Overhead traducir turco
866 traducción paralela
Once overhead as above mentioned has been paid, the tractor will be delivered to the cooperative...
Yukarıda bahsedilen genel masraflar ödendiğinde,... traktör kooperatifinize teslim edilecektir.
The stars are so close overhead you feel you could reach up and stir them around.
Yıldızlar o kadar yakındır ki uzansan onlara dokunacakmışsın gibi gelir.
Where the metro passes overhead There are pretty girls and rotters
Tramvayın yukarıdan geçtiği yerlerde serseriler ve güzel kızlar gezerler.
That's one way of reducing your overhead.
Masrafları kısmanın bir yolu da budur.
Even now our Messerschmitts are roaring overhead, the vanguard of the invasion.
Şİmdi bile savaş uçaklarımız tepenizde kükrüyor istilanın başladığını haber veriyor.
I'm telling her I'm on green grass with palm trees waving overhead.
Çimenlerde yattığımı, tepemde palmiyelerin sallandığını yazıyorum.
We go overhead.
Yukardan gidiyoruz.
I hear the bombers overhead every night.
Her gece bombardıman uçaklarını duyuyorum havada.
Because by that time the fleet will have to fire on any craft overhead.
Çünkü o saatten sonra filo, üzerindeki her uçağa ateş açacak.
From time to time, one of those infernal devices roared overhead.
Zaman zaman bombardıman uçaklarından biri havada gürlüyordu.
Even in this tiny garden, flowers bloom, clouds pass overhead, little birds twitter around.
Bu küçük bahçede bile, çiçekler açıyor başımızın üstünden bulutlar geçiyor, etrafta minik kuşlar cıvıldıyor.
These include, overhead legal charges, deflation and motisation, currency fluctuation, foreign exchange and a few other incidentals.
Buna yasal kesintiler de dahil. Deflasyon ve faizler. Kur farkları, birim değişimleri ve birkaç ufak ayrıntı daha.
A lead overhead and on each side.
Uçlarını tutun.
- Leave enough to hook the overhead wire.
- Kancayı taşıyacak kadar tel sal.
Shouts overhead
Shouts overhead
Vampire jets of the Royal Canadian Air Force flash overhead.
Kanada Kraliyet Hava Kuvvetleri'nin vampir jetlerinin uçuşu.
Now US jets zoom overhead.
Şimdi Amerikan jetleri havalanıyor.
[Airplane Passing Overhead]
[Airplane Passing Overhead]
[Airplanes Passing Overhead]
Made by M.K.K.
It's gonna blow the old man right through the overhead!
Yaşlı adamın kanı, beynine sıçrayacak.
Whatever happened to those marbles you were gonna put in the Captain's overhead so they'd roll around all night and keep him awake?
Kaptanın tavanına koyacağın ve... onu bütün gece uyutmayacak olan o bilyelere ne oldu.?
The day you finish one thing you've started to do the day you actually put those marbles in the Captain's overhead then have the guts to knock on his door and say "Captain, I put those marbles there!" that's the day I'll have some respect for you.
Başladığın işi bitirdin, bilyeleri Kaptan'nın tavanına koydun... sonra da Kaptan'nın kapısını çalıp... "O bilyeleri ben koydum."... deme cesaretini gösterdiğin gün sana saygı duyacağım.
Yeah, he'll go right through the overhead!
Evet, küplere binecek.
"Of course I know that by this time they must be very happy... "... because the Captain's overhead is filled with marbles.
"Tabii, şu an çok mutlu olduklarına eminim... çünkü Kaptan'ın tavanında senin bilyen var."
The sun can be vertically overhead.
Güneş, dikey olarak yukarıda bulunabilir.
- We had a very low overhead.
- Maliyetler çok düşüktü.
Even a peaceful landscape... even a meadow in harvest, with crows circling overhead and grass fires... even a road where cars and peasants and couples pass... even a resort village with a steeple and country fair can lead to a concentration camp.
Huzur veren bir kar manzarası bile... Hasat zamanı bir çayırda, kargalar gözyüzünde uçuşurken, otlar tutuşur... Hatta bir yolda, arabalar, köylüler ve çiftler geçerken...
The overhead light, you fool.
Tepemdeki ışık, seni aptal!
Keep the gun circling overhead and the saucer will stay away.
Silahı yukarı tutarak döndürmeye devam et, daire gider.
They'll be overhead any minute.
Her an üstümüzde olabilirler.
Then I hear firm steps overhead and I see Dr. Manley's legs coming down the stairs.
Sonra başımın üstünde sert adımlar duyuyorum ve merdivenlerden Dr. Manley'nin ayaklarının aşağı indiğini görüyorum.
Our herds milk at four-nothing cream content, and my brother felt it was due to the jets flying overhead.
Sürümüz istenilen kalitede süt vermiyordu abim de bunun uçan jetlerden dolayı olduğunu düşünüyordu.
I save on overhead.
Fazla yükü azalttım.
All day long you can hear the lonely sound of the gulls overhead... and set your watch by the coming and going of the tides.
Bütün gün boyunca yukarıda martıların yalnız seslerini duyabilir... ve saatini medcezire göre ayarlayabilirsin.
In a few hours, we're gonna have the sun overhead.
Bir kaç saate kadar güneş doğmuş olacak.
People have been rushing about, and noises overhead.
İnsanlar koşturup gürültü yapıyorlar.
Appear to be circling overhead.
Bize fazladan iş çıkaracak.
Russian shells suddenly started whistling overhead.
Rus topları aniden tepemizden vınlamaya başladı.
High overhead, walking along the cliff edge, was a live dinosaur.
Yüksek tepede, uçurum kenarı boyunca yürüyen, canlı bir dinozordu.
War spits out its violence overhead, and the sandy graveyard swallows it up.
Savaş şiddetini tepeden yağdırarak onu kumlu mezarlığın içine doğru çeker.
And jet planes overhead.
Tepemde jet uçakları.
Our forward overhead blades are not functioning!
Öndeki başüstü pervaneler çalışmıyor!
There just isn't enough power in the overhead blades!
Başüstü pervanelerinde yeteri kadar güç yok!
See if you can give us more power in the overhead blades.
Başüstü pervanelerine daha fazla güç vermeniz gerek!
Have enough of the overhead blades been repaired so that we can hover?
Havada kalmamıza yetecek kadar tamir edilmiş pervane palimiz var mı?
Now I appreciate the value of a roof overhead.
Bir dam altında olmanın değerini şimdi anlıyorum.
It'd be nice to have a roof overhead tonight.
Bu gece başımızı bir dama soksaydık iyi olurdu.
Suppose it reduces the overhead -
Şimdi dinliyorsun, değil mi?
Dickey-bird's overhead
Küçük kuş havada
Those are dangerous when overhead.
Kafanın üzerinde uçarlarken oldukça tehlikeli olabiliyorlar.
I GOT AN OVERHEAD TOO, YOU KNOW!
Senin gibi birinin ne çeşit sorumlulukları var ki?