Parrish traducir turco
637 traducción paralela
It looks like a sunrise by Maxfield Parrish.
Ressam Maxfield Parrish'in güneşin doğuşu tablosuna benziyor.
Parrish.
- Parrish.
Homer Parrish.
Homer Parrish.
Parrish?
- Parrish?
- Parrish.
- Parrish.
May I help you with that, Mrs Parrish?
- Yardım edebilir miyim, Bayan Parrish?
Phil, tell him about Dr. Parrish.
- Phil, ona Dr. Parrish'i söyle...
Yeah, Dr. Parrish, just down the block.
Evet Dr. Parrish, hemen yolun sonunda.
Mr. Parrish.
- Günaydın. - Bay Parrish.
Mr. Parrish, better keep out of this.
Bay Parrish, karışmazsanız iyi olur.
I guess that's all Mr. Parrish has to say.
- Söyleyecekleriniz bu kadar sanırım.
None of us wants to get hurt, Mr. Parrish.
Başımıza bir şey gelsin istemeyiz Bay Parrish.
Sure, Mr. Parrish.
Elbette Bay Parrish.
Mr. Parrish, for what it's worth to remind you... My dad and mother helped you that first winter you came out here.
Bay Parrish, size şunu hatırlatmam gerekir... buraya geldiğiniz ilk kış annemle babam size yardım etmişti.
Capt. Parrish, they tell me you served with Gen. Kirkpatrick in Georgia.
Yüzbaşı Parrish, Georgia'dayken General Kirkpatrick'in birliğindeymişsiniz.
Are you just trying to be different, Mr. Parrish, or is it something else?
Sadece farklı görünmeye mi çalışıyorsunuz, yoksa başka bir nedeni mi var Bay Parrish?
Go inside, Mr. Parrish.
İçeri gidin Bay Parrish.
Mr. Parrish, please come in.
Bay Parrish, lütfen içeri gelin.
What a pity, Mr. Parrish.
Çok yazık Bay Parrish.
Come and meet Mr. Parrish.
Gel, Bay Parrish ile tanış.
Lew dear, Mr. Parrish is our guest.
Lew, hayatım. Bay Parrish konuğumuz.
I can't walk on them, Mr. Parrish.
Bacaklarım tutmuyor Bay Parrish.
Parrish is too sure of himself.
Parrish kendinden fazla emin.
I'm going to make sure Parrish sells.
Parrish'in toprağını satmasını sağlayacağım.
They didn't make him Captain in the cavalry for nothing.
Parrish'i süvari birliğinde boşuna yüzbaşı yapmamışlardır.
Matlock, I work for Parrish.
Matlock, ben Parrish için çalışıyorum.
This will help Parrish make up his mind.
Parrish aklını başına devşirir artık.
Mr. Parrish, he said it's to help you make up your mind.
Bay Parrish, aklınızı başınıza devşirmeniz için yaptığını söyledi.
Now, Mr. Parrish... We've got here what you might call a peculiar situation.
Şimdi, Bay Parrish... farklı bir durumla karşı karşıyayız diyebilirsiniz.
Now, Mr. Parrish, you're a reasonable fella.
Bay Parrish, siz makul birisiniz.
Nothing personal intended, Mr. Parrish... But out here we just don't take kindly to strangers who come among us... And try to use our law to settle their private grudges.
Kişisel bir şey değil Bay Parrish... ama aramıza katılıp da özel meselelerini halletmek için... yasalardan yararlanmaya çalışan yabancılara pek sıcak bakmıyoruz.
My name's Parrish.
Adım Parrish.
Well, Mr. Parrish, this is a strange place for you to come today.
Bay Parrish, bugün buraya gelmeniz çok garip.
If Mr. Parrish weren't so stubborn, the valley would be yours.
Parrish bu kadar inatçı olmasaydı vadi senin olacaktı.
Get him out of the valley.
Parrish'i vadiden at.
Mr. Parrish.
Mr. Parrish.
Excuse me, Mr. Parrish.
İzninizle Bay Parrish.
Bud always spoke well of you, Mr. Parrish.
Bud hakkınızda hep iyi şeyler söylerdi Bay Parrish.
I won't keep you any longer, Mr. Parrish.
Sizi daha fazla tutmayayım Bay Parrish.
You keep it, Mr. Parrish.
Sizde kalsın Bay Parrish.
You see, Mr. Parrish, we're farmers.
Bay Parrish, bizler çiftçiyiz.
Wait for Mr. Parrish's signal.
Bay Parrish'in işaretini bekleyin.
Your real concern should be Parrish.
Asıl Parrish'le ilgilenmelisin.
I'm beginning to think I was all wrong about Parrish.
Parrish hakkında hep yanıldığımı düşünmeye başlıyorum.
How can you talk so tolerantly about Parrish?
Parrish hakkında nasıl böyle konuşabilirsin?
Cole was following out your orders of driving Parrish out of the valley.
Cole sadece Parrish'in vadiden atılması için verdiğin emri uyguladı.
He's put every nester on the side of Parrish.
Toprak isteyen herkesi Parrish'in müttefiki yaptı.
I want to know how Cole is going to get Parrish.
Cole'un Parrish ile nasıl baş edeceğini bilmek istiyorum.
- Good afternoon, Mr Parrish.
- Tünaydın, Bay Parrish.
You came out here to die, Mr. Parrish.
Geldiğinizde ölmek üzereydiniz Bay Parrish.
- Goodbye, Mr. Parrish.
- Güle güle Bay Parrish.