Pancakes traducir turco
2,431 traducción paralela
- Pancakes it is.
- Krep, tamamdır.
Let's get those pancakes going.
Şu krepleri hazırlayalım o hâlde.
Kelsey, do you want some pancakes?
Kelsey, biraz akıtma ister misin?
- Um, pancakes. - Uh-huh.
Akıtma.
- Pancakes.
- Akıtma var.
I want pancakes.
Gözleme istiyorum.
I got pancakes, and I got eggs.
Elimde krep ve yumurta var.
Pancakes.
Krep. İyi pişsin.
Yeah, pancakes.
İyi pişecekmiş.
I'm thinking pancakes or fajitas.
- Boşa konuşuyorum.
Never mind. And, really, pancakes or fajitas?
Bu arada ciddi misin, krep ve salata mı?
Uh... I'm thinking pancakes.
Sanırım krep alacağım.
- Are you guys ready for the best gluten-free, vegan, soy-free pancakes you're ever gonna eat?
Yiyeceğiniz en güzel glütensiz, soyasız vejetaryen kreplerine hazır mısınız?
I'll make my pancakes, you make yours, and we'll have, like, a pancake-off.
Ben kendi kreplerimi yapacağım, sen kendininkileri ve krep yarışması yapacağız.
Despite the terrible pancakes.
Korkunç krepleri saymazsak.
I made blueberry pancakes with eggs and bacon.
Yaban mersinli krep ve yumurtalı pastırma yaptım.
And Trick better have pancakes because momma needs serious carbs to soak up Senor Malbec.
Trick'te krep kalmış olsa iyi olur çünkü Sinyor Malbec'i sindirmek için karbonhidrat almam lazım.
You want some pancakes with your syrup?
Şurubun yanında krep de ister misin?
I made you heart-shaped pancakes.
Sana kalp şeklinde kek yaptım.
Every morning Mordecai and Rigby make blueberry pancakes, do the dishes, and wash the floor.
Her sabah Mordecai ve Rigby yabanmersinli krep yapar bulaşıkları yıkar ve yerleri siler!
Are those pancakes?
Şunlar krep mi?
I smell pancakes.
Krep kokusu alıyorum.
The pancakes, Benson liking us, the work, this blizzard!
kar fırtınası!
Chocolate-chip pancakes.
Çikolatalı krep.
Pancakes are for breakfast, idiot.
- Krep kahvaltıda yenir, kuş beyinli.
We can have pancakes.
Krep yapabiliriz tabii.
Chocolate-chip pancakes. All right.
Çikolatalı krep demek...
Chocolate-chip pancakes, huh?
- Çikolatalı krep demek.
- Hey, buddy. I'll pretend I didn't see this if you make pancakes.
Krep yaparsan bunu görmemiş gibi davranacağım.
Hey! Do you guys have some pancakes, because I... would really like some pancakes.
Peki sizde krep var mı?
Uh, scrambled eggs, pancakes...
- Yağda yumurta, gözleme... - Hayır.
Yeah, I'll have the blueberry pancakes, A couple of scrambled eggs and a side of sausage.
Şey, ben üzümlü krep çırpılmış yumurta ve bir parça sosis alayım.
My wife makes nice pancakes too.
Benim hanım çok güzel gözleme de yapar.
Or pancakes.
Ya da kek.
Daddy made us some Mickey Mouse pancakes.
N'oluyor? Babam Mickey Mouse'lu krep yaptı.
Where's the butter for the pancakes?
- Krep için gereken tereyağı nerede?
Are we having pancakes tonight?
- Bu gece krep mi yiyoruz?
( MRS PATMORE SNIGGERS ) I take it they ate all the pancakes last night, then?
Yani geçen gece bütün krepleri bitirdiler mi?
Just take the stupid flower. And bring me a tall stack of blueberry pancakes. Don't you move.
Al şu aptal çiçeği de bana şöyle bolca üzümlü krep getir.
You look like my mom when she fried pancakes.
Kekleri fırına veren anneme benziyorsun.
Who is ready for my famous pancakes?
Kim benim meşhur krepimden yemeye hazır?
No, Dad, you said that we could go to get pancakes and now I've been here for an hour and a half.
- Hayır baba krep alabiliriz demiştin. Ben burada 1 buçuk saattir duruyorum. - Şuna bak.
You promised me that we could go to get pancakes and then you kept making me wait. Max, have you ever heard of the word empathy?
Bana krep yiyeceğimize dair söz verdin, sonra da beni beklettin.
You want to go get some, uh... some pancakes or some fish sticks?
Gidip biraz krep yemek ister misin ve ya biraz balık çubukları?
Pancakes or fish sticks?
Krep ve balık çubukları?
- Oh. Made banana pancakes.
Muzlu krep yaptım.
We'll get chocolate chip pancakes after.
Biraz sonra çikolatalı krep alırız.
You didn't make parrot pancakes, did you?
Papağan gözlemesi yapmadın, değil mi?
Oh, cool. Pancakes are one of my favorite foods.
Güzel, benim de en sevdiğim yemeklerden.
Mm, because, Nate, I like pancakes, and I like fajitas.
Çünkü, Nate, krep ve salata seviyorum.
- Look, two little sad pancakes.
Bak, iki küçük üzgün krep.