Outweighs traducir turco
111 traducción paralela
His want of money outweighs his fear.
Para kazanma isteği korkuna ağır basıyor.
At that time, the mating drive outweighs all other motivations.
O an geldiğinde, çiftleşme olayı diğer tüm dürtülerden daha ağır basıyor.
Well, I presume that you have some goal some particular need that outweighs all others.
Pekala, diğerlerine kıyasla senin bir amacın olduğunu varsayıyorum.
I don't need to stress that Yamamoto outweighs us in every department.
Yamamoto'nun her bakımdan bizden üstün olduğunu vurgulamam gerekmiyor.
There is no instance when personal danger outweighs duty for the revolutionary
Ne olursa olsun devrimciler için... hiçbir şey görevden daha ağır değildir.
- He outweighs my guy by 50 pounds.
- Benim çocuktan daha ağır bu.
- My brother's using worms but I feel tranquility outweighs catching fish and use nothing.
- Kardeşim solucan kullanıyor........... ama bence birşey kullanmadan balık tutmak daha önemli.
I think what we've gained outweighs anything that might have been lost.
Kazandıklarımızın, kaybettiklerimize baskın çıktığını düşünüyorum.
You are correct that Bajor is in great jeopardy, but the threat to our spiritual life outweighs any other.
Bajorun tehlikede olduğu konusunda haklısınız ama ruhani yaşamımıza yönelik tehdit her şeyden daha büyük.
And maybe I run into so many people who are hostile because they can't open their minds to the possibilities that sometimes the need to mess with their heads outweighs the millstone of humiliation.
Ve belki de sadece akıllarını tüm olasılıklara açamadıkları için,... akıllarına müdahale etme ihtiyacı utanç duygusundan daha ağır geldiği için saldırganlaşan çok fazla insanla karşılaştım.
And maybe I run into so many people who are hostile just because they can't open their minds to the possibilities that sometimes the need to mess with their heads outweighs the millstone of humiliation.
Ve belki de sadece akıllarını tüm olasılıklara açamadıkları için,... akıllarına müdahale etme ihtiyacı utanç duygusundan daha ağır geldiği için saldırganlaşan çok fazla insanla karşılaştım.
You're spoiling for a fight with a man who outweighs you.
Senden on kilo ağır biriyle kavga etmek istiyorsun.
Well, if I was looking for a victim, I wouldn't pick your Uncle Phil who outweighs me by about 150 pounds.
Bir kurban arasaydım Phil Amcanı seçmezdim. O benden 70 kilo daha ağır.
But the good news far outweighs it. Far, far, far!
Ama iyi haber bundan çok daha önemli!
And for the record, the good I've seen far outweighs the bad.
Doğrusunu söylemek gerekirse, iyi yönünün kötüden baskın olduğunu gördüm.
If you'd spent the last year on Vulcan, you would've learned that our commitment to tradition outweighs personal choice.
Eğer yıllarını Vulcan da geçirseydin,... geleneklerin kişisel seçimlere göre ağır geldiğini bilmiş olurdun.
Sometimes the experience outweighs the...
Bazen tecrübe daha baskın çıkar...
If a woman outweighs you by 30 pounds... you're in for trouble.
Eğer bir kadın senin 20 kilo fazlansa... tehlikedesindir.
Although we fully admit tretonin is not without side effects, we assure you, the good it can do far outweighs any negative aspects.
Tretoninin yan etkileri olduğunu tamamen kabul etmekle birlikte, sizi temin ederim ki, sağladığı yararlar, dezavantajlarından çok çok daha fazladır.
Sometimes Clark's faith in his fellow man outweighs his common sense.
Bazen Clark'ın arkadaşlarına güveni mantığının önüne geçiyor.
It outweighs the risks of anything we might lose, including my job.
Onu kaybetmemek için her şeyi, işimi bile riske atarım.
Today, his hunger, and the troop's excitement, outweighs any caution, though the young male seems quite wary.
Ama bugün açlığı ve sürünün heyecanı, onu tedbiri elden bırakmaya zorluyor. Ama bu genç erkek oldukça dikkatli görünüyor.
I've seen the good, and it far outweighs any bad.
Ben iyiyi gördüm ve her türlü kötüye çok daha ağır basıyor.
Matt Burke says that the good in this town far outweighs the bad.
Matt Burke bu kasabadaki iyilerin kötülere çok ağır bastığını söyledi.
The potential wealth of knowledge and technology... It outweighs anything we've come across since we stepped through the stargate.
Bilgi ve teknoloji servetinin potansiyeli Yıldızgeçidinden adım attığımızdan beri karşımıza çıkan her şeyi aşıyor.
I can't figure out how you could pommel a guy that outweighs you by 100 pounds, and shatter his collarbone.
Senden 50 kilo daha ağır bir adamı alaşağı edip köprücük kemiğini nasıl kırdın, anlayamıyorum.
My anger outweighs my guilt.
Öfkem, suçluluğumu aşıyor.
Today, I'm asked to fight a war where the shovel outweighs the rifle.
Bugün, küreklerin silahlardan ağır bastığı bir savaşa çağrıldım.
In the end, that outweighs any other consideration. It has to.
Bu tüm diğer tüm hususlardan daha önemlidir.
Now, Creole, the man outweighs you by 75 pounds.
Şimdi, Creole, adam senden 35 kilo fazla.
You may have a couple pounds on me but nothing outweighs experience.
İki katım olabilirsin, ama hiçbir şey tecrübeden daha ağır basamaz.
At this point, we firmly believe that the general public welfare outweighs any legal argument.
Böyle bir durumda, halkın refahı... yasal anlaşmazlıklardan önce gelir.
And I realise that the survival of the human race outweighs anything else.
Ve insan ırkının varlığını sürdürmesinin her şeyden daha önemli olduğunun farkındayım.
So how many people have to drop dead before human loss outweighs city revenue?
Peki, kentin gelirini aşması için kaç kişinin daha ölmesi gerekir acaba?
That inefficiency creates a situation where the potential for reward outweighs the risk.
Böyle bir verimsizlik kar potansiyelinin riske ağır bastığı bir durum oluşturur.
Losing you vastly outweighs the benefit of finding Isabelle.
Seni kaybetmek Isabelle'i bulmanın yararından daha ağır basar.
"For our light and momentary troubles" are achieving for us an eternal glory " that outweighs them all.
"Aydınlığımız için, anlık dertlerimiz... "... her şeyden de değerli, ebedi bir zafer... "... kazandırıyor bizlere.
If Natale's staying in LA, There must be something he desires that outweighs his avoidance goals.
Eğer Natale hâlâ L.A'da ise kaçınma hedeflerine ağır basan bir isteği olmalı.
Let's just say the shit outweighs the miracles around here.
Buralarda mucizelere sık sık rastlandığına şahit oldum.
Anything that outweighs the fact... that if you torture one person... you create ten, a hundred, a thousand new enemies.
Herhangi bir şey. Birine işkence edersen... onlarca, yüzlerce, binlerce... yeni düşman edineceğin gerçeğinden daha önemli herhangi birşey söyle.
Now, if the bad outweighs the good, then so be it.
Takılıp kalmayın.
Don't hold on. Just let it go. But... but if this good outweighs the bad, then y'all need to be big little women and fix this.
Unutun gitsin ama eğer iyiler ağır basıyorsa yetişkin gibi davranıp bunu düzeltmelisiniz.
To prove that Joy is not evil, we put together this reel of Joy news highlights which we feel greatly outweighs her one unfortunate news lowlight.
Joy'un kötü olmadığını ispatlamak için, Joy'un haberlerde çıkmış iyi görüntülerini bir araya topladık ; inanıyoruz ki hakkında çıkan kötü haberlerden daha ağır basacaklar.
For our light and momentary troubles are achieving for us an eternal glory that far outweighs them all.
Anlık ve geçici zahmetlerimiz bize ebedi bir şeref sağlıyor. Öyle bir şeref ki, hepsini eziyor...
Have you considered, Miss Earhart, that your enthusiasm as a pilot outweighs your ability, as demonstrated by the disaster in Honolulu?
Bayan Earhart, Honolulu'daki kazanın da gösterdiği gibi hevesinizin yeteneklerinizden daha ağır bastığını düşündüğünüz oldu mu?
The needs of the many outweighs the few.
Çoğunluğun ihtiyacı azınlığın ihtiyacından ağır basar.
I suppose it's inevitable, when we reach the tipping point, when your curiosity outweighs your courtesy.
Sınıra dayanınca kaçınılmaz oluyor herhalde. Merakın, nezaketinden baskın çıkıyor.
But the elephants'desperate need to drink outweighs the risk.
Ancak su içme ihtiyacı fillerde daima ağır basar.
I think the fear of whoever you work for outweighs your fear of us.
Bana göre çalıştığın kişiden daha çok korkuyorsun.
An ostrich outweighs and outguns a single cheetah.
Bir devekuşu bir çitadan ağırdır ve onun üstesinden gelebilir.
Only if the help outweighs the hurt.
Sadece yardım acıya ağır basarsa.