Passive traducir turco
791 traducción paralela
In gambling circles, she is called "Lady Passive" as she herself never gambles. "
"Kumar çevrelerinde ona, asla bizzat kumar oynamadığı için, " { Bayan Pasif } deniliyor. "
You, Esmeralda, have sympathy, yet you're willing to remain passive.
Sen Esmeralda, sempatik ol ve hiç bir şey yapmadan dur.
Passive resistance?
Pasif direniş mi?
It's my attitude that's passive Meow! Ruff!
Davranışım biraz pasif.
We would be passive, if take his photo.
Bir kere resmini aldıktan sonra geri çevirmek daha zor olacaktır.
I think only birds look well stuffed because... Well, because they're kind of passive to begin with.
Bence sadece kuşlar doldurulduğunda iyi görünür çünkü birincisi onlar pasifler.
Here we go with the passive theories of social oppression.
Burada toplumsal baskının pasif teorilerine eşlik ediyoruz.
Conjugate the verb "to humiliate" in the passive form.
Pasif bir adam değilim.
How can she, with her passive virtues and shyness, help an ambitious husband to climb the slippery steps of the new society?
Pasif meziyetleri ve çekingenliği ile, hırslı kocasının yeni bir toplumun kaygan merdivenlerinde yükselmesine nasıl yardım edebilir?
Adopt a passive attitude.
Çekingen tavrını kabul et.
No, Lenny, I just believe in passive resistance.
Hayır Lenny, pasif direnişe inanıyorum ben.
Well, is this the voice of passive resistance speaking?
Pasif direniş böyle bir şey miydi?
This passive course of action dictated by a critical political situation. "
Bu pasif hamle, kritik bir politik durum yüzünden emredilmiştir. "
I can't help it if I tend to be passive Having sexual intercourse...
Cinsel ilişki sırasında pasifliğe yatkın olmam hususundan kurtulamıyorum...
A typical passive indolence of indolent people.
Tembel halkın tipik edilgen tembelliği.
It's a passive war, but a war nevertheless.
Pasif de olsa bir savaş.
The subject must be passive.
Özne hareketsiz olmalı.
" but she was passive and indecisive.
" ama pasif ve kararsızdı.
We shouldn't be so passive.
Bize yakışan'da bu olur.
- I lay there passive.
- Hoşuna gitti mi?
She's so passive.
Son derece pasif.
But you remained passive... as a cold salmon.
Ama sen dondurulmuş bir... somon balığı kadar kıpırdadın ancak.
I was passive, incapable of talking to those guys.
O adamlarla konuşmamda son derece edilgen ve acizdim.
The attitude that it requires as its principle... is this passive acceptance... that it has in fact already obtained... in its manner of appearing without reply, in its monopoly over appearance.
Talep ettigi bu edilgen kabullenis, görünümler üzerindeki tekeli, herhangi bir cevaba firsat vermeden ortaya çikisi vasitasiyla etkili bir... biçimde dayatilmis durumdadir.
Catatonia, dementia praecox, passive schizoid paranoia.
Katatonya, dementif dengesizlik, pasif şizoid paranoya.
I don't know cold and passive...
Bilmiyorum soğuk ve pasif...
Passive resistance means nothing to him.
Onun için pasif direniş, hiçbir anlama gelmiyor.
What, are you suggesting passive resistance?
- Ne öneriyorsun, pasif direniş mi?
Don't be so passive!
Gitmesine izin verirsen sıkıntıdan patlarsın.
Desires... of rape... even passive, understand?
Tecavüz isteği. Edilgen bile olsa. Anladın mı?
When proper psychological methods are employed, the most passive can become the most aggressive.
Uygun psikolojik yöntemler uygulandığında en çekingen insan, en agresife dönüşebilir.
Try to remember... that "alpha" is another word for "passive."
Unutma, alfa enerjin bu devrenin anahtarıdır.
Passive.
Yeterli değil.
The man, arrogant, with member erect on top of the woman with her passive vagina
Üstte, ereksiyon olmuş organıyla konuşan ve emir veren erkek, altta ise pasif vajinasıyla dinleyen ve itaat eden kadın.
You will know when you are calm at peace passive.
Huzur içinde sakinleştiğinde eylemsiz kaldığında.
I can't just sit like this, they'll say I was passive.
Boş boş oturamam. Beni pasif görmemeleri lazım.
An end to passive watching, actors and public isolated from each other.
Ve bu pasif izleme sonunda, aktörler ve halk birbirlerinden izole olurlar.
And they end up feeling passive and impotent.
Bıkkın ve zayıf bir hale bürünürler.
Why was I so passive?
Nasıl bu kadar dinginim?
I must say, it seems to me that it's gone beyond remedies like passive resistance.
İtiraf edeyim, bence durum pasif direniş gibi çarelerin ötesine geçti.
If I may I, for one, have never advocated passive anything.
İzninizle. Ben hiçbir zaman pasif hiçbir şeyi savunmadım.
And if you weren't so passive... like Alex...
O kadar pasif olmasan, Alex gibi...
Pretend you're passive if you want to stay in the game
Pasifmişsin oyunda kalmak istiyormuşsun gibi göster kendini.
We'll now begin with AFPSR air force passive strain response.
Şimdi AFPSR'e ye başlayabiliriz. Pasif hava gücüne karşılık verebilmek.
DADDY, HE IS A CLASSIC PASSIVE-AGGRESSIVE.
Babacığım, o bir klasik pasif-agresif.
I CALLED YOU A PASSIVE-AGGRESSIVE.
Sana az önce pasif-agresifsin dedim.
Isn't my role a bit passive?
Benim rolüm biraz pasif mi?
I must have it, since I know I want to speak up, not to be passive
Sanırım sesimi yükseltmeye, sessiz kalmamaya karar verdiğimden beri inançlıyım.
I give him everything, and he's just passive!
Sürekli vermekten, vermekten, vermekten bıktım.
I love him but he's just passive! Tell me more.
Onu seviyorum ama o hiç karşılık vermiyor!
I decided not to stand passive in the closet.
Dolapta böylece duramayacağıma karar verdim. Ve soyunmaya başladım.