Pini traducir turco
45 traducción paralela
Commissioner Pini, my husband.
Bela gelip buldu yine bizi. Yarım saat önce buradalardı.
To overthrow scolex's evil empire, okay?
Bowling pini mi? Hayır, seni geri zekalı bezelye beyin.
I once had the next king of England hold the pin for me while I putted!
Bir keresinde İngiltere prensi vuruşumdan önce pini tutmuştu!
I have an urgent message from Maggiore Pini.
Kendisine Komiser Pini'den acil bir mesajım var.
Maggiore Pini at his office as soon as possible.
Komiser Pini'yi en kısa zamanda ofisinden aramasını söyleyin.
We're going to pull the pin.
Şimdi pini çekeceğiz.
Pull the pin!
Pini çek!
By cutting off the end of the shaft, and using the other arm as a firing pin,
Şaftın bir ucunu kesip, diğer kolu da ateşleme pini gibi kullanarak,
Pull away pin.
Pini çek.
- Like a bowling pin.
- Bowling pini gibi.
Pull the pin.
Sonra da pini çekiyorlar.
- Set that pin on the tripod.
- Ayaklara tak o pini.
But if I gave you a fake pin number and you kill us, you're out of luck, Jack.
Ama sana yanlış pini verirsem ve sende bizi öldürürsen kasayı açma şansın kalmaz, Jack.
My man, just put in your... Your pin for me if you don't mind.
Dostum eğer sakıncası yoksa pini girebilir misin?
I'm driving, Pini, Whoever is next to the driver is in charge of the map, that's how it works.
Arabayı ben sürüyorum, Pini, şoförün yanında kim oturursa haritayla o ilgilenir. İşler böyle yürür.
Don't piss me off, Pini.
- Sinirimi bozma, Pini.
Pini's a virgin.
Pini bakir.
I can't believe I'm asking, Pini, but what are the other top-four?
Sorduğuma inanamıyorum, Pini, ama ilk dört de ne var?
Come on, Pini...
Hadi ama Pini...
Pini, if he says he's okay, he's okay.
Pini, iyiyim diyorsa, iyidir.
Someone must've helped her out, right, Pini?
Biri çıkmasına yardım etmiştir, değil mi Pini?
He's not threatening you, Pini.
Seni tehdit etmiyor, Pini.
Don't worry, Pini, it's all rusty.
Merak etme, Pini, bu tamamen paslanmış.
Pini jumps on three.
Pini üç deyince zıplayacak.
We said at three, Pini!
Üçe kadar dedik, Pini!
- This isn't the time, Pini.
- Bunu zamanı değil, Pini.
Pini, if you want to come, fine.
Pini, gelmek istersen, ne ala.
Pini, leave me alone.
- Pini, beni rahat bırak.
Listen, Pini is hurt,
Dinle, Pini yaralı...
He will pull the pin and blow everybody up.
Pini çıkartıp herkesi havaya uçuracak.
Once that breaks, the firing pin is released and...
Ateşleyici pini çektiğinde ise, gaz sızmaya başlıyor ve...
Pull the pin.
Pini çek.
I want you to pull the pin out of the grenade... count to three so I can hear it, then toss it as far as you can.
Pini çek, üçe kadar say ve el bombasını atabildiğin kadar uzağa at.
We found a way to modify the chip and PIN pad so that they record the data without affecting the transaction.
Biz chip ve pini hiçbir şeyi etkilemeden değiştirmeyi bulduk.
I realize that, but I will knock down this pin, and then this pin will knock down all the other pins.
Bunun farkındayım, fakat önce bu pini devirmek istiyorum, ve sonra bu pin geri kalan diğer pinleri devirecek.
Put the pin back in.
Pini geri tak.
No. 21, Franco Pini... with No. 24, Gigi Girardi...
21 numarada Franco Pini. 24 numarada Gigi Girardi.
She pulled the pin, blew the place sky high.
Kadın pini çekmiş, ve binayı havaya uçurmuş.
A grenade to be unpinned at trial, if and only if, your talents as an attorney were insufficient to clear Iris's good name?
Sadece ama sadece avukatlık becerileriniz yetersiz kalırsa pini çekilecek bir el bombası? Iris'in adını temizlemek için?
Line up on the 7 pin. Aim for the far side. Hit it hard as you can.
Sag kösedeki pini ayarla uzak köseyi hedef al.
Now screw in the four-pin.
Dörtlü pini sok şimdi.
Listen, you can stay here if you want, but I can't take it anymore. I'm not coming back to this house.
Komiser Pini, bu beyefendi kocam olur.
It was signed by Maggiore Pini.
Komiser Pini imzaladı.
Is that the only problem? A strut pin?
Yani tek sorun bu mu, destek pini.