English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ O ] / Ovum

Ovum traducir turco

42 traducción paralela
In other words... that thin-shelled ovum of the domestic fowl... will never be safe... as long as there are chicken laying'... and I'm alive because I am your eggman... and there ain't a better one in town.
Diğer bir deyişle... kümesteki hayvanların yumurtalarının ince kabukları... hiçbir zaman güvende olmayacak... Tavuklar ürediği sürece... Ve be hayattayım, çünkü ben sizin yumurtacınızım... ve bu şehirde benden iyisi yok.
You theorized that a Mu woman was your ovum donor.
Yumurta donörünün bir Mu kadını olduğunu düşünüyordun.
I was born from her ovum.
Onun yumurtasından doğmuşum.
It's based on mechanical fertilization of a female ovum... "
" Kadın yumurtasının başka bir kadın hücresiyle..
TV : "and was done by entering a blood cell fragment through sharp glass needle into an unfertilized ovum..."
"1939'da, Gilda Pinkus tarafından... " ve döllenmemiş bir yumurtaya cam bir iğneden "
in uterus... ovum to ovum...
yerleştirmek... yumurta yumurtaya...
Well, Dad, when the ovum is embedded securely in the wall of the uterus the sperm, after about two or three days of swimming if properly positioned, penetrates the wall of the egg.
Bak baba, yumurta rahim duvarına güvenle yerleştiğinde sperm, iki veya üç gün yüzdükten sonra Eğer doğru konumdaysa, yumurta duvarından girer
But I landed Dr. Diana Reddin and her ovum cryogenics project.
Bunu yapmak istemezdim ama Doktor Diana Reddin'in yumurta dondurma projesine başlamasına izin verdim.
" originate from a microscopic structure, the fertilized ovum,
" kaynak olarak, mikroskobik bir yapıda bulunan yumurtadan gelir ki,
"... similar to that found in the ovum and usually called cytoplasm... "
"... yumurta içinde bulunan benzerlikle sıkça söylenen, saytoplazmik... "
Carol, it's not necessarily a blighted ovum.
Carol, boş gebelik olması gerekmez.
Here we see how fortress ovum is besieged by countless little warriors.
Burada bir çok küçük savaşçının kaleyi nasıl kuşatığını görüyoruz.
The ovum secretes a fluid that keeps the pregnancy in stasis.
Yumurta, gebeliği stazda tutmak için bir sıvı salgılıyor.
I have never given birth to a child, nor raised one and I'm not registered with an ovum bank.
Hiç çocuk doğurmadım, ya da yetiştirmedim bir yumurtalık haznem yok.
The ovum, a product of almost pure chance by means of cellular growth, divergence and migration creates an organism.
Neredeyse tamamıyla şansın ürünü olan yumurta hücresi, hücresel büyüme, bölünme ve yer değiştirme yoluyla bir organizma yaratır.
Keffler spliced human ovum with DNA taken from a Goa'uld.
Keffler insan ovaryumuna Goa'uld'dan alınmış DNA aşılamış.
I can'alk...
Ben yapamıovum...
You've got some ovum coming back here.
Geri dönecek yüreğin varmış.
The sperm in the semen head for the uterus and the ovum is fertilized.
Sperm rahimde ilerler ve yumurta ile buluşur. Böylece aşılama....
Human reproduction... Well, the sperm... gets into the ovum then you wait 9 months, then you do a sonogram and then it comes out
İnsan üremesinde spermler yumurtalığa ulaşır dokuz ay beklersi, sonra sonograma girersin ve nihayetinde dışarı çıkar.
All I need is a healthy ovum and I can grow my own Leonard Nimoy!
Tek ihtiyacım olan sağlıklı bir yumurtalık ondan sonra kendi Leonard Nimoy'umu yaratabilirim!
Madame, I can see only one ovum on the right.
Madam, sadece sağ tarafta bir yumurta görüyorum.
One ovum left.
Bir tane yumurtası kalmş.
Only one ovum left.
Sadece bir yumurta kaldı.
We saw this heart-shaped swimming pool, in the middle of which was a li-lo, with a woman lying on it looking erotic - she was the ovum.
Kalp şeklindeki bir yüzme havuzunun ortasında şişme yatağın üstünde, erotik görünüşlü bir kadın vardı ki o yumurtaydı.
I... am an erotic ovum. Ha-ha.
Ben... erotik bir yumurtayım.
And without having to breed our DNA in some cow ovum.
Ve kendi DNA'mızı değştirmeden.
I partake not in the meat, nor the breast milk, nor the ovum of any creature with a face.
Ben et yememenin yanında, yüzü olan hiçbir şeyin, sütünü içmem yumurtasını yemem.
Of course, it will require an ovum from a healthy human woman.
Elbette sağlıklı bir kadının yumurtası gerekiyor.
To fertilizze an ovum!
Bir yumurtalığa döllenmek!
There's not an ovum on God's green earth big enough for that thing.
Tanrı'nın yarattığı bu yeşil gezegende bu büyüklükte bir yumurtalık yok.
You can see that the sperm has penetrated the ovum.
Spermin yumurtaya nüfüz ettiğini görebilirsiniz.
- Could it be a blighted ovum?
- Anembriyonik gebelik olabilir mi?
It was a blighted ovum, the body expels them naturally.
Yumurtan çürümüş. Vücut otomatik olarak atıyor çürüğü.
Now make like your mommy's ovum and split!
Annenizin yumurtası gibi yapıp ayrılın bakalım!
Which has allowed us to triple her ovum output, by the way.
Bu sayede yumurta çıkışını üç katına çıkarmamızı sağladı.
Fertilization of the ovum with the sperm occurs at the Ampullary-Isthmic junction.
Spermle yumurtanın döllenmesi fallop borusunda gerçekleşir.
Well, essentially they spike the ovum with a supercharged mitochondria so that it has a better chance of taking.
Özünde yumurtaları doldurulmuş mitokondri ile arttırıyorlar bu da tutma şansını arttırıyor. - Arttırıyor mu?
You're saying the ovum ended up here by mistake?
Yani buraya yumurtanın yanlışlıkla geldiğini mi söylüyorsun?
The ovum that you have, Dr. Norwood, it belongs to our client, and she wants it back.
Elinizdeki yumurtalar müvekkilimize ait ve geri istiyor Doktor Norwood.
And why do you want the ovum?
- Peki yumurtayı niye istiyorsunuz?
And she take a drop of his blood and she change the blood into semen and then we see the drop of blood going inside the vagina, the uterus and we will follow the blood the blood coming and go inside the ovum and explodes there.
Ve kadın onun kanından bir damla alıp... sperme dönüştürür. ve? sonra kan damlasının vajinanın içerisinde ilerlediğini görürüz, rahim... ve?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]