English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ O ] / Oriented

Oriented traducir turco

352 traducción paralela
We need a sociologically-oriented program.
Bizim sosyal tabanlı bir programa ihtiyacımız var.
Helical vector oriented.
Sarmal vektör yönlendirildi.
The axes along which collagen fibers are oriented.
Kollajen liflerinin yöneldiği eksenler boyunca.
You are not oriented to be a believer.
İnançlı olmak amacında değilsiniz.
He's oriented by his mind, not by his emotions
Duyguları ile değil aklıyla hareket eden biri.
And I'd like to get oriented to the critical area.
Ve bu kritik alana hazırlıklı olarak başlamak isterim.
Stanley's television-oriented, so he's frustrated by voices he can't see.
Stanley televizyona odaklı, göremediği kişilerin seslerine dayanamıyor.
She's very home-oriented, as she would put it. But I guess aside from that, I'm pretty ha...
Onun deyimiyle ev odaklıdır.
Howard, you're too time-oriented.
Howard, fazla zaman odaklısın.
- You're so avoidance-oriented. - Phyllis...
- Cranshaw'lar bu gece gelemeyecek, hastalar.
Howard, you're too emotionally-oriented.
Stanley, yemek hazır.
During 48 hours, workers, business-oriented storekeepers and men they had initiated a strike singular in defense of the Jews.
48 saat boyunca işçiler, esnaflar ve işadamları Yahudileri korumak için ortak bir grev yaptılar.
Under the fashions... which cancel themselves and are recomposed on the frivolous... surface of contemplated pseudo-cyclical time, the grand style of the epoch is... always to be found in what is oriented by the obvious... and secret necessity of revolution.
Sahte devirli zamanin gösterisinin yüzeysel yüzeyinde gelip giden modalarin ardinda, bir çagin büyük tarzi, devrim için gizli fakat yine de belirgin olan ihtiyacin elinde tuttugu seylerde bulunabilir.
Central Park West, Brandeis University, socialist summer camps... and the father with the Ben Shahn drawings... really strike-oriented...
Ve Sosyalist Yaz Kamplarını ve... Ben Shahn'ın resimlerini seversin öyle mi? ...
A self-programming, goal-oriented...
Kendini programlayan, hedef belirleyen...
As I was saying, in a world of predominantly male-oriented psychology it was only natural to arrive at the term, pee...
Dediğim gibi, erkek egemenliğinin hüküm sürdüğü bir ortamda bu kavramın doğması son derece doğaldı.
I think I'm fairly well psychologically oriented.
Oldukça psikolojik açıdan yaklaşıyorum.
It is conservatively estimated that over $ 12 billion in illegal accounts resides deep in the secret vaults of the 520 banks of this, the most money-oriented city in the world.
Dünyanın bu en paraya yönelik şehrinde 520 bankanın kasalarında saklı yasadışı hesaplarda 12 milyardan fazla olduğu tahmin ediliyor.
- Lately, I've been career oriented.
- Artık işime daha çok düşkünüm.
And in this once quiet, tourist-oriented community, the tourists are beginning to stay away.
Burası bir zamanlar turistlerle dolu, sakin bir yerdi. Ama şimdi turistler çok korkuyor.
There's nothing wrong with being career-oriented.
Kariyerine düşkün olmak kötü bir şey değildir.
Sir, they were coming from Managua, and they were Communist-oriented.
Efendim, Managua'dan geliyorlarmış, ve komünist kökenliymişler.
They're survival oriented.
Savaş hikayeleri ve canavar filmleri eğiticidir.
Asphalt and finances are male-oriented fields.
Asfalt ve bütçe, erkeklere yönelik alanlardır.
It's what we call in N.Y. a result-oriented performance.
New York'ta böyle deriz : sonuç odaklı performans.
I felt as though the attack was sexually oriented.
Saldırının cinsel amaçlı olduğunu düşünmüştüm.
"The Clamp Chinatown Centre, where business gets Oriented."
"Clamp Çin Şehri Merkezi, iş in uzadığı yer."
LorCoTron is a very conscientious company, very consumer-oriented.
LorCoTron çok esaslı bir şirkettir, müşteri tabanlıdır.
You know, fashion-oriented modeling.
Yani, moda modelliğinde.
Why don't you go on back there, get yourself oriented?
Neden gidip yerleşmiyorsun?
Men are all sex-oriented
Siz erkekler hep sabırsızsınız!
- I'm supposed to find out if you're oriented.
Odaklanma sorunun olup olmadığını öğrenmem gerekiyor.
Grandiose, lyrical, erotic... and Girl Scout-oriented. You can't top it.
Muhteşem, şiirsel, erotik ve tam izci kızlara göre daha iyisi olamaz.
We tend to be tribal, aggressively territorial, oriented by selfish sexual and reproductive drives that make co-operation beyond the family or tribe extremely hard for us.
Beraber biçimde, belirli bir bölgede yaşamalıyız,... o bölgede avlanmalıyız, üremeliyiz,... bu da o topluluk dışındaki hayatımızı bizim için çok zor kılar.
You know, Robert's not too oriented towards, uh, normal sex... so there wasn't much in the way of normal sex in our relationship.
Robert'ın normal sekse karşı fazla bir yönelimi yok. İlişkimizde pek öyle normal yollardan seks yoktu.
She's alert and oriented.
Bilinci ve dikkati yerinde.
Not service oriented.
Hizmet odaklı değil.
Miss Stoeger seemed to be same-sex oriented.
Bayan Stoeger hemcinslerinden hoşlanıyor gibiydi.
- He's alert and oriented.
- Şimdi açık.
Chuny, see if he's oriented.
Chuny, bilinci açık mı bak.
From what we've seen of them, they're a remarkably pleasure-oriented people.
Gördüğümüz kadarıyla eğlence-merkezli oldukları belirtilebilir.
Now, that's 10 traditional, ransom-oriented abductions in the last five years.
Son beş yılda tam on klasik tarzda fidye amaçlı çocuk kaçırma olayı.
- She's very goal-oriented.
- Çok kararlı biridir.
- LOL, vitals normal, oriented times zero.
- Bulgular normal, bilinç kaybı.
It's about music and advertising... and youth-oriented product positioning.
Müzik, reklam ve gençlik merkezli ürün görüşleri için.
In the more academically oriented evolution, she's receiving better marks than most.
Akademik bağlantılı eğitimlerde çoğundan daha iyi sonuçlar veriyor.
It was sort of like living on an air force base... because it's a big complex and it was very community oriented... in a sense that most people walked to wherever they were going.
Bu, hava kuvvetleri üssünde yaşamak gibi bir şeydi çünkü burası büyük bir kompleks ve çoğu insan her şeyi birlikte yapıyordu.
The modules aren't all oriented the same.
Modüllerin hepsi aynı doğrultuda değil.
So he's thorough, goal-oriented.
Demek titiz, amaca odaklı biri.
Was she oriented to time?
Zamanı biliyor muydu?
FIRST, I WANT TO GET ORIENTED.
Önce bir şey öğrenmeliyim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]