English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ P ] / Peasant

Peasant traducir turco

1,137 traducción paralela
Gerasim was a clean, fresh peasant boy
Masum, sağlıklı, genç bir köylüydü... "
A peasant.
Bir köylü.
A peasant on a dirty donkey.
Kirli bir eşşeğin üzerindeki bir köylü.
The peasant always hangs himself in the landlord's doorway.
Köylü, her zaman derebeyinin salonunda bekler.
Also, the body of a murdered peasant was found this morning.
Aynı şekilde sabaha karşı bir köylünün cesediyle karşılaşıldı.
The Chinese can simply hold out this little, magic gem... - and undeveloped countries — Asia, Africa, South America — 90 % starving, 90 % peasant — will crawl all the way to Peking to get it.
Çinliler bu ufak, büyülü mücevheri uzatınca Asya, Afrika, Güney Amerika'daki geri kalmış ülkeler... % 90'nı kıtlık çekiyor, % 90'nı köylüdür bunu almak için Pekin'e kadar sürünerek giderler.
They are the true children of the chairman — the vanguard of the peasant masses.
Bunlar Başkanın gerçek çocuklarıdır köylü kitlelerinin öncüleri.
The peasant masses work with their hands.
Köylü kitlesi elleriyle çalışır.
They'd have demanded that he be perfectly willing to blow himself up... for the final victory to the peasant masses.
Köylü kitlesinin nihai zaferi uğruna kendini havaya uçurmaya gönüllü müsün diye sorarlardı.
It belongs — and I mean this literally — to that peasant with a wooden hoe... working in the mud of some godforsaken valley.
Bu, tam anlamıyla tahta çapası elinde, bir vadide çamur içinde çalışan köylüye ait.
You see presently I'm just a farming peasant.
- Gördüğün gibi sadece, çiftçilik yaparak yaşamımı geçiriyorum.
A peasant is always a peasant, huh?
Bir köylü herzaman köylüdür, ha?
You've made a peasant out of me after all.
Herşey bir yana, benden bir köylü yarattın.
Strictly an all peasant talkie.
Köylü kıyafetin var mı?
I could play a peasant.
- Köylü rolü oynayabilirim.
I, peasant Zaboyko, voluntarily have agreed to do agricultural work in the enterprise of master Stadnitsky.
Ben, köylü Zaboyko, efendi Stadnitsky ve kurumu ile.. gönüllü tarım işi yapmak için anlaştım.
- There is somebody behind this, member of his family, a peasant.
İşin içinde başka biri olmalı, bir akrabası falan.
with peasant huts enveloped in flames.
köylerin kulübelerini ateşe verdi.
The peasant is on a farm, the worker is in the industry, and the bourgeois bIood-sucker is on the black Sea.
Köylü çiftlikte, işçi sanayide, ve kan emici burjuva Karadeniz'de!
They flung her things in a plain peasant's cart... driving her out like...
Onu, adi bir köylünün arabasına atmışlar... sonra onu şey gibi...
Makes him sound like a peasant.
Bir köylü gibi geliyor kulağa.
Who made the poor, scummy peasant girl that you were into what you are now?
Fakir, pis köylü kızıydın seni şu andaki haline kim getirdi? !
He's just an ignorant peasant.
Köylülerin cehaletini bilirsiniz.
You talk too much, and not like a peasant.
Köylü gibi konuşmuyorsun ve çok fazla konuşuyorsun.
I'm not a soldier or a peasant.
Ben ne bir asker ne de bir köylüyüm.
From tomorrow, you are appointed judge... between soldier and peasant for all cases.
Yarından itibaren yargıç olarak görevlendiriyorsun. Köylüler ve askerler arasındaki tüm anlaşmazlıklara bakacaksın.
Well, what happened last night, besides you drinking like a peasant?
Söyle bakalım dün akşam ne oldu, zil zurna içmek dışında?
The child will die if you don't get down on your knees and beg for his life like a peasant begging for crusts at your door.
Kapınızda, bir dilim kuru ekmek için yalvaran bir köylü gibi dizlerinizin üzerine çöküp yaşamının bağışlanmasına dua etmezseniz, çocuğunuz ölecek.
I don't care if he talks to God or not Rasputin is a peasant!
Onun Tanrıyla konuşup konuşmadığı umurumda bile değil Rasputin bir köylü!
That's why I cling to this common peasant from Siberia.
Sibirya'lı benzer köylülere işte bu yüzden sarıldım.
My stomach is crunching by even hearing the name of this peasant who calls himself a revolutionist.
Adını duyduğumda bile midem kalkıyor... Bu köylülerden kendini bir devrimci diye adlandıran biri.
This peasant of a revolutionist!
Bu köylü bir devrimci!
How can you dare to bare a grand duke in front of a bunch of peasant slaves?
Büyük bir dükü çıplak bırakmaya nasıl cüret edebilirsiniz Bir gurup köylü köle önünde?
They call you Halleluja, don't they, peasant?
Onlar sana Halleluja diyorlar. Değil mi köylü?
- Peasant slaves.
- Köylü köleler.
- That's enough, peasant!
- Yeter, köylü!
- No, peasant!
- Hayır köylü!
A peasant. Bought for a few gold coins.
Bir kaç altın paraya kanan bir köylü.
I am not a peasant, and I acknowledge only one Lord.
Ben bir köylü değilim ve sadece bir Tanrı'ya inanırım.
I am a simple peasant girl, my lord.
- Ben basit bir köylü kızıyım.
Because every man, king or peasant, is afraid of the devil.
Çünkü her insan, kral ya da köylü, Şeytan'dan korkuyor.
That's what I call a peasant's knack!
Bu bir köylü püf noktası!
A man of your standing shouldn't lower themselves by hitting a peasant...
Sizin konumunuzdaki biri, bir köylüye vurarak kendini küçük düşürmemeli.
I want to take the brunt of your punishment for this peasant.
Bu köylü için cezanın en şiddetli kısmına el koymak istiyorum.
What about the peasant?
Peki ya şu köylüye ne diyorsun?
You peasant.
Seni köylü.
Peasant.
Köylü.
In 1460, the community peasant of Monterchi... ordered that Madonna to Piero della Francesca
1460 da "Monterchi" bir köy idi. "Piero" "Madonna" ya emretti.
Nevertheless... here's the miracle of sweet peasant teenager... noble as the daughter of a king.
Buna rağmen... Mucize, bir köylü kralın kızı oldu.
Notice how Perugino, that Umbrian peasant could transform the local rustics into saints and madonnas.
Düşün ki, şu Umbrialı köylü Perugino, köylü hödükleri nasıl da birer azize ve Meryem Ana'ya dönüştürebilmişti.
- You God damn peasant!
- Pis köylü!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]