Pinhead traducir turco
178 traducción paralela
Dr. Roland F. Stauffer, a pinhead.
- Hayır. Dr. Roland F. Stauffer, saftirik biri.
Just hold on to the ball this time, or I'll crown you king pinhead.
Sadece bu sefer topu sıkı tut, altın renkli tacını ben vereceğim kuş beyinli.
What do you expect, pinhead?
Ne bekliyordun geri zekalı? Mürekkep mi?
What you calling him pinhead for in front of chimney sweep?
Baca temizleyicisinin önünde, niye ona geri zekalı dedin?
You goddamn pinhead.
Seni budala.
Timings : Pinhead Translation : aloysius70
- Çevrilmemiş altyazı -
Watch out, pinhead!
Dikkat et, salak!
Get your hands off me, you pinhead.
Çek ellerini üstümden, kuş beyinli. Seni tanımıyorum, Carl.
What's with that pinhead mayor?
Bu gerzek başkanın derdi nedir?
Not a large explosive - about the size of a pinhead.
Çok büyük değil. İğne başı kadar.
Donny had to go off in his dinghy... with his pinhead associates, hunting those stupid little ducks.
Donny mankafalı arkadaşlarıyla teknesine binip o aptal küçük ördekleri avlamaya gitti.
I've been waiting by that door for the last 30 minutes and that pinhead hasn't brought the film back yet!
30 dakikadır bu kapıyı bekliyorum ama o beyinsiz hâlâ filmi geri getirmedi.
Use your imagination, pinhead.
Hayal gücünü kullan, kuş beyinli.
On second thought, pinhead, do it yourself.
Sonradan düşününce, mankafa, bunu kendi başına yap.
You pinhead
Seni kazkafa.
( BELL RINGS ) Ah, His Royal Highness the Pinhead of Wales summons me.
Galler'in Aptal Ekselansları beni çağırıyorlar.
No, you pinhead!
Hayır seni aptal!
Coming from a pinhead like you, that's a complement.
İ.ne mi? Senin gibi birinden duyunca iltifat gibi geliyor bu.
- Go down to the drugstore, buy a pack of razor blades, and slash your fuckin'wrists, pinhead!
Markete git, 1,95 dolara bir paket jilet al ve bileklerini doğra sersem!
- 7 : 00 PM, pinhead.
- Akşam yedi, salak!
You brainless little pinhead. Get out of my way.
Seni beyinsiz sivri kafa, çekil yolumdan.
Segawa is a pinhead scientist.
Segawa önemsiz bir bilim adamı.
- Pinhead.
- Sivri kafa!
And if you were interested in miniaturization, you could place half a dozen of them on a pinhead. "
Ve minimalizmden hoşlanıyorsanız onların yarım düzinesini bir topluiğne başına yerleştirebilirdiniz. "
I'll take care of the squealing, wretched, pinhead puppets of Gotham!
Şu cıyaklayıp duran zavallı, salak Gothamlı kuklalarla ben ilgilenirim!
I'll take care of the squealing, wretched, pinhead puppets of Gotham.
Şu cıyaklayıp duran zavallı, salak Gothamlı kuklalarla ben ilgilenirim!
Play with this, Pinhead.
Sen, eğlenmene bak, Pinhead!
Any pinhead can take him from the air.
Herhangi bir et kafalı onu havadan avlayabilir.
Fucking pinhead Hansen.
Sikik odun kafalı Hansen.
What a pinhead.
Ne geri zekalı.
Yeah, well, right now I have to work with that pinhead, so, uh, I'll meet you at...
Şu anda o geri zekalıyla birlikte çalışmam gerekiyor, - onun için seninle...
Pinhead's brother cancels trip.
Gerzek herifin ağabeyi yolculuğunu iptal etmiş.
Lois, you're not going to get some pinhead in Washington to order a recall without further proof.
Lois, Washington'da bazı salaklara elinde daha fazla kanıt olmadan gidip iptali istemeyeceksin.
You're afraid he might look like Zippy the Pinhead.
Zippy the Pinhead gibi olmasından mı korkuyorsun.
Get in there, pinhead!
Gir içeri, aptal herif!
"Pinhead is to skinhead, as teeny is to weenie."
"Ha iğne başı, ha kel baş. genç olmak, sikmektir"
- You egg-sucking purple pinhead!
- Seni yumurta suratlı beyinsiz mor yaratık!
They contain a pinhead capsule of neural toxin.
Küçük bir kapsülde sinirsel toksin içerirler.
Were you, pinhead? Now you're not.
Öyle mi, sivri zekâ?
Uncle Darryl was a goddamn pinhead.
Esas dayım Darryl tam bir salaktı.
Look, pinhead, I don't know what nursery school you come from... but here you screw up, you die.
Bak sersem şey, hangi anaokulundan geliyorsun bilmem... ama burada hata yaparsan ölürsün.
Hey, pinhead, juice the tires for me, will you?
Hey, kuşkafalı, lastikleri yıkayıver, olmaz mı?
Daddy hired a pinhead to take your job.
Babam senin yerine bir gerzeği işe aldı.
"Even my son-in-law was better than this pinhead I got now."
"Damadım bile bu yeni gerzekten daha iyiydi."
Hey, pinhead, pour us another.
Dazlak, bir içki daha.
Ah, I still love you, you little pinhead.
Yine de seni seviyorum küçük şapşal.
Pinhead with hooves?
Yaratığa nasıl mı bulaştım?
- In the ground, pinhead!
- Yerde, aptal!
Am I talking to you, pinhead?
Seninle mi konuşuyorum, kuş beyinli?
Please don't call me pinhead.
Lütfen, bana kuş beyinli demeyin.
We don't want to keep Dr Pinhead waiting.
Doktor Kuşbeyinli'yi bekletmeyelim.