Ortiz traducir turco
427 traducción paralela
Señora Ortiz.
Señora Ortiz.
will you excuse me, Señora Ortiz?
Beni bağışlar mısınız, Señora Ortiz?
See you later, Ortiz.
Görüşürüz, Ortiz.
Friends of yours, Ortiz?
Arkadaşların mı, Ortiz?
Hey, Ortiz.
- Selam, Ortiz.
He say, "how come a smart boy like Ortiz working in the pawnshop?"
"Nasıl olur da, Ortiz gibi akıllı biri, rehinci dükkanında çalışır?" dedi.
How come a smart boy like Ortiz working in the pawnshop?
Nasıl olur da, Ortiz gibi akıllı biri, rehinci dükkanında çalışır?
You believe in God, Ortiz?
Tanrıya inanıyor musun, Ortiz?
All right, Mr. Ortiz.
Pekala Bay Ortiz. Gel bakalım.
Leave me alone, Ortiz.
Beni yalnız bırak, Ortiz.
I'm worrying about Jesus Ortiz.
Jesus Ortiz için endişeleniyorum.
- Hey Ortiz!
- Hey Ortiz!
Ortiz!
Vilar!
Well, Ortiz?
Bu senin son şansın.
And my father, Carlos Valenzuela, worked at Olivio Fuente's property... in San Carlos.
Babam, Carlos Valenzuela Ortiz, San Carlos'da bulunan... Olivio Fuentes'de çalışıyordu.
I went to live with my uncle, Oscar Ortiz... who... had a beehive.
Amcam, Oscar Ortiz'in yanına yaşamaya gitmiştim. Onun bir arı kovanı vardı.
Why, that Ortiz government down there... they'd make a deal for your teeth if there was gold in them.
Çünkü oradaki Ortiz hükümeti... altın dişin için bile anlaşma yapar.
We'll be swapping tequilas with Ortiz at the Presidential Palace.
Ortiz'le Kraliyet Sarayı'nda tekila içiyor olacağız.
My mother's name is Secundina Ortiz.
Annemin adı Secundina Ortiz.
Right here we conversed with Scalabrini Ortiz, Dellepiane, Jauretche, who once came with Borges, and so many others.
Tam burada Scalabrini Ortiz, Dellepiane bir defasında Borges ile birlikte gelen Jauretche ve birçoğu ile burada sohbet ettik.
"The Politics of Great Britain", "Yrigoyen and Peron" by Ortiz...
Ortiz'in "Büyük Britanya Siyaseti" "Yrigoyen ve Peron".
Ensign Ortiz will perform the violin part.
Asteğmen Ortiz keman çalacak.
- Ortiz.
- Ortiz.
Ortiz, we're gonna need your help.
Ortiz, yardımın gerek.
He didn't have to get on the bus in the first place, Ortiz.
En başta bu otobüse binmezdi o zaman.
Thank you for the tip, Ortiz.
Tavsiyeye teşekkürler.
Ortiz, thanks.
Ortiz, sağ ol.
That's... very gross, Ortiz.
Bu çok iğrençti.
- Get Dr. Ortiz here.
- Dr. Ortiz'i buraya çağırın.
- Where is Eddie Ortiz?
- Eddie Ortiz nerede?
Ortiz sure knows his shit.
Ortiz, bu boktan anlıyor.
Tell Ortiz and his crew to vacate Rhyme's place tonight.
Ortiz ve ekibine bu gece Rhyme'ın evini boşaltmasını söyle.
This just came in from Eddie Ortiz.
Bu, Eddie Ortiz'ten az önce geldi.
With any luck, we'll be back with Ortiz before you get this, but in case you're looking for us, we're headed for Benisara to look for her there.
Şansımız yaver giderse siz bunu almadan önce Ortiz'i bulmuş oluruz. Bizi ararsanız haberiniz olsun. Benisara'ya onu aramaya gidiyoruz.
Look, Isabella Ortiz was a great leader.
Isabella Ortiz büyük bir liderdi.
You know, Dylan, I've been thinking about Ortiz.
Ortiz hakkında çok düşündüm Dylan.
Which should make Ortiz a lot easier to find.
Karakol Ortiz'i bulmamızı kolaylaştırabilir.
This woman, Ortiz - You realize that even if we do find her, the things we've heard might be more myth than fact.
Ortiz denen kadını bulsak bile duyduğumuz şeyler gerçekten çok efsane olabilir.
Her name's Cory, not Ortiz.
Adı Ortiz değil, Cory.
They're looking for a woman named Ortiz.
Ortiz adlı bir kadını arıyorlar.
Isabella Ortiz.
Isabella Ortiz.
President Ortiz, my name is Dylan Hunt.
Başkan Ortiz, adım Dylan Hunt.
I'm betting you change your tune after you hear me out, Madame Ortiz.
Beni dinlerseniz fikrinizi değiştireceksiniz Madam Ortiz.
My name isn't Ortiz.
Benim adım Ortiz değil.
What makes you think I'm Ortiz?
Neden Ortiz olduğumu düşünüyorsun?
Neither would Ortiz.
Ortiz'in de gitmezdi.
For the last time, I'm not Ortiz.
Son kez söylüyorum, ben Ortiz değilim.
Ortiz is dead.
Ortiz öldü.
Cory took Ortiz's identity to keep supplies coming in and to maintain her endorsement with the company to practice medicine.
Cory malzeme sağlayabilmek için Ortiz'in kimliğine büründü. Böylece doktorluk yapabilmek için şirketin onayını aldı.
We've got a digital sample of Ortiz's DNA on our ship.
Gemimizde Ortiz'in dijital DNA'sı var.
Assuming that means anything, why would Ortiz's friends want to help you?
Bunun bana bir anlam ifade ettiğini düşünsek bile Ortiz'in arkadaşları sana neden yardım etsin?