Perhaps i can help you traducir turco
102 traducción paralela
If you're in trouble, perhaps I can help you.
Bir sorunun varsa, belki sana yardım edebilirim.
- Perhaps I can help you.
- Belki yardım edebilirim.
Perhaps I can help you. I'm head of the house now.
Belki ben yardımcı olabilirim.
Perhaps I can help you.
Belki size yardımcı olabilirim.
Perhaps I can help you to forget.
Belki unutmana yardımcı olabilirim.
Perhaps I can help you.
- Belki ben size yardım edebilirim.
I'm a doctor, perhaps i can help you.
Ben doktorum, belki yardımım dokunur.
Well, for old times'sake, perhaps I can help you.
Eski günlerin hatırına sana yardımcı olabilirim sanırım.
But if you feel that strongly about it, perhaps I can help you.
Fakat eğer bu konuda o kadar kesin hissediyorsan, belki sana yardım edebilirim.
Perhaps I can help you with your business?
İşinizde size ben yardımcı olabilir miyim?
It's just talking things over so that perhaps I can help you.
Görüşme demeyelim istersen. Sana yardımcı olabileceğim şeyler hakkında konuşuruz.
Well, perhaps I can help you find it.
Belki ben bulmana yardımcı olabilirim.
- My child, perhaps I can help you.
- Belki sana yardımcı olabilirim.
If you can't help me, perhaps I can help you.
Sen bana yardım etmeyebilirsin ama ben sana edebilirim.
I think perhaps I can help you.
Sanırım size yardımcı olabilirim.
Perhaps I can help you.
Belki ben size yardım edebilirim.
Perhaps I can help you.
Belki sana yardım edebilirim.
Perhaps I can help you.
Belki ben yardımcı olabilirim.
Perhaps I can help you.
Belki yardım edebilirim.
Perhaps I can help you find...
Belki ben size yardım ede...
Perhaps I can help you clean it up.
Belki temizlemenize yardım edebilirim.
Perhaps I can help you.
Belki de ben sana yardım edebilirim.
Well, perhaps I can help you find it.
O zaman onu bulmana yardımcı olabilirim.
My words were ill-chosen, Commander. Perhaps I can help you with your investigation.
Yanlış anlaşıIdım Komutanım belki de size yardımcı olabilirim.
Perhaps I can help you.
Belki ben size yardımcı olabilirim.
Perhaps I can help you.
Belki size ben yardımcı olabilirim.
Perhaps I can help you.
Ben yardım edebilirim.
- Perhaps I can help you.
- Belki ben yardımcı olabilirim.
- Perhaps I can help you.
- Belki sana yardım edebilirim.
Perhaps I can help you.
Belki sana yardımcı olabilirim.
Perhaps I can help you out.
Belki yardım edebilirim.
Perhaps I can help you refocus on your real target.
Belki de, gerçek hedefiniz üzerinde, yeniden odaklanmanıza yardımcı olabilirim.
Perhaps I can help you find what you are looking for. And what is that?
Belki, aradığını bulmanda sana yardım edebilirim.
I'm sorry to upset you like this, Miss Davis, but we think perhaps you're the only one who can help us.
Sizi bu şekilde üzdüğüm için kusura bakmayın Bayan Davis ama bize yardım edebilecek tek kişi siz olabilirsiniz.
- If you don't know, perhaps I can help.
- Bilmiyorsanız size yardım edebilirim.
For 1,000 drachma, I can perhaps give you a bit of help.
1000 drahmi için, belki size biraz bilgi verebilirim.
So do I. Susan perhaps you can help us?
Susan sen bize yardım edebilirsin belki?
Perhaps I can be of help to you.
Avukatım, neyin yolunda olmadığını söyleyin. Belki size yardımcı olabilirim.
- I go with you, perhaps I can help.
Ben de sizinle geliyorum. - Belki yardımım dokunabilir
But perhaps now that I am here, I can help you to explain this delicate matter to your aunt.
Ama madem buradayım bu nazik meseleyi teyzenize açıklamanıza yardım edebilirim.
But I'm a bit confused, and perhaps you can help me.
Ancak benim biraz kafam karıştı, belki sen beni aydınlatabilirsin.
Normally, I would treat this as the product of a deranged mind, but perhaps you can help me.
Normalde bunun bir akıl hastasının fikri olduğunu düşünürdüm ama belki sen bana yardımcı olabilirsin.
Uh, i can help get you some credit or a comp meal perhaps.
Ah... biraz kredi verebilirim ya da bedava bir yemek, belki.
You know... Perhaps i can help here.
Belki bu konuda ben yardımcı olabilirim.
Please come to see me. Perhaps I can help you
Rica ederim bu gece gelin.
Perhaps I can give you some help.
Berlin'in bu sıkıntısını çözmek için ben belki size yardımcı olabilirim.
Perhaps I am, sir. Help me. You're the only one I can turn to.
Ama size kalpten hizmet etmemi istiyorsanız, bunu kabul edemem!
- Perhaps i can help, if you tell me do i trust a thief who ran away with my belongings?
- Belki yardım edebilirim, eğer anlatırsan. Eşyalarımı alıp kaçan bir hırsıza mı güveneceğim?
If you tell me what ails you, perhaps I can help.
Sıkıntını söylersen belki yardım edebilirim.
I'm sorry, Colonel. I wish I could help you in this matter. Perhaps someone in my office can assist you.
Üzgünüm Corronel, Keşke sana bu konu da yardımcı olabilseydim, belki ofisimde bunu bulmana yardım edecek birileri vardır.
Perhaps you can help her dry off while I talk to...
Ben onunla konuşurken siz de kızın kurulanmasına yardım edersiniz.