Pint traducir turco
1,119 traducción paralela
- A pint of Babycham.
- Yarım litre Babycham.
- Wanna pint of lager?
- Bira ister misin?
We can use a pint now, lord.
Bir daha aynı bardağa, efendim.
Now, look, I'm tired of hanging around under this sun... playing footsie with a half-pint would-be dictator.
Şimdi dinleyin, şu güneşin altında dolaşmaktan... ve cüce bir diktatör bozuntusuyla bilmece oynamaktan yoruldum.
Half-pint, the detective exam must be a cinch for you!
Ufaklık, lisansı bitirdiğine göre bu sınavı da geçersin.
They pay up to $ 5,000 a pint for it.
Litresine 10,000 dolar ödüyorlar.
A whole pint of potato juice?
Yarım litre patates suyu mu?
Let's see. A pastry tube, a container of liquid oven cleaner, - and a pint of milk, please.
Bir bakalım, hamur tüpü bir tane sıvı frın temizleyici ve yarım litre de süt, lütfen.
Oh, we've still got a pint of milk.
Yarım litre sütümüz var ama.
That pint's gone bad, dear.
Süt de bozulmuş hayatım.
He pulled over took this half-pint, broke it on the road and come back in on me.
Kenara çekti bir şişeyi kırıp üzerime geldi.
The most incredible and improbable confrontation in the illustrious history of the Indiana High School Tournament takes place in tonight's game, where the pint-sized, hardly-big-enough for-three-syllables Hickory Huskers, enrolment 64, take on the defending state champions,
Unutulmayan, inanılmayan, en büyük Indiana Lise Turnuvası bu gece yer alıyor. Üç hecelik kuvvette sahip olan 64 üyelik, Hickory Huskers... 2800 üyelik Bears of South Bend Central'e karşı oynuyor.
Sid, you coming for a pint?
- Sid, gel bir içki içelim.
Don't waste your time, half-pint.
- Vaktini harcama yer cücesi.
Bring me back a pint, man.
Bekle. Gelirken bana bira getir, dostum.
- A pint.
- Bir bardak.
- Pint of pigs'blood.
- Bir litre domuz kanı.
Oh my what a rotten song - A Black Tan, pint of mild, pint of bitter.
Bir karışık bira, hafif bira, ve sert bira.
A pint of bitter, and a gin and orange for her.
Bana bir bardak cin ona da portakallı ver.
Can I have two halves of shandy, a Matise, a Double Diamond, a pale ale and lime, er, a Black Tan, a pint of mix, a rum and pep, a rum and blackcurrant, and a Guinness?
İki yarım shandy, bir Matise, bir Koyu Elmas, bir açık, bir de limonlu ale bir karışık bira, bir bardak mix bir naneli bir kuş üzümlü rom bir de Guinness alayım.
Now it is a pint at the local.
Şimdi büyük bardaktan içki zamanı.
What does that half-pint son of a bitch wanna cause so much trouble for?
O orospu çocuğu bastıbacak ne amaçla böyle bir belaya sebep olmak istesin?
Thank you. ... blood drive. $ 20 a pint.
Teşekkür ederim.
Or a nice pint of home brew?
Yoksa ev yapımı bira mı isterdiniz?
YOU SEE, ONE DAY, CHARLIE HAD A HALF-PINT OF VODKA FOR LUNCH.
Bir gün, Charlie öğle yemeğinde yarım şişe Vodka içti.
Peewee left a pint of blood behind and Vito swore he'd never go on another job under-equipped.
Peewee arkasında yarım litre kan bıraktı ve Vito bir daha yetersiz ekipmanla işe çıkmayacağına yemin etti.
I need a pint of type A negative blood.
Yarım litre A Rh negatif kana ihtiyacım var.
- A pint and a small one?
- Bir büyük bir de küçük mü?
Come on, get him up, I want to go and have a pint,
Haydi, onu kaldıralım. Ben de gidip bira içeyim.
Here, Paddy, Why don't you go and have a pint?
Al, Paddy. Neden gidip bira içmiyorsun?
- They took a pint of fluid out of my back.
- Sırtımdan yarım litre iltihap çıktı.
I need a pint of beer!
Bir bardak biraya ihtiyacım var!
Just apply a pint to your body and you're good for hours.
Sadece vücudunuza sürün ve saatlerce güneşin tadını çıkartın.
Well, a "do dee do dee do" to you too, pint size.
Peki, sanada bir "do dee do dee do" Ufaklık.
- It looks like a pint-sized pyramid.
Minik bir piramide benziyor.
She smoked a pack of Luckys and drank a pint of scotch every day ofher life.
Hayatı boyunca her gün bir paket sigara ve yarım litre viski içerdi.
We had half-barrels on the bases so every time a guy got a hit... and you got on base you had to chug a pint.
Yerde yarım fıçılarımız vardı, her zaman bir kişi bir vuruş yapardı ve yerde olurdun, yarım litreyi içmek zorunda olurdun.
But I am not going to allow some half-pint half-breeds... to talk me into giving up Pierre.
Ama bir avuç yarım yamalak kırmanın beni Pierre'den vazgeçmeye ikna etmesine izin vermem.
That's my pint is it?
O benim biram, öyle değil mi?
A half-pint.
Bir şişe yetmez.
Havin'a pint in the Rock.
The Rock'da bira içmek.
Like... havin'a pint in the Metro.
Mesela The Metro'da bira içmeyi.
- Havin'a pint in the Metro and Dil's havin'a margarita.
- The Metro'da bira içmek. Dil de margarita içer.
Potato, tomato, avocado, pint of ice cream and steak.
Patates, soğan, avakado. Büyük bir kutu dondurma ve biftek.
Nine pints of lager.
9 Pint lager bira.
Eighteen pints of lager.
18 Pint lager bira.
Eighteen pints of lager!
18 Pint lager bira getirin hemen şuraya.
I was pretty nervous. He was no half pint.
Urameshi-kun'la gezersen senin de kötü bir ünün olacak Keiko!
About a pint with a ton ofwhipped cream. Works every time.
Üzerine yarım kilo krema her zaman işe yarar.
I quite fancy a pint.
Koca bir bardak süt iyi giderdi be.
- Pint of mixed.
Teşekkür ederim canım.