Over p traducir turco
7,431 traducción paralela
Machines all over the hospital have been shutting down and rebooting for weeks for no reason, everything from ventilators to bypass machines.
Hastanedeki bütün makineler haftalardır durduk yere kapanıp yeniden açılıyor. Vantilatörden baypas makinesine kadar her şey.
But mostly... You have no idea how hard it was for me to be stuck over there knowing... what you were going through back here.
Ama en kötüsü de orada sıkışıp tekrar geri dönmenin benim için ne kadar...
You should've had the decency to die over there.
Orada terbiye alıp ölmeliydin.
Had I gone the other way, they'd be stewing about how I value my relationship with you over securing their leads.
Orospu yerine senin için bastırsaydım seninle olan ilişkimi onların kazancından üstün tuttuğuma dair atıp tutacaklardı.
He was taken prisoner and handed over to the Spanish.
Esir alınıp İspanyollara verildi.
Last night, two more soldiers killed on patrol here, making this one of the deadliest 24 hours since major combat was declared over.
Dün gece devriye gezen iki asker daha burada öldürüldü... ve savaşın bittiği açıklamasından beri en çok kayıp verilen 24 saat oldu.
The Americans pursued Zarqawi relentlessly, but still he was taking over the war.
Amerikalılar bıkıp usanmadan Zerkavi'yi arıyordu. O ise savaşın kontrolünü eline geçiriyordu.
It flowed over me like warm honey.
Ilık bir bal gibi üzerimden akıp, gitti.
A little over-excited and noisy, sometimes.
Bazen aşırı heyecanlanıp gürültücü oluyorlar o kadar.
It sounds like a crass attempt to drive a wedge between my partner and I to achieve for yourself a controlling influence over our little triumvirate.
Çıkarımım şu ki üçlü yönetim yapımızı zayıflatıp bundan çıkar sağlamak için ortağımla aramıza nifak tohumları ekiyorsun.
Yeah, well, she's had a lot of bad breaks, even moving here to start over, and let me tell you, a lot of people around here have not been very nice to her.
Çok talihsizlikler yaşadı. Buraya taşınıp sil baştan başlarken bile. Buradaki pek çok kişi ona karşı pek hoş davranmadı.
Today, people have gathered in front of the TVs in Beijing and all over the world, watching attentively at the rescue mission which have caught the attention of the whole world.
Bugün Pekin ve tüm Dünya'daki insanlar ekranlarının karşında toplanıp tüm Dünya'nın merakını üzerine çeken bir kurtarma operasyonunu dikkatle izliyor.
So what I'm here to ask you is are you willing to pass up a guaranteed payday to spend years in a long legal battle over the share of rights to a song that may or may not even see the light of day, and have your name dragged through the mud, which I assure you Al and I will absolutely make sure happens?
Yani sana şunu sormak için buradayım... maaşlarını yazıp yazmadığın bile belli olmayan... şarkıyı paylaşmak için yasal savaşa mı yatırmak istersin... ve adının çamura bulanacağından emin olmak... ve seni temin ederim ki... bunun olmasını sağlayacağım.
But you should probably take a really hot shower and shave off all your body hair before you come over.
Ama ondan önce kesinlikle bir duş alıp vücudundaki kılları kesmelisin.
You came over here to help Jim think about... Whether is he taking the case?
Buraya Jim'in davayı alıp almamaya karar vermesinde yardımcı olmak için mi geldin?
You've basically done the deed... which for you is... ejaculating in your own pants all over your leg... and then apologizing profusely.
İşi pişirmiş sayılırsın, senin için bu bütün bacağına boşalıp bolca özür dilemek oluyor.
Your Highness, in the last few days, over 200 of our citizens have succumbed to this unknown sickness and died.
Majesteleri, son birkaç günde 200'den fazla vatandaşımız bu bilinmeyen hastalığa yakalanıp, öldü.
I go over to his apartment, and all his shit is gone, just fucking gone.
Apartmanına gidiyorum, pılı pırtıyı toplamış, adam basıp gitmiş resmen.
I haven't heard from you for over a year, now you want me to be a part of this fiasco?
Bir yıldır beni arayıp sormadın ve şimdi bu fiyaskonun parçası mı olmamı bekliyorsun?
You tell him that he needs to get his little delinquent ass over here next week for visitation, you got that?
Ona kabahatli kıçını kaldırıp, gelecek haftaki ziyarete gelmesi gerektiğini söyle. Anladın mı?
It's a blessing, and you just want to waste it by looking over your shoulder for the Grim Freakin'Reaper.
Bu bir lütuf ve sen bunu sürekli arkanı kollayıp Azrail geliyor mu diye bakarak harcıyorsun.
If you don't anchor them, they could up enough charge and explode all over Slovakia.
Eğer onları dizginlemezsen, ayaklanıp tüm Slovakya'yı havaya uçurabilirler.
I hire a pilot with a Piper Cub to fly low over Worcester, Massachusetts, spilling lost letters.
Worcester, Massachusetts'te alçaktan uçarak kayıp mektuplar bırakması için tek kişilik uçakla bir pilot tuttum.
You'd been jumping over cars causing accidents.
Araçların önüne atlayıp kazalara neden oluyormuşsun.
Why don't you grab a hammer and head over to where they're building the mad scientist's lab?
Neden bir çekiç kapıp çılgın bilim adamının laboratuvarını yaptıkları yere gitmiyorsun?
And I will create a thousand more and kill them all over again.
Ve bin tane daha çocuk yapıp, sil baştan onları da öldüreceğim.
Just like my wife felt when Victor Abbott stood over her and bashed in her head.
Tıpkı Victor Abbott üstüne çıkıp kafasını ezdiğinde karımın hissettiği gibi.
It was the rigor of dramatizing it in narrative terms, and then not allowing for it to, like, spill over the edge of the bucket.
Canlandırmayı anlatı kalıplarının içinde insafsızca dramatik hale getiriyor ancak taşıp ortalığa yayılmasına izin vermiyordu.
Let me tell you, it is over in the blink of an eye.
Size söyleyeyim, göz açıp kapayıncaya kadar biter.
Knowing that this delivery company delivered all variety of animal products, your plan was to contaminate the steaks with chicken feathers, by rubbing live chickens all over them.
Bu teslimat şirketinin birçok hayvan ürünü teslim ettiğini biliyordunuz. Planınız ise, buradaki canlı tavukları teslim aldığınız bifteklere sürtüp mikrop saçıp yeniden paketlemek.
All these years, you ignored me walked over me, locked me inside a shitty doghouse full of stinkbugs and ticks.
Sürekli, beni görmezden gelerek beni yeşil böcekler ve keneler dolu köpek klubesine tıkıp, üzerimden geçtiler.
'Cause a person with the initials A.P.J. has all the high scores on that machine over there - - something to pass the time on those quiet nights.
Çünkü baş harfleri A.P.J. olan biri makinadaki bütün yüksek rekorları almış.
That night, sir, we were dropped all over the place, gathered the troopers I could find, just did what was necessary, nothing more, sir.
O gece dağılmıştık efendim, herkesi bir araya toplayıp... yapılması gerekeni yaptım. Hepsi bu, efendim.
One day you will use it and take your foretold place over these mortal animals.
Bir gün o gücü kullanıp... bu ölümlü hayvanların üstünde önceden belli olan yerini alacaksın.
So grab your clue and head on over to Professor Smartbrain.
İpucunu alıp Profesör AkıllıKafalı'nın yanına yollan iyisi mi.
So that might be weird if that thing was hanging over them.
Tepede şunun sallanıp durması garip kaçardı o yüzden.
I reached out to your landlord the next morning and paid him 10 % over market.
Ertesi sabah mal sahibini arayıp piyasa fiyatının % 10 fazlasını ödedim.
- And you're not gonna be an idiot and drive all across town to drop Jessica off - and then come back over here. - I wasn't the only one who was drinking.
- Ve aptallık yapıp da Jessica'yı bırakmak için onca yolu gidip buraya dönmeyeceksin.
Monty Fernandes has already created a viral fever over the internet.
Monty Fernandes. Çoktan interneti kasıp kavurmuş durumda.
I'll call my brothers from Washington Heights... and they will hang your ass over that bridge... until you piss on yourself and it comes running down your body into your mouth.
Washington Heights'daki kardeşlerimi arayıp seni o köprüye bacaklarından astırırım. Sidiklerin ağzına gelene kadar bekletirim.
I keep doing the same thing over and over again, which, to me, is the definition of insanity.
Aynı şeyi tekrar tekrar yapıp duruyorum, ki bu benim için deliliğin tanımı.
They're like aliens. They take over your faculties.
Uzaylı gibiler, gücünü alıp götürüyorlar.
All the time, they ask me if I'm gonna take over the family business.
Aile mesleğini devralıp almayacağımı her zaman sorarlar.
I want you to take this and wait over there.
Bunu alıp çadıra gitmeni istiyorum.
There have been tales of... of kidnapping and killing of prominent Tories all over Long Island.
- Bütün Long Island'da tanınmış muhafazakârların kaçırılıp öldürülme hikâyeleri kol geziyor.
This is a sign to gather swords, go over the wall and claim the wealthy lands that are rightfully ours.
Bu, kılıçları toplamanın duvarı aşıp, bizim hakkımız olan zengin toprakları almanın.bir işareti.
You basically just get a bunch of dirt on people and you hold it over their heads.
Onları bir yere toplayıp kirli çamaşırlarını ortaya çıkartıp onları parmağında oynatıyorsun.
She's crazy, she's been sending cops all over...
Kadın çıldırdı, polisleri sağa, sola yollayıp, duruyor.
We have food and roofs over our heads, but you don't get to just live.
Erzağımız ve başımızı sokacak evlerimiz var ama öylece yaşayıp gidemezsin böyle.
Uh, but, uh, if you hang up now and drive straight over, limited time only,
Uh, fakat telefonu kapatıp direkt buraya gelirsen, kısa süreliğine,
She hadn't seen her daughter in over five years, but she says that Emma was calling her regularly the last few weeks, hanging up and not saying anything.
O yaklaşık 5 yıldır kızını görmemiş,... Ama Emma'nın son bir kaç haftadır düzenli olarak arayıp, kapattığını ve birşey söylemediğini söylüyor.