Orpheum traducir turco
48 traducción paralela
Oh... Oh, if we hurry, maybe we can catch the Clark Gable movie at the Orpheum.
Acele edersek, Clark Gable filmine yetişebiliriz.
- The Orpheum Theater.
- Orpheum Tiyatrosu.
- That means the Orpheum Theatre.
Bunun anlamı Orfeum Tiyatrosu.
The Shadow Of Death, a gripping drama, was the last play presented at the Orpheum.
Ölümün Gölgesi, Sürükleyici bir drama idi, ve Orfeum'da oynanan son oyun idi.
The Orpheum Theatre stands right on top of it.
Orfeum Tiyatrosu onun üzerindedir.
The Orpheum Theatre.
Orfeum Tiyatrosu.
Presents a cavalcade of rock'n'roll Stars live and in person At the majestic Orpheum theater.
Orpheum Salonundan canlı olarak, rock'n'roll yıldızlarını sunuyor.
I mean, we've been playing big places everywhere, but when we did that sound check at The Orpheum, it suddenly hit me.
- Bu arkadaşım Jeff. Tanrım. Eve dönmek inanılmaz.
I'm playing The Orpheum, you know? I mean, the last time I played here was, uh, the prom.
Bir sürü büyük yerde sahneye çıktık ama Orpheum'da ses provası yapıyorduk ve çok etkilendim.
I'm confused. 'Cause I was going to hit the Orpheum Circuit with that material.
Kafam karıştı çünkü bununla Orpheum Circuit'e başvuracaktım.
Borden's journal entry for April 3, 1897, describes a show at the Orpheum Theater.
Borden'in 3 Nisan 1897 tarihli yazısı Orpheum Tiyatrosu'ndaki bir gösteriyi anlatıyor.
Who's going to hire the ing � nieur that killed Julia McCullough in front of a sellout crowd at the Orpheum?
Orpheum'u hınca hınç dolduran kalabalık önünde Julia McCullough'u öldüren mühendisi kim işe alır?
We ponder the situation. I'm trying to accurately describe... Orpheus on the Orpheum Circuit bathed in tango light, the kind of light that makes the dead... get out of their graves and tango.
Tango ışığında yıkanmış Orpheum devresindeki Orpheus'u doğru olarak tanımlamaya çalışıyorum.
But manager-producer Ian Hawke has assured Fox the trio will make their first stop tonight on their highly anticipated world tour at the Orpheum Theatre in Los Angeles.
Ama temsilci-yapımcı Ian Hawke topluluğun beklenen dünya turnesini Los Angeles'daki Orpheum Tiyatrosu'nda başlatacağını söyledi.
The Orpheum brings your feelings up to the surface... so I can see them better. So I can make you well.
Orpheum duygularınızı yüzeye çıkarıyor ki onları inceleyebileyim.
Starting him on Zyprexa, Haldol, possibly Orpheum... pending Dr. Gianetti's final diagnosis.
Ona Zyprexa ve Hadol vermeye başla ve Dr. Gianetti onaylarsa Orpheum.
Are you talking about Orpheum?
Orpheum'dan mı bahsediyorsun?
Prep him for an... additional 20 cc's of Orpheum.
Ona 20 ölçek daha Orpheum ver.
This is how Orpheum is designed.
Orpheum bu şekilde tasarlandı.
Orpheum is not a drug!
Orpheum bir ilaç değil!
Orpheum is a microscopic machine... doing exactly what I programmed it to do.
Orpheum mikroskobik bir makine programladığım şeyi yapıyor sadece.
- What is that?
- Nedir o? Orpheum mu?
Orpheum? - No, no, no.
- Hayır, hayır, hayır.
If Orpheum has mutated... it's doing so... so it can survive.
Eğer Orpheum mutasyona uğradıysa bunun sebebi hayatta kalmak istemesi.
Orpheum from Gianetti's lab.
Gianetti'nin laboratuvarından aldığım Orpheum.
I was exposed to the Orpheum compound... when Mr. Loomis bit me.
Bay Loomis beni ısırdığında Orpheum'a maruz kaldım.
I don't want Orpheum.
Orpheum istemiyorum.
- Orpheum?
- Orpheum?
Gianetti had it put in when he started the Orpheum program.
Gianetti Orpheum programını başlattığında inşa etmişti bunu.
- I designed Orpheum to replace... those crude techniques.
- Orpheum'u bu kaba teknikleri yenilemek için tasarladım.
Is that what Orpheum is?
Orpheum bu mu?
Orpheum is the future.
Orpheum geleceğin ilacı.
The Orpheum Theatre!
Orpheum Salonu!
Xanadu, a division of the orpheum investment group.
Xanadu, Orpheum Yatırımcılık grubunun bir parçası.
They have that concert at the Orpheum every year.
Heryıl Orpheum'da konser veriyorlar.
- I think he's in the 11th grade - asked me to go to a concert with him on Saturday at the Orpheum downtown.
Tahminimce 11. sınıfta.. benimle Cumartesi günü Orpheum'daki konsere gitmek istediğini söyledi.
They're coming to the Orpheum downtown.
Orpheum'a gelecekler.
But it's the Orpheum downtown.
Ama orası Orpheum şehirmerkezi.
And here's the Orpheum box office right on Adams.
Burası Orpheum posta ofisi, Adams'da.
We finally got there, we were about to go into the Orpheum, and there's this cop at the window.
En sonunda oraya ulaştığımızda pencereye bir polis yanaştı.
You can wait over there across the street, at the Orpheum.
Orpheum'dan beni bekleyebilirsin, orada caddenin karşısında.
Agent Dunham just left the Orpheum theater quarantine in a city taxi.
Ajan Dunham az önce karantinaya alınan Orpheum Salonu'nu bir taksiyle terk etmiş.
I know about the shootout at the Orpheum.
Orpheum'daki çatışmadan haberim var.
But this is the orpheum theatre.
Ama burası Orpheum Theatre. Burası tarihi bir yer.
"Dear Miss Swan, we regret to inform you that the Orpheum Press... is electing not to publish your manuscript."
"Sayın Bayan Swan, size bildirmekten üzüntü duyarız ki Orpheum Yayınevi sizin metninizi yayımlamama kararı almıştır."
What do you say I meet you at the Orpheum tonight?
Bu akşam seni Orpheum'a davet etsem ne dersin?
A man of my talents, I should be playing the Orpheum Circuit!
Benim gibi yetenekli biri Orpheum Tiyatroları'nda çıkmalıydı!
The prom.
Orpheum'da çalıyordum.