Overheated traducir turco
166 traducción paralela
The axle box is overheated.
Dingil kutusu aşırı ısınmış olmalı.
Overheated.
Aşırı ısınmış.
Looks as though this car has been overheated.
Araba çok hararet yapmışa benziyor.
- It's warm but not overheated.
- Isınmış ama o kadar sıcak değil.
Twenty-four hours in port on an overheated ship... eight hours trying to convince an idiotic witch doctor... that I've never been exposed to the bubonic plague.
Sıcaktan yanan bir gemide yirmi dört saat... limanda kaldıktan sonra, büyücüden farksız bir doktoru... veba olmadığıma ikna etmek için sekiz saat uğraştım.
The Sun has overheated the starboard.
Güneş panosu aşırı ısınmış.
Maybe it's overheated.
Fazla ısındı. Bu motor mu?
Too many clothes, you get overheated.
Sıcak tutacak çok kıyafetin var.
Should you run out like that when you're so overheated?
Sıcaktan soğuya böylece geçmemelisin.
She's tired and overheated and has a headache... but apart from that, she's fine.
- Merhaba. Yorgun, çok ateşlenmiş durumda ve baş ağrısı var fakat bunların dışında, gayet iyi.
The engine's overheated.
Motor aşırı ısınmış.
Damn thing overheated.
Lanet şey hararet yaptı.
You'll get all overheated in here with that coat on.
Üstünde paltoyla içeride sıcak basar.
Wine overheated.
Şarap aşırı ısındı.
Well, I-I'm probably one of the few men in the world who could've told you that wine was spoiled and told you it was because it was overheated.
Şey, ben-ben muhtemelen dünyada size şarabın bozulduğunu, nedeninin aşırı ısı olduğunu söyleyen çok az kişiden biriyim.
Motor's overheated.
Motor fazla ısınmış.
Michael, the pulley is overheated.
Michael, makara fazla ısındı.
He said we must've overheated them.
Bize onları ısıtmamız gerektiğini söyledi.
I think your brain has been overheated, sir.
Sanırım başınıza güneş geçmiş, bayım.
You left me sitting in Chicago with an overheated bio-feedback machine.
Beni, Şikago'da aşırı ısınmış bir biyogeribesleme makinesiyle bırakıp gittin.
THEY CALLED YOU "OVERHEATED HUXTABLE"?
dediklerini sanıyorsun.
I'm a little overheated myself.
Ben de epey hararet yaptım.
[Shudders] Bumper to bumper traffic, and Edwin's car overheated.
Trafik tam bir keşmekeşti ve Edwin'in arabası hararet yaptı.
Damn, the barrel has overheated. Do you have any water?
kahretsin mamlu ısındı, herhangi bir su varmı?
It's overheated!
Hararet yapmış!
No, it's just overheated.
- Hayır, hararet yaptı.
An overheated room.
Aşırı sıcak bir oda.
The Lagonda overheated just outside, so I went in to ask if - - Hastings, this morning somebody shot at Mlle. Buckley with a Mauser pistol.
Hastings, bu sabah biri Mauser marka bir tabancayla Matmazel Buckley'e ateş etti.
Gomez, that overheated moron?
Gomez, duyamadın mı moron?
Transformer's overheated.
Trafo aşırı ısınmış.
Everything's overheated.
Her şey çok ısınmış.
The fluids of his body have overheated.
Vücudundaki sıvılar fazla ısınmış.
It must have overheated.
Çok ısınmış olmalı.
An overheated private removed his flak jacket, revealing a T-shirt... with an iron-on sporting the Mad slogan "up with miniskirts."
Üstümüz olan biri üzerinde "mini etekler yukarı" yazan ceketini çıkardı.
- He's right. It's just overheated.
- Bence doğru, motor fazla ısındı.
I filled it with water, but the engine is overheated!
Suyunu koydum ama motor fazla ısınmış sanırım!
- No, my car overheated up the road.
- Hayır, arabam yolda su kaynattı.
- car overheated.
- Arabam hararet yaptı.
Did you ever figure out why the dryer overheated?
Kurutucunun neden bu kadar ısındığını çözebildin mi?
- Oh, no! My engine's overheated.
- Olamaz, motorum fazla ısındı.
Everything's overheated.
Her şey fazla ısındı.
A woman in the parking lot saw him run away... ... and this poor guy, an accountant... ... goes in to use the phone because his car overheated.
Otoparkta onu kaçarken gören bir kadın ve zavallı bir muhasebeci arabası hararet yaptığı için otoparka çekmek zorunda kalmış.
You know, he comes in... ... his car's overheated, he's got the hood up.
Arabası hararet yaptığı için otoparka giriyor.
His car overheated, so he drove into Pocum's.
Arabası hararet yaptığından Pocum'un otoparkına geldi.
That's probably why the car overheated. "
Araba bu yüzden hararet yapmıştır. "
My car had overheated.
Arabam hararet yapmıştı.
And it's definitely overheated, like the Conrad residence.
Ve Conradların evi gibi aşırı sıcak.
The fire started because this overheated.
Bak şimdi, bu niye yandı biliyor musun? Çok fazla ısındığı için yandı ama Emin buldu çaresini.
- He's overheated!
- Terliyor!
His head's overheated.
Kafasına güneş geçmiştir.
It's overheated.
Aşırı ısındı. Eh?