Orta traducir turco
11,314 traducción paralela
In short, Balkanize the central section.
Kısacası orta kısmı Balkanlaştıracağız.
You're asking me if Justin has enemies, and it sounds almost medieval.
Bana Justin'in düşmanları olup olmadığını soruyorsunuz. Sanki orta çağda yaşıyoruz. Gülüyor.
But if you did, you'd know that I'm not just another middle-class white boy, okay?
Ama izleseydin, orta sınıfa mensup sıradan bir beyaz olmadığımı bilirdin.
Middle-aged, recently divorced.
Orta yaşlı, yeni boşanmış.
The same country, the only country, mind you, that guarantees protection of the middle class against unions and immigrants... parasitic financial schemes.
Dikkatini çekerim, orta hallilere sendikalara ve göçmenlere karşı kan emici finansal entrikalara karşı garanti veren tek ülke.
And in return, she's stuck with a middle-aged man.
Karşılığındaysa bu orta yaşlı adama takılıp kaldı.
A midlife crisis?
Orta yaş krizi falan değil midir?
Is this your midlife crisis, Mitch?
Bu senin orta yaş krizin mi, Mitch?
Have a regular person's midlife crisis.
Sıradan bir orta yaş krizi geçir.
We're principled people
Biz orta halli insanlarız.
Call it middle-aged shyness if you like.
İsterseniz orta-yaş çekingenliği diyelim buna.
We have some information from the CIA regarding Middle East.
CIA'den Orta Doğu'yla ilgili bilgi geldi.
Our DC8 has alerted the UK, US, China and half of Middle East.
DC8'imiz İngiltere, Amerika, Çin Orta Doğu'nun yarısını harekete geçirdi.
If we hand over the cop who killed the Middle Eastern buyer, they'll tell us where to find Helios.
Orta Doğulu müşteriyi öldüren polisi teslim edersek bize Helios'un yerini söyleyecekler.
According to my informer, he can give me the whereabouts of Helios if we give him the officer who shot the Middle Eastern buyer, who happens to be Inspector Fan.
Muhbirim Helios'un yerini size söyleyebilirim diyor karşılığında Orta Doğu'lu müşteriyi vuran Komiser Fan'ı ona verirsek.
And now that Carlos gave back the center cut, it's even better.
Şimdi Carlos orta fiyatı geri verdi, bu daha da iyi.
You're middle-aged, that's what it is.
Orta yaşlısın, sorun burada.
Everybody middle-aged always thinks the world's about to come to an end.
Orta yaşlı herkes dünyanın sonu geldiğini düşünür.
Over the next few months we'll make arrangement for the balance of the estate.
Gelecek aylarda da mirasın bir orta yolunu bulmaya çalışırız. Tamam mı?
Does he have any links with the Middle East?
Orta Doğu'yla bir bağlantısı var mı?
You know, if we were in Baghdad, this would be like me flipping you off.
Bağdat'ta olsaydık sana orta parmağımı gösteriyor olurdum şimdi.
Usually, we are not quite so obvious about recording our interviews.
Normalde sorgularımızı böyle ulu orta kaydetmeyiz.
Hey, I've seen you in bike shorts, it's a medium sized surprise.
Seni bisiklet şortuyla gördüm. Olsa olsa orta boy sürpriz.
These stab wounds were made by a medium-sized knife
Bu bıçak yaraları orta büyüklükte bir bıçakla olmuş.
Look at the medial portion of the fractures.
Çatlakların orta kısmına bakın.
If there was so much expertise required to remove the victim's midsection, why was it done in the worst possible way?
Maktulün orta kısmını çıkarmak için bu kadar tecrübe gerekiyorduysa neden olabilecek en kötü şekilde yapılmış?
You're having a mid-life crisis.
- Orta yaş krizi geçiriyorsun.
"From Middle School classmates"
"Kimden Orta Okulu sınıf arkadaşları"
I've got seven years left... till I retire... a husband in midlife crisis - he barely comes home any more, four completely ungrateful children to get through college, university... life... and they're the upside.
Emekli olmama..... 7 yılım kaldı ve orta yaş bunalımında bir koca. Eve nadiren geliyor artık. Dört tamamen nankör çocuk,
I can't stand those TV show that are about middle-aged men.
Şu orta yaşlı adamları anlatan Tv programlarına katlanamıyorum.
This is a middle-aged man. He was diagnosis with coronary heart disease.
Bu orta yaşlı bir adam.Kendisine koroner kalp hastalığı tanısı koyuldu.
Corn syrup solids, soy fiber, medium-chain triglycerides.
Katı mısır pekmezi, soya lifi, orta zincirli trigliseritler.
Spiritual walkabout, midlife crisis... early midlife crisis.
Ruhani gezinti, orta yaş krizi... Erken, orta yaş krizi.
_
Heaven's Eye Orta Ventrishire, Wales
_
Heaven's Eye Orta Ventrishire, Galler
You kill that prince, their god, you drive a stake right through their fucking hearts.
Ama eğer o Prens'i, onların tanrısını öldürürsen kalplerinin tam orta yerine bir kazık saplarsın.
Whoa. _
Güney Chasms, Orta Ventrishire
The Bureau needs men who are focused, not men who can't see through the fog of their mid-life crisis.
Büro'nun kararlı kişilere ihtiyacı var orta yaş krizinden dolayı önünü göremeyenlere değil.
Keys are in the center console.
Anahtarlar orta konsolda.
It's just past the middle school.
Orta okulun hemen arkasında.
Middle management.
Orta kademe yönetimi.
There's no middle anymore.
Artık orta direk diye bir şey kalmadı.
Medium rare.
Orta pişmiş olsun.
_
Göçebe Kampı Orta Ventrishire
In 1995, when both were just 15, their families and several others paid a coyote to bring them out of Central America, through Mexico, and across the American border.
1995 yılında Bunlar 15 yaşındayken bunların ailesi ve birkaç aile daha bir kaçakçıya bunları Orta Amerika dışına Meksika yoluyla Amerika sınırına götürmesi için para vermişler
Foreground, midground, background, the circle of confusion, film versus digital.
Ön plan, orta plan, arka plan. Karmaşa çemberi. Film, dijitale karşı.
That was the name of my junior high punk band.
Bu benim orta okuldaki punk grubumun adıydı.
And by afternoon, the entire firm's gonna know that you chose a mid-size client over Fletcher because Harvey Specter has an attachment to them... and you have an attachment to him.
Öğleden sonra ise tüm firma Harvey'nin onlarla bağlantısı var diye orta ölçekli bir şirketi Fletcher'a tercih ettiğini öğrenecek,... tabii senin de Harvey'le bağlantın var.
There's medium and rare parts.
Orta pişmiş ve az pişmiş kısımları var.
You're a nobody. You're a middle-aged man doing what my retarded nephew could do.
Beyin özürlü yeğenimin yapabileceği işi yapan orta yaşlı adamın tekisin.
I mean, lots of people would have settled into middle-management bliss after all the shit you've taken.
Karşılaştığın onca şeyden sonra çoğu orta düzey yönetici keyfine bakardı.