English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ O ] / Overseeing

Overseeing traducir turco

239 traducción paralela
Look what kind of people are overseeing here.
Bak nasıl insanlar idare ediyor burayı.
On board is Galactic High Commissioner Ferris, overseeing the delivery of the medicines to Makus III.
Galaksi Yüksek Komiseri Ferris gemide, tıbbi malzemelerin Makus III'e olan naklini gözetiyor.
I ain't much about overseeing.
Ben pek iyi bir kalfa değilim.
I wasn't too sure about overseeing them darkies as you well know, but I wanna tell you it beats farming all to hell.
Zencileri denetlemek konusunda emin değildim bildiğiniz gibi, ama söylemeliyim ki işçilikten daha eğlenceli.
Gonna learn Old George about overseeing.
Yaşlı George'a kalfalığı öğreteceğiz.
But most important of all... we've learned that the emperor himself... is personally overseeing the final stages... of the construction of this Death Star.
Ama her şeyden önemlisi... .. imparatorun da... .. Ölüm Yıldızı'nın inşasındaki son durumu görmek için..... orada olduğunu öğrendik.
One of the projects I've been overseeing concerns the foremost specialists in dream research.
Başında olduğum projelerden biri rüya araştırmaları alanında uzmanları kapsıyor.
Don't worry, Preston. I'm overseeing every aspect of production.
Merak etme, program her yönüyle benim denetimimde.
I'm responsible for overseeing Wesley's education.
Bildiğiniz gibi Wesley'in eğitimini denetlemekle sorumluyum.
Chief O'Brien is overseeing repairs to the Skrreean ships.
Şef O'Brien, Skrreean gemilerinin onarımını denetlemeye devam ediyor.
I accuse Dr. Roberto Miranda... of overseeing and approving systematic beatings... and the use of electric shock on Paulina Lorca.
Doktor Roberto Miranda'yı Paulina Lorca'yı denetlemek ve üzerinde sistematik olarak darp ve elektrik şoku uygulamakla itham ediyorum.
Although his father, the senior Richard Rich spent countless hours in his office, overseeing his vast business empire Rich to buy 100 million acres of jungle. he still found time to share simple pleasures with his son
Her ne kadar babası, kıdemli Richard Rich vaktinin çoğunu ofisinde harcayıp, koca imparatorluğuna göz kulak olsada... 100 milyon dönüm ormanı satın alacak kadar zenginde olsa... oğluyla küçük mutluluklar yaşayacak vakti her zaman bulur.
Course, uh, I wasn't overseeing'that particular job.
Tabii ki, bu özel işi göz ardı etmiyordum.
I've been overseeing the end of a once-proud House. Perhaps you've heard of it. It was called the House of Mogh.
Bir zamanlar gurulu bir hanenin sonunu izliyordum belki duymuşsundur adını Mogh'un Hanesi derler.
Who is that mysterious man who seems to be overseeing the proceedings?
İşlemleri denetliyor gibi görünen bu gizemli adam kim?
He's overseeing the transpo.
Kargoya göz kulak oluyor.
The administration office informed me you're overseeing the treatment of these children.
İdare bu çocukların tedavisini sizin üstlendiğinizi bildirdi bana.
You are now responsible for overseeing all the temples.
Artık tüm tapınakların denetiminden sorumlusun.
So how'd an Air Force guy end up overseeing tests run by the Army?
Nasıl oluyor da Hava Kuvvetleri'nden biri Ordu testlerini denetliyor?
A third of the cases that come in are pediatric but nobody's overseeing it.
Buraya gelen vakaların üçte biri pediyatrik ve kimse danışman değil.
Here's the update from the local authorities who are overseeing the search party's efforts.'
Teşekkürler. Peter ve ben kendi çabamızla bir yuva kurduk.
Over the weeks that passed, I'd been overseeing her progression my eyes never leaving the being that I knew was slowly coming to existence within her womb.
Haftalar geçtikçe, gelişimini inceliyordum gözlerim rahminde var olmaya ağır bir şekilde ilerlediğini bildiğim canlıdan hiç ayrıImıyordu.
As soon as we'd finished the last chord of it, we left Bill Price to mix it With Guy Stevens overseeing it.
Kabuğunuzu kırın, delikanlılar ve kızlar... Son notayı da çalmayı bitirir bitirmez albümü montaj için Guy Stevens denetimindeki Bill Price'a bıraktık.
Nelle is a fine lawyer, but certainly, at a minimum, you, you'd want me overseeing things.
Nelle iyi bir avukattır, ama Kesinlikle, en azından, Sen, yine de benim işlere göz-kulak olmamı istersin.
Overseeing?
Göz-kulak olmak mı?
Look, Pop, I got a handle on the low-level stuff... keepin'the taxis running, overseeing the crap games... the odd union meeting, but it's time.
Bak baba, ufak tefek işlerle ilgileniyorum. Taksilerimin çalışması, zar oyununu izliyorum. Garip toplantılara katılıyorum.
I'm not implying, I'm stating. I'm talking about personally overseeing Cosmopolitan Pictures.
Cosmopolitan Pictures'i şahsen idare etmekten bahsediyorum.
If I'm going to be overseeing your pictures, I need for us to come to terms about a few things.
Filmlerinle ilgileneceksem bazı konularda anlaşmamız gerek.
There are six different cases I'm overseeing.
İlgilendiğim 6 ayrı olay var.
I am personally overseeing the transfer, your gorgeousness.
Ben şahsen transfere bakıyorum, senin harikuladeliğine.
- overseeing the most cherished movie project of my entire career, am walking around with - look, look... pockets full of these things?
Bütün kariyerimde en çok izlenen film projesine imza atmış olan benim. Neden cebimde. Bak, görüyor musun?
I'm overseeing operations while he's away.
O yokken SD-6'da operasyonlar benim kontrolümde olacak.
I'm good. I'm going to be overseeing this case.
Ben iyiyim.Bu davayı denetliyeceğim.
Covering meetings, overseeing teaching in your absence.
Sen yokken toplantılara girecek, eğitimi idare edecek.
As we understand it, Jonas was responsible for overseeing the research
Anladığımız kadarıyla, Jonas araştırmayı yukarıdan izlemekle görevliydi.
He is chief physicist overseeing the development of our most critical project.
En kritik projemizin gelişimini yürüten baş fizikçimiz.
We were just overseeing some creative importing, so he really didn't have anything on us.
Sadece hayali ithalat işini kontrol ediyorduk. Yani aslında elinde bize karşı birşey yoktu.
Most of the operators are trainees, but we have experienced agents overseeing them.
Operatörlerimizin çoğu stajyerler, ama onları izleyen tecrübeli ajanlarımız var.
The Alliance has this man overseeing the operation.
Müttefikler operasyonu bu adama vermiş ;
He's sort of overseeing the whole operation.
- Ne şanslısın.
I'm overseeing the investigation.
Bu soruşturmayı denetliyorum.
I've been overseeing distribution.
- Dağıtımı denetliyorum...
She's busy overseeing our new lingerie collection.
Yeni iç çamaşırı kreasyonlarımızı incelemekle meşgul.
I was Special Research overseeing the project.
Projeyi yöneten Özel Araştırma'dandım.
- I'm also overseeing merchandising.
Evet, ama aynı zamanda satın alma ve izinlerle de ilgileneceğim, tamam mı?
I'm gonna need someone overseeing the practical elements of my plan
Planımın uygulamasını denetleyecek biri lazım. Senin planın mı?
He'll be overseeing all things related to Earths defence on behalf of the Pentagon and Washington.
Pentagon adına Dünya savunması ile ilgili işlerden sorumlu olacak.
Frank Bannister, then a successful architect... was overseeing construction of his new home.
yeni evinin inşaatıyla uğraşıyordu.
Head of an alumni committee, overseeing a building fund.
Ashley'nin terapiste gitmesini yoksa okuldan atılacağını söyledi.
I do have a few things to do, like running my department, overseeing finals...
Sizde benimle gelsenize.
Is Vaughn overseeing?
Vaughn ona mı nezaret ediyor?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]