English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ P ] / Physical therapist

Physical therapist traducir turco

146 traducción paralela
That physical therapist is paranoid.
Bertrand, bu fizyoterapist biraz paranoyak.
I have a session with my physical therapist.
Bugün fizik uzmanımla randevum var.
Physical therapist, please report to Room 264.
Fizyoterapist, lütfen oda 264'e.
Exercise classes with the physical therapist will begin at 9 a. m Monday through Friday.
Fizik tedaviciyle egzersiz programı her gün sabah dokuzda.
- I'm the physical therapist.
- Fizyoterapist.
I'm Danny, the physical therapist.
Danny, fiziksel terapist.
I'll be your physical therapist for the remainder of the evening.
Akşam süresince senin fizik terapistin olacağım.
She's a physical therapist.
Ayrıca fiziksel terapist.
What's the name of this physical therapist?
Bu fiziksel terapistin adı ne?
Nothing, as long as we get the physical therapist to go along with our story.
Hiçbir şey, fiziksel terapist bizim hikayemizi doğrulasın yeter.
The physical therapist?
Fiziksel terapist mi?
I'm a physical therapist, May-Alice, not a marriage counselor.
Ben fizik-terapi uzmanıyım, May-Alice. Evlilik danışmanı değilim.
If you don't Zen out, you'll be murdered by your physical therapist.
Zen'lemezsen fizik tedavi uzmanının elinde mortu çekersin.
No, no, this is Daphne Moon, my father's physical therapist.
- Selam. - Yok, hayır, hayır. Bebe, bu Daphne Moon.
Miss Richardson then bounced from job to job, bikini model, physical therapist...
Bayan Richardson daha sonra işten işe atlamış, - bikini mankenliği, fizyoterapistlik...
Lilith, this is Daphne Moon, Dad's physical therapist.
- Bu aptal fikri nerden buldun? - Frasier'dan.
- I was a physical therapist.
- Fizik tedavi uzmanıydım.
And how do you plan on paying this physical therapist person?
Bu fizik terapistinin parasını nasıI vereceksin peki?
Daphne Moon, Dad's physical therapist.
Daphne Moon, babamın fizyoterapisti.
Is that the physical therapist?
Şu fizyoterapist mi?
- You're a physical therapist, right?
- Fizyoterapistsin değil mi?
She's a physical therapist. She doesn't wanna have to deal with that outside the office.
O bir fizyoterapist... ofis dışında işlerle uğraşmak zorunda değil.
- This is Traci Flynn, our physical therapist.
- Bu Traci Flynn, fizik tedavinle ilgilenecek. - Merhaba.
Oh, the physical therapist.
- Fizyoterapist.
This is Daphne Moon, my physical therapist.
- Adı Daphne Moon. Fizyoterapistim.
- Thanks to Zora, they're sniggering about me being your physical therapist.
Yengeniz sayesinde, fizyoterapist olmamla dalga geçiyorlar.
There's a physical therapist.
Fiziksel terapist var.
- Physical therapist.
- Fizyoterapist.
I can arrange to have a physical therapist come here three times a week. Hm?
Haftanın üç günü buraya bir terapist gelmesini ayarlayabilirim.
I'm his physical therapist.
- Ben fizik terapi uzmanıyım.
The physical therapist told her if she didn't get exercise her back was gonna arch like an old lady.
Doktoru, egzersiz yapmazsa yaşlı bir kadın gibi kamburunun çıkacağını söyledi.
I was his physical therapist.
Ben onun fizik terapi uzmanıydım.
If that were the case, you never would have run off with your little maid-whore leaving me holding the brochures to our honeymoon. Technically, she's a physical therapist.
Eğer amacın bu olmasaydı, sürtük bir hizmetçiyle kaçıp beni elimde balayı broşürleriyle ortada bırakmazdın.
We've just been chatting with your delightful physical therapist, Marty.
Bizde sizin güzel fizik tedavi uzmanınızla biraz sohbet ediyorduk, Marty.
You see, once you marry Donny, you'll still be Dad's physical therapist of course, but we'll need someone around here to do the chores, won't we?
Sen Donny ile evlenince babamla fizik tedaviye devam edeceksin. Ama evde işleri yapacak biri gerekecek.
That's Kirk's astrologer and his physical therapist.
Şu Kirk'ün astroloğu diğeri de fizik terapisti.
My physical therapist says I'm recuperating faster than any patient she's ever had.
Fizyoterapistim bütün hastalarından daha hızlı şekilde iyileştiğimi söylüyor.
Loic, he's a physical therapist!
Loic, O bir fizik terapi uzmanı.
I came home, and I made the mistake of getting in the middle of an argument between Millicent and her physical therapist.
Eve geldim ve Millecent'le fizik terapi uzmanı arasındaki tartışmaya girme hatasını işledim.
My physical therapist, my orthopedic surgeon and the chief of staff of the hospital, what's his name again?
Benim fizik terapistim, benim ortopedik cerrahım ve hastanemizin çalışanı, ismi ne demiştin? Oh, evet, benim...
WELL, I KNOW A GOOD PHYSICAL THERAPIST.
İyi bir fizik tedavi uzmanı tanıyorum.
Friend and physical therapist.
Evet, dostuyum ve fizik tedavisini yapıyorum.
It's the great thing about being a physical therapist.
Fizik tedavi uzmanı olmanın iyi yanı da bu.
I'm not a preacher, I'm a physical therapist.
- Vaiz değilim John. Fizik tedavi uzmanıyım.
And I was your physical therapist before everything changed.
Her şey değişmeden önce fizik tedavini ben yapıyordum.
Regina's spine healed, and her physical therapist taught her to channel all her rage into sports.
Regina iyileşti ve terapisti ona öfkesini spora yöneltmesini öğretti.
Your physical therapist!
Fizik terapistin olarak!
The hospital gave me the name of their best physical therapist and there's also a nurse who can move in with you at the beach house...
Hastane bana en iyi fiziksel terapislerinin isimlerini verdi. Ve yazlık evde seninle kalacak bir de hemşire olacak...
Interesting physical therapist.
İlginç bir fizik terapisti.
You can talk to your physical therapist, and, with some hard work, I'm sure you'll eventually be able to walk again.
Terapistinle görüşüp biraz sıkı çalışmayla eminim ergeç tekrar yürüyebilir hale gelebilirsin.
- Physical therapist. Even better.
Bu, daha da iyi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]