Overdrive traducir turco
164 traducción paralela
- Probably did overdrive?
- Aşırı hız mı yaptı?
- Who did overdrive?
- Kim aşırı hız yaptı?
These guys are on overdrive.
Bir çocuk giyiyordu. Sen?
Well hang on to your crankshaft I'm shifting into overdrive.
Krank miline dayan, vites büyütüyorum.
I was doing it before the machines went into maximum overdrive.
Makineler son hıza bağlamadan önce bunu yapıyordum.
The Vicario put into overdrive for the wedding of Angela.
Vicario, Angela'nyn dü? ünü için son vitese geçmi? ti.
Bachman Turner Overdrive?
Bachman Turner Overdrive?
I could generate it from my overdrive shift lever.
- Vites kolum üzerinden ulaşabilirim.
I'm going into overdrive... now!
Vites büyütüyorum!
I'll overdrive him.
İçeriden deneyeceğim.
- Give me a pacer. I'll overdrive him.
Pacer ver. İçeriden deneyeceğim.
Let's overdrive him to 230.
Ona 230 verelim.
Once in contact with the Judas'secretions... the common roaches were infected with an enzyme... which caused their metabolism to go into overdrive.
Judalar temasa geçtikleri hamamböceklerine... bir enzim aktararak... soylarını tüketmeye başladı.
- Alpha 4, overdrive failed!
- Alfa 4, art yakıcılarım hasarlı.
Posi-traction overdrive, classic rock... Skynyrd, The Allmans, Bruce.
Araba motorunun sesi, The Allmans ve Brucedur.
- She goes into kickbox overdrive.
Sonra ne oldu? - Kik boks pozisyonunu aldı.
Through it all, through the tear gas and the gunfire and the fear and the adrenaline in overdrive, the only thing I could think of was :
Tüm bu olaylarda, Gözyaşı gazının arasında ve silah ateşlerinin ortasında ve korkuyla ve yüksek adrenalinden tek düşünebildiğim şey,
- It really doesn't take too much to ship your hyper-creative mind into overdrive, does it?
Süper yaratıcı beyninin aşırı çalışması gerçekten çok sürmüyor değil mi?
The rumor mill is going into overdrive on this one.
Bu sefer dedikodu çarkı hızlı çalışıyor.
* Overdrive. Hundred miles *
* Yüzlerce kilometre aştım *
We're on the verge of being called, uh, Kathleen Turner Overdrive.
Adımız Kathleen Turner Overdrive olarak değişecek.
Maybe we could try overdrive pacing.
Belki de hızlandırılmış kalp pilini deneyebiliriz.
Time to kick this thing into overdrive.
Bu işi hızlandırma zamanı geldi.
- Don't overdrive the car.
- Arabayı zorlama.
Don't overdrive the car.
Arabayı zorlama.
Blind idealism on overdrive.
Bu konuda çok idealist davranıyor.
Say someone cranked this into overdrive.
Diyelim ki biri bunun hızını arttırdı.
Grams has the needles working in overdrive for the baby.
Büyükanne Gale'in bebeği için iğne ipliği elinden düşürmüyor.
I'm about to put this box into overdrive!
Bu makineye aşırı yüklenmek üzereyim!
Since I got pregnant and my senses went into overdrive.
Hamile kaldığımdan beri duygularım kontrolü ele geçirdi.
HE'S IN MAXIMUM OVERDRIVE.
Elektrikli testereyle saldırıyor.
Sorry, sometimes my "glib-o-meter" goes into overdrive.
Pardon, bazen "gazetecilik dilim" fazladan mesai yapıyor.
- l got a new remix from D.J. Scratch at the Overdrive.
- Overdrive'da, D.J. Scratch'den yeni bir remix aldım.
She was at the Overdrive.
Overdrive'daydı.
You're great. I saw you at the Overdrive and you're great.
Çok iyisin. Seni Overdrive'da gördüm ve çok iyisin.
All right, you guys, let's kick it into overdrive.
Pekala millet, hadi biraz gaza basalım.
Listen up. Hey, guys. - l got a new remix from D.J. Scratch at the Overdrive.
Overdrive'daki DJ Scratch'ın yeni remix'ini getirdim.
Works a lot. She was at the Overdrive.
- Overdrive'daydı.
You're great. I saw you at the Overdrive and you're great.
Overdrive'da harikaydın. Tamam.
One second I'm helpless, and the next, I'm in overdrive.
Bir an için yardıma muhtacım, bir saniye sonra, sanki aşırı güç yüklenmiş gibiyim.
Jai overdrive.
Jai hızlan.
It's sending the patients'serotonin levels into overdrive.
Hastaların serotonin seviyelerini aşırı yükseltiyor.
All right, well, a couple of years ago, there was, like, this accident, right, and there was this huge flash of light... and my body went into overdrive.
Birkaç yıI önce bir kaza oldu. Koca bir ısık caktı ve sonra vücudum acayip hızlandı.
Vicious circle : The leprosy made him vulnerable to the anthrax, and the anthrax treatment put the leprosy in overdrive.
Lepra yüzünden şarbona karşı hassaslaştı, şarbon tedavisi yüzünden lepra vites yükseltti.
I mean, it's always worked in overdrive.
Yani o sürekli yüksek hızda çalışır.
These guys are on overdrive.
- Fareler çıldırmış.
A job that's about to kick in overdrive.
Hızlıca bitirilmesi gereken bir iş.
Or should we keep the icemaker on overdrive?
Yoksa seni en kısa sürede hastaneye mi götürücez?
Duel piston cams, diplex overdrive with maximum torque, sixteen liter side by side, firing three on one... sweet.
Ekonomi vitesli. Maksimum tork. 16 litre motor.
It just so happened to kick into overdrive.
Sadece her şey çok hızlı gelişti.
Man, your zone must be in overdrive.
Dostum, psişik güçlerin zirvede olmalı.