Oreo traducir turco
139 traducción paralela
- Hey, the Oreo cookie's leavin'!
- Hey, kremalı kara bisküvi gidiyor.
Like an Oreo cookie.
Bir Oreo kurabiyesi gibi.
He thinks about a lot of things besides Oreo cookies.
Kurabiye dışında düşündüğü başka şeyler de var.
An Oreo cookie for me?
Bana kurabiye mi getirdin?
Are those Oreos?
Oreo mu yiyorsun?
You know, Oreos arejust about my favourite cookie in the whole world.
Biliyor musun, oreo benim de dünyada en sevdiğim kurabiyedir.
Do you have Oreo pieces?
Oreo bisküvisi var mı?
That's where I keep my root beers and my double-thick Oreo cookies.
Gazozlarımla katmerli çikolatalı gofretlerimi oraya koyarım.
Yucca, barbecue, Oreo cookies.
Yukka çiçeği, barbekü ve Oreo kurabiyeleri.
Oreo is that for you.
Sanırım senden hoşlanıyor.
What's this? The Oreo line!
The Oreo cizgisi mi!
The Oreo line!
The Oreo!
Oreo line!
Oreo line!
Oreo cookies.
Oreo kurabiyeleri.
A message to the Oreo cookie.
Bu beyaz gibi yaşayan zenciye mesajımızdır.
I got Just Oreo filling.
Bende sadece fındık var.
Buckman's eating an Oreo up in the galley.
Buckman yukarıda Oreo yiyor.
You know how an Oreo has that soft filling between two hard cookies?
Oreo'nun o iki sert kurabiye arasında yumuşak bir kreması olduğunu biliyorsun, değil mi?
She did attack a vending machine once, when a Twinkie came out of the Oreo chute.
Bir keresinde şekerleme makinesine saldırmıştı. Yanlış ürün verdiği için.
Joey stuffing fifteen Oreos in his mouth.
Joey ağzına 15 tane Oreo tıkıştırıyor.
Like an Oreo cookie.
Oreo kurabiyesi gibi.
You know, many is the quart of milk we poured in the backyard waiting for the Oreo tree to grow.
Birçok kez yarım litreye yakın sütü arka bahçeye döküp çikolata ağacının çıkmasını bekledik.
First I tried teaching'him how to eat an Oreo.
İlk önce ona nasıl Oreo yeneceğini öğretiyordum.
Chris, the way to eat an Oreo is to twist it, pull it apart and lick it.
Chris, Oreo yemenin yolu önce onu döndürmek sonra ikiye ayırmak ve yalamak.
"The filling in our little Oreo."
"Onun kakaolu bisküvisinin arasını dolduran kremayım."
They have Oreo ice cream mud pie.
Dondurmalı pastaları var.
Meadow thinks she'd be dating the Oreo cookie if not for me.
Meadow, o karabaşla benim yüzümden ayrıldığını sanıyor.
Oreo? No, thankyou.
Hayır, sağ ol.
That's right. If the Oreo wrapper fits, wear it, brother.
Ayakkabı uyuyorsa giy.
My civil rights are being violated'cause some jig drug dealer named Overkill or Oreo or whatever the fuck his name is mentioned a guy named Hollywood Jack?
Overkill mi, Oreo mu adı her neyse uyuşturucu satan geri zekalı Arapın teki Hollywood Jack diye birinden bahsetti diye benim vatandaşlık haklarım ihlâl mi ediliyor?
Yeah, man, you know you gotta stay focused if your gonna invent those quadruple Oreo s Those are a secret, man No yeah, this is good.
evet, dostum, biliyorsun, dikkatli olmalısın senin dörtlü oreonu bulmaları konusunda onlar sırdı, dostum hayır doğru, bu iyi. neden kendini bir çocuk için bitireceksin, çocuklar her zaman babasız büyüyebiliyor
I want a dozen double-stuffed Oreos, IV push... ready with 1,000 milligrams of peanut butter crackers and two amps of Nestle's Quik.
Bir düzine çifte Oreo çikolatası istiyorum, damardan. 1000 mg. fıstık ezmeli kraker ve 2 ampül Nesquik'le hazırlammış.
And one with Heath Crunchand Oreo.
Biliyor musun, hiçbir tada değişmem.
Vanilla yogurt, Heath crunch Oreo, raw cookie dough and walnuts.
Çikolatalı. Meyveli. Kiraz soslu ve limonlu.
I used to like to do a lot of things... before I married Mrs. Crowley- - drink malt liquor... listen to rap music... eat Oreo cookies.
Bayan Crowley'le evlenmeden önce, hiç fena değildim. Çok içerdim, rap dinlerdim. İğrenç kurabiyeler yerdim.
Where are the Oreos?
Oreo'lar nerede?
What are you going to do about it, Oreo?
Ne yapacaksın, Oreo?
It's chocolate pie with Oreo cookie crust... and sometimes you can get Luke to put gummy worms in it... like worms in the mud, so you can imagine.
Çikolatalı turtanın altında kurabiye taban var ve bazen Luke'u kandırabilirsen içine solucan şeker de koyar. Topraktaki solucanlar gibi. Hayal edebilirsin.
I didn't fill that Oreo's prescription.
Reçetede yazan ilacı kullanmadım.
Los Oreos.
Oreo'lar.
Mostly because I don't like being the cream filling in your oreo of bitchyness
Çünkü sürtük kurabiyesinin arasında ki krema dolgusu olmak istemiyorum.
OREO.
YDO.
If something were to happen to you, Farmer candy sprinkles, MM's, Oreo cookies there's no amount of topping that would cover the amount of guilt that I would have.
Eğer başına bir şey gelecek olursa, Farmer şeker parçacıkları, MM's, Oreo kurabiyeleri hiçbir satış rekoru hissedeceğim suçluluk duygusundan daha fazla olamaz.
Because I liked oreo cookies.
Çünkü Oreos kurabiyelerini severdim
- Hey, I liked the Oreo-Red Hot sashimi.
Kremalı çikolatalı bisküvili ve acılı sashimiyi beğendim.
One minute, my best friend is just... having an Oreo smoothie with her kid, and then the next minute all I got is blood drops.
Bir dakika önce, en iyi arkadaşım kızıyla birlikte içeceklerini içerken, bir dakika sonra onlardan kalan tek şey, bulduğum kan izleri oluyor.
He also mentioned you like Oreo ice cream and white daisies.
Aynı zamanda Oreo dondurması ve beyaz papatya sevdiğinden de bahsetti.
You're not just an Oreo, Aeysha.
Sen sadece Özenti değilsin Aeysha.
See, the real Aeysha got teased every day in junior high for being an Oreo.
Gerçek Aeysha'yla, Özenti diye okulda her gün alay ettiler.
"Christopher, what's the best part of an Oreo cookie?"
"Christopher, bir Oreo kurabiyesinin en iyi bölümü neresidir?"
What is the best part of an Oreo cookie?
Oreo kurabiyesinin en iyi bölümü neresidir?