Permanently traducir turco
1,464 traducción paralela
He was a highly decorated hero of the Red Army, and he was almost permanently shit-faced
Kızıl orduda pek çok ödül almış bir kahramandı ve... neredeyse her zaman sarhoştu.
It's permanently lodged in my ass that I received in the line of duty,
Sonsuza kadar kıçımda kalacak. Bir görevde başıma geldi.
- ln a magazine. Other than that, the only thing that I have to show for the pants is the kid that delivered them, some wise-ass pain in the neck who's decided to permanently glue herself to my hip.
Bunun dışında, pantolonla ilgili kayda değer tek şey onu teslim eden çocuk, kendini bana kalıcı olarak yapıştırmaya karar veren, çok bilmiş bir baş belası.
Which means birth records are sealed permanently.
Ki bu da demek oluyor ki doğum kayıtları sonsuza dek mühürlenmiştir.
There's a great possibility... he could be permanently paralyzed.
Çok büyük bir ihtimalle geçici bir felç yaşayabilir.
In order to get around the rule of not camping permanently in one spot, he would camouflage and hide his tent from the Park Service.
Bir noktada kalıcı ve sürekli kamp yapma yasağı yüzünden, çadırını park yönetiminden gizlemek için kamufle etti.
And the Academy of Tobacco Studies was permanently dismantled.
Ve Tütün Araştırmaları Akademisi kalıcı olarak dağıtıldı.
Mimi and ik would Iike to settle there permanently.
Mimi ve ben temelli oraya yerleşmek istiyoruz.
He'd be only too happy for you to stay permanently!
Sürekli bizde kalsan acayip mutlu olurdu!
We are worried that Mak's brain... might be permanently damaged...
Korkarız Mak'ın beyni... kalıcı olarak hasarlanmış...
So a decision was made that the United States will remain militarized permanently.
Bu sebeple Birleşik Devletler ordusunun aktif olmasına karar verilmişti sürekli olarak.
With Bishop Harrison's recent loss, he and his family have decided to permanently relocate back East to assist with his parents'farm.
Piskopos Harrison'un babasının kaybından sonra kendisi ve ailesi doğuya yerleşip ailesinin çiftliğini idare etmeye karar verdier
Turkish authorities : "Open the border for all Bulgarian Muslims who wish to move to Turkey temporarily or wish to settle there permanently."
Türkiye'ye geçici olarak veya göç etmek üzere gitmek isteyen tüm Müslümanlara sınırlarınızı açın ".
Firstly, their logic switch is permanently off.
Birincisi, bölgeleri düzenli,
Thus, this facility will be shut down, too. Permanently.
Böylelikle bu yöndeki faaliyetlerimiz de sona erecek ; sonsuza dek.
Dracula's holed up in Gotham Cemetery where I intend to bury him permanently.
Drakula'nın sığınağı Gotham Mezarlığı'nda. Ama benim niyetim onu gömmek... Sonsuza kadar.
The tear will close permanently.
"Yırtık" sonsuza dek kapanacak.
Now, what assurances can you give us that these people aren't just being thrown down some hole permanently?
Şimdi, bu insanların, kalıcı olarak, aşağıda bir deliğe atılmadıklarına dair bize ne garanti verebilirsin?
You mean permanently?
Devamlı olarak mı demek istiyorsun?
It gets in your blood it incubates for a few days, it infects you, and then permanently alters your brain.
Kanına giriyor, birkaç gün kuluçkada kalıyor, hastalığı yayıyor ve sonra beynini tamamen değiştiriyor.
You permanently erased Mom's memory?
Kalıcı olarak annemin hafızasını mı sildin?
Anyone caught holding hands, hugging or swapping saliva will be expelled from school permanently.
Bundan sonra ele ele tutuşurken veya öpüşürken yakalananlar okuldan tamamıyla uzaklaştırılacaklar.
Ah, revenge for the permanently disfigured.
- Kalıcı biçim bozuklğunun intikamı.
I'm not saying permanently.
Hayatımın sonuna kadar demiyorum.
Permanently.
Kalıcı olarak.
He could be permanently damaged.
Kalıcı olarak hasar görebilir.
We might want to consider a permanently installed wok.
Sabit bir kızartma tenceresi düşünebiliriz.
I'm permanently stuck like this.
Ebediyen böyle kalacağım.
If he's permanently impaired,
Giderek kötüleşiyor,
But then again, if I say that we're just friends then we're gonna be permanently labeled as "buddies," and maybe I want him to think of us as something more than that.
Diğer yandan, sadece arkadaş olduğumuzu söylersem, o zaman da "dost" olarak damga yiyeceğiz ama bundan daha fazlası olduğumuzu düşünmesini istiyorum.
So the only way I'll let the stone stay here is if we seal the portal to Skartaris permanently.
Bunu burada bırakmamızın tek yolu... Skartaris portalını sonsuza kadar mühürlemek.
The first one is clearly way above your head educationally, and the second one is permanently filled by someone who knows more about physics than you and me combined.
İlki, eğitimin yüzünden seni aşıyor. Diğer pozisyon da zaten dolu. Üstelik o ikimizin toplamından çok daha fazla fizikten anlıyor.
The look on Ms. Applebaum's face is, like, permanently burned into my retinas.
Keşke... Tanrım...
But we can stop him from making a horrible mistake. From permanently knocking his life off course.
Evet ama, korkunç bir hata yapmasını hayatını geri dönülmez bir şekilde yoldan çıkarmasını engelleyebiliriz.
But I was thinking, you did such a great job filling in at last year's tournament, that why not do the same thing this year, only permanently?
Ama geçen yılki turnuvada boşluğu iyi doldurmuştun. Bu yılda aynısı niye yapmıyasın? Tabii bu kez sürekli olarak.
Uh, 23 is Nathan's jersey number and you permanently marked your body with some random... spider.
Ah, 23 Nathan'ın forma numarası. Sen ise vücuduna rastgele bir örümcek işlettin.
- Then I think we can Permanently remove that feeding tube.
- O zaman bence beslenme tüpünü çıkarabiliriz.
well, so far the only thing we have on arthur curry is that he saved lois from being permanently waterlogged.
Şimdiye kadar Arthur Curry hakkında tek bildiğimiz Şimdiye kadar sadece Lois'i suyla dolmadan kurtardığını biliyoruz.
I'm afraid Lex is going to be permanently paralyzed from the chest down.
Korkarım Lex göğüsünden aşağısı felçli olarak yaşayacak.
- I mean permanently. - What?
- Kalıcı olarak demek istedim.
I would hate to think that recent events might have permanently dimmed your faith in my abilities, or your trust.
Son olaylar yüzünden, yeteneklerime olan inancının ve güveninin tamamen yok olmasını hiç istemem.
And it only requires minimum modifications to enable them to live up there permanently.
Ve sadece az bir değişimle burada kalıcı olarak yaşayabilir duruma gelebilirler.
They breed by means of a small pouch on the right hand side of their body just within the shell which, because it's permanently moist, is able to absorb oxygen.
Gövdelerinin hemen sağında yer alan ufak bir kese vasıtasıyla ürerler ; zira bu kese kabuklarının içinde olduğundan devamlı nemlidir ve oksijen absorbe edebilmektedir.
Some, like weevils, keep their wing covers permanently closed and before takeoff, push their functional wings out of special slits.
Bazıları, örneğin buğday bitleri, kanat kapakçıklarını sürekli kapalı tutarlar ve kalkıştan önce işlevsel kanatlarını özel bölmelerinden dışarı çıkarırlar.
- Permanently.
- Kalıcı olarak.
Her legs will be permanently paralysed.
Bacakları tamamen felç olacak.
They promised that... That if I played my role well, They would disconnect this damned thing permanently.
Rolümü iyi oynarsam bu şeyle bağlantımı keseceklerine söz vermişlerdi.
I would be destroyed permanently... if one of you were to be hurt or killed.
İçinizden herhangi birinin canı yansa ve öldürülse ben mahvolurum.
I have developed the means of permanently stripping her of her powers.
Güçlerini, kalıcı olarak elinden almanın bir yolunu buldum.
Permanently.
Temelli.
- Permanently.
- Daimi olarak.