Paddy traducir turco
1,197 traducción paralela
In fact, we only eat the paddy bird inside.
Aslında sadece içindeki kuşbaşı et yeniyor.
Those paddy birds have absorbed the favour of the goose, and be keeping warm. It's perfect to eat them now.
Bu kuşbaşı et kazın tadını almış durumda ve kaz onları sıcak tutuyor.
Impossible, I've specially selected the paddy birds.
İmkânsız, özellikle en dolgun kazı seçtim.
I don't mean the paddy birds, I mean you.
Kazı kastetmiyordum, seni kastediyordum.
What was on the paper, Paddy?
lKağıtlarda ne vardı, İrlandalı?
A hut in a rice paddy?
Pirinç tarlasında bir kulübeye mi?
Paddy!
Dostum!
My name is Padma, and people out here call me "Paddy".
Adım padma ve buranın dışında insanlar bana Paddy der.
Paddy.
Paddy.
- St. Paddy's Day in Boston.
- Bugün, Boston'da İrlandalılar Günü.
Didn't your mother have a dog named Paddy?
Annenin Paddy isimli bir köpeği yok muydu?
- Didn't she have a dog named Paddy?
- Onun, Paddy isimli bir köpeği yok muydu?
So start practicing for St. Paddy's Day.
O halde Aziz Patrick Günü için pratiğe başlayın.
Your only chance of survival is diving into a rice paddy... and holding your breath for four minutes.
Yaşamak için tek şansın çeltik bataklığına dalmak... nefesini dört dakika tutmak.
Paddy, you could have sent me a postcard, you know.
Padyy, bana posta kartı da yollayabilirdin.
- Ah, Paddy.
- Ah, Paddy.
Oh, Paddy.
Oh, Paddy.
I'm sorry, Paddy... for not listening when you asked for help.
Üzgünüm, Paddy... Yardım istediğinde dinlemediğim için.
Paddy, another round.
Paddy, yeni tur.
Paddy, honey, where are those beers?
Tatlım biralar nerede?
The next time I went to dancing lessons, I bumped into Paddy Clohessy.
Bir sefer dans dersine giderken yolda Paddy Clohessy'ye rastladım.
- Hi, Frankie. - Hiya, Paddy. How you doing?
- Naber Paddy, nasıl gidiyor?
Every Saturday, my mam's sixpence got me and Paddy into the Lyric... with enough left to stuff our gobs with Cleeves'toffee.
Her Cumartesi annemin dans dersleri için verdiği para, ben, Mikey ve Paddy'nin sinema biletlerine yettiği gibi, şeker vs. almak için artıyordu bile.
- Run, Paddy, run!
Sizi geberteceğim!
Paddy Clohessy found a priest to confess our hideous sins to.
Paddy en utanılacak günahlarımızı bile itiraf edebileceğimiz bir rahip bulmuştu.
Pistol whip him, Chappy. Give him a little knick knack paddy whack.
Ona gününü göster de bir daha bu hatayı yapmasın Chappy.
Face the music, Paddy. What?
Marşı dinle, serseri.
[man on radio] have located hairpiece salesmen pulling up to... Paddy Reilly butcher shop on beach mount crescent.
Beech Mount'da, Paddy Reilly'nin kasap dükkanı yakınlarında peruk satan pazarlamacıları tespit ettik.
Where's your gun, you paddy bastard?
Silahın nerede seni patatesçi * piç?
Paddy bastard.
Patatesçi piç.
Paddy Tanninger, the caddy manager.
Paddy Tanninger, hizmetlilerin müdürü.
Go back to your rice paddy, Mulan!
Piriç tarlana geri dön, Mulan!
A paddy wagon is now speeding to your home.
Bir ekip aracı şu an evinize doğru yola çıktı.
My friends call me Paddy.
Dostlarım Paddy der.
Paddy. Go, find'em! Go.
Paddy, hadi oğlum.
Paddy. ( DOG BARKS )
Paddy.
An award ceremony erupted in kidnapping tonight... as alleged good guy Homer Simpson absconded with several children... in a stolen paddy wagon.
Bu akşamki ödül töreni sözde iyilik meleği Homer Simpson'ın çocukları çalıntı bir mahkûm aracıyla gizlice kaçırmasıyla son buldu.
Get back on the boat, Paddy!
Gemiye geri dön Çeltik!
Luci will only date boys who are Catholic now and she calls him Paddy.
LUCY SADCE KATOLİKLERLE ÇIKIYOR VE ONA PADY DİYOR
Where were you when I was being thrown in the back of a paddy wagon? I was arrested because my people are experiencing a holocaust.
Ben hapse atıldım çünkü benim insanlarım cehennemi yaşıyorlar.
- Paddy Doherty?
- Paddy Doherty?
- None of them are Paddy Doherty.
- Paddy Doherty aralarında değil.
- Not Paddy Doherty?
- Paddy Doherty yok mu?
It must have been Paddy Picasso, his distant Irish cousin... because I had this canvas valued in New York. It's not worth the fucking freight charge. It's a fake!
Benim elimdeu kanvas parçası var Bunun fiyatı NewYork'a nakliye parasını bile karılamaz, bana kazık attın.
We already took some of your friends downtown in a paddy waggon.
Bazılarınızı çoktan şehirdeki bir pirinç vagonunda yakaladık bile.
You know, we get a, we got an old jukebox in the corner. And green beer on Saint Paddy's Day. Come on.
Köşede bir müzik kutusu olur, Aziz Patrick Gününde yeşil bira satarız.
Have you been in a rice-paddy or something?
Pisliğin içine mi düştün?
- Yeah,'cause we're gonna need a flag when our transhuman drill team is marching down Fifth Avenue in the St. Paddy's Day Parade.
- Evet, çünkü transhuman takımımızın beşinci caddedeki St. Paddy geçit töreninde yürüyüş yaparken için bayrağa ihtiyacımız olacak.
Margos Dizarian escaped from the paddy wagon.
Margos Dizarian zırhlı araçtan kaçmış.
Paddy, quick, wipe your arse.
Çabuk, çabuk, poponu sil. Süt sağma zamanı.
Face the music, Paddy.
Marşı dinle, serseri.