stone of Death, we will have fire again.
Kabile Küre'den geldiğinizi söylüyor ve ona döndüğünüzde yine ateşimiz olacak.
Orb strikes the old stone, and Za does not bring them out.
Küre yükseliyor Za yine de çıkmıyor.
Orb is above us, and there is no fire!
Küre üstümüzde ve halâ ateş yok.
On your back... lives a golden orb-web spider.
Sırtını... hayat orb-web altın örümcek.
Swear not by the moon, the inconstant moon that monthly changes in her circled orb, lest that thy love prove likewise variable.
- Ayın üzerine yemin etme. değişen ayın, yörüngesinde her gece yön değiştiren ayın üstüne yemin etme. Senin de aşkın onun gibi değişken olur sonra.
With the outbreak of isms, like socialism, anarchism, imperialism or communism, sunspots start to multiply on the face of the golden orb.
İzm salgınıyla beraber, sosyalizm, anarşizm, emperyalizm veya komünizm gibi, altın küre üzerinde güneş lekeleri çoğalmaya başladı.
" And aspire to drop some golden orb of perfect song
" Ve bize kusursuz şarkıların altın namelerini sunacaklar
Could I have a hit off that hot orb, Milo?
O keyfi ben de biraz yaşayabilir miyim, Milo?
There's the orb, the telescreen, the orgasmatron.
Küre ve Orgazmatron var.
I need my orb.
Küreme ihtiyacım var.
My orb, my...
Kürem, kürem...
- There ain't any such orb.
- Öyle bir gök cismi yok!
- Orb?
- Gök cismi?
It ain't an orb.
O gök cismi değil.
The golden orb tempting the Fates.
- Altın küre kaderi belirliyor.
"Jeff Wode is feeling better... and is now prepared to step back into society and start tossing his orb about."
"Jeff Wode artık daha iyi... topluma dönmeye hazır ve içi içine sığmıyor."
You seem to me as Dian in her orb.
Bana küresinin içindeki Diana gibi göründün.
I understand you brought back an Orb.
Anlaşılan geriye bir de Küre getirmişsiniz.
I know nothing about an Orb.
Küre hakkında bir şey bilmiyorum.
It is the third orb, the orb of prophecy and change.
Bu üçüncü küre, kehanet ve değişim küresi.
The last time I encountered the third orb, you were part of my vision.
Üçüncü küreye son bakışımda,... görüntünün bir parçasıydın.
I'm sure the assembly would have had no objection to your encounter with an orb had Vedek Bareil consulted us.
Vedek Bareil küreye bakman için konseye danışsaydı eminim itirazları olmazdı.
I encountered an orb, Commander.
Bir küreye baktım Komutan.
The stone is a fragment of an Orb from the Celestial Temple.
Taş, Celestial Tapınağından bir kürenin bir parçası.
So he used the Orb fragment as a catalyst to give their fears a physical form.
Bu yüzden kürenin parçasını onların korkularını fiziksel bir forma sokacak bir katalizör olarak kullandı.
We have learned much from the orb, the living center of the crystal.
Kristalin kalbi olan küreden çok şey öğrendik.
Inside this harmless-looking orb are two that's two hundred sticks of TNT.
Bu zararsız kürenin içinde... 200 tane dinamit var.
The golden orb had almost disappeared... behind the interlacing fingers of the hawthorn.
Alıçın birbirine geçmiş dallarının arkasında... altın küre neredeyse yok oldu.
The golden orb..
Altın küre..
The golden orb- -
Altın küre...
Golden orb.
Altın küre.
The golden orb- - The golden orb- -
Altın küre...
Trakor's Third. When he first encountered the Orb of Change.
Trakor'un 3. kehaneti, Değişim Küresiyle ilk karşılaştığındaki.
An Orb of the Prophets.
Kahinlerin kürelerinden biri.