Oxfam traducir turco
30 traducción paralela
The thing I hate about you, Rowntree... is the way you give Coca-Cola to your scum... and your best teddy bear to Oxfam... and expect us to lick your frigid fingers... for the rest of your frigid life.
Senden nefret etmemin sebeplerinden biri, Rowntree kendi sübyanına, Oxfam'dan gelen oyuncak ayıcığına coca-colayı uzatış biçimin ve sonra da bizden o frijit parmaklarını yalamamızı bekliyorsun. Geri kalanı için frijit hayatının.
Bob and Janet have eaten mr. Farquar's goldfish - during an Oxfam lunch - and mrs.
Bob'la Janet Oxfam yemeğinde Bay Farquar'ın balığını yer.
I gave it to Oxfam.
Oxfam'a verdim.
No, I ask because charities like Oxfam or Unicef always need spokespeople.
Soruyorum çünkü Unicef gibi.. yardım kurumları her zaman sözcülere gerek duyarlar.
I'm taking some clothes to Oxfam.
Ben dışarı çıkıyorum, bazı kıyafetlerimi yardım derneğine götüreceğim.
Sorry to interrupt, but if I don't steal him he'll miss his speech at the Oxfam ball.
Böldüğüm için adedersiniz, ama eğer onu kaçırmazsam Oxfam'daki konuşmasına gecikecek.
CARE, usaid, the OXFAM, WFB... they don't want to know.
CARE, USAID, Oxfam, WFP, bilmek istemiyorlar.
- I've taken that to Oxfam.
- Onu derneğe bağışladım.
Oxfam.
Oxfam.
Did you join Amnesty International, Oxfam,
Amnesty lnternational'a, Oxfam'a, "Balinaları Kurtaralım" a,
Check out Oxfam, M. S. F., Health Action International —
Oxfam, M. S. F ve Uluslararası Sağlık Hareketi'ne bak...
WOMAN : Look, Robert, I promise you. If you left it here, it's gone to Oxfam.
Robert eğer burada kaldıysa Oxfam'a gitmiştir.
Oxfam?
Oxfam?
Freud's Interpretation of Dreams? Oxfam?
Freud'un Rüya Yorumları kitabı Oxfam'da mı?
Otherwise it's all gonna go to cunting Oxfam!
eğer almazsan tüm bunlar "cunting oxfam" a gidecek!
Don't you dare use "cunt" and "Oxfam" in the same sentence!
Sakın "cunt" ve "oxfam"'ı aynı cümle i cinde kullanmaya cüret bile etme!
To Oxfam.
İkinci elciye verilecek.
You're in Greenpeace and Oxfam.
Yardım kuruluşlarında gönüllü çalışıyorsun.
All the proceeds are going to Oxfam.
Gelirler Oxfam'e gidecek.
It smells like Oxfam in there.
Leş gibi kokuyor burası.
The least you could've done was gone to Oxfam.
En azından ikinci el dükkanına verebilirdin.
Yeah, I though we were in a place is where we stole those coathangers from Oxfam.
Oxfam'daki askılıkları çaldığımızda seçeneklerimizin tükendiğini fark etmiştim.
I was a student volunteer for Oxfam.
Oxfam'da gönüllü öğrenciydim.
I don't care how many stars he gives Oxfam Whitby, I'm not going there.
Oxfam Whitby'ye kaç yıldız verdiğini umursamıyorum, oraya gitmiyorum.
It is a single tramp's shoe that you f... That you found in the street. Now just give it to Oxfam.
Sokağın ortasında bulduğun berduşun tekinin ayakkabısı.
So, they still sell suits in Oxfam?
İkinci elcide hâlâ takım elbise satıyorlar mı?
Chechnya, Sri Lanka... those NGO's, the non - governmental groups from OXFAM right down to the smallest outfits run by people like Elliott and and I pray for those who survive him- - who continue his work- -
El Salvador, Angola, Çeçenistan ve Sri Lanka gibi yerlerde, örnek mücadele veren yardım gruplarına. Sivil toplum örgütlerine, sivil gruplara, Oxfam'dan, Elliott gibi insanların yönettiği en küçük birimlere...
Oxfam.
- Temizlik.
They won't have it.
Şimdi git Oxfam'a ver.