Player traducir turco
9,015 traducción paralela
If I want another player I would have taken another.
Başka oyuncu isteseydim başka oyuncu alırdım.
Take those binoculars and elects a player on or off the field y adivinaré the number.
Dürbünü eline al ve bir oyuncu seç numarasını tahmin edicem.
Any player?
Herhangibir oyuncu?
You choose the player and she guess the number.
Sen oyuncuyu seçeceksin arkadaşım tahmin edicek numarayı.
Choose the damn player.
Oyuncu seç.
Choose the damn player.
Seç bir oyuncu.
No, you're definitely a professional bingo player.
Hayır, sen kesinlikle çok iyi bir Bingo oyuncususun.
Just my luck to get a partner that thinks Moby Dick was a hockey player.
Moby Dick'i hokey oyuncusu sanan bir partnerim olması büyük talihsizlik.
Why do you still have a VHS cassette player?
Neden sende hâlâ VHS oynatıcıları var ki?
But we have a new player, a wealthy Mexican coffee bean rancher.
Ama yeni bir oyuncumuz var. Zengin, Meksikalı kahve çekirdekçisi.
No, actually, I'm a... piano player.
- Hayır, piyano sanatçısıyım.
A gramophone player.
Gramofon.
Only our player would know exactly when to get out.
Ne zaman elden çıkarılacağını sadece aradığımız kişi bilecektir.
With no Reyes, we gotta find a new link to our main player.
Reyes olmadığına göre, aradığımız kişiye dair yeni bir bağlantı bulmak zorundayız.
If you were our player, right now, what would be your next move?
Şu anda aradığımız kişi sen olsaydın bir sonraki hamlen ne olurdu?
It wouldn't be the main player.
Ana oyuncu olmaz.
Or we let him ride and tail him to the main player.
Ya da gitmesine izin verir ve peşine adam takıp ana oyuncuyu buluruz.
Life's but a walking shadow, a poor player that struts and frets his hour upon the stage and then is heard no more.
Hayalden başka bir şey değil hayat. Çalımla yürüyen zavallı oyuncu sahnedeki vakti için yıpratır kendini ama bitince rolü ne ses kalır ne seda.
Oh, we got a baseball player over here, huh?
Oh, demek ki burada bir beyzbolcu var, ha?
.This is Shane Watson and he a really good cricket player
Bu Shane Watson, çok iyi bir kriket oyuncusudur.
Because you look like a flute player in a wedding band.
Bando takımındaki flütçülere benziyorsun çünkü.
- We would pause the videotape player, and the picture would be a little jerky, and I would make little sketches and notes about what we were seeing, and then we would fabricate it ourselves out of metal and scraps that we found at the scrapyard.
Kasedi durdururduk. Görüntü biraz bulanık olurdu ama gördüklerimizin bir taslağını çıkarıp notlar alırdım. Sonra da hurdalıktan bulduğumuz... metal ve hurdalardan benzerini yapardık.
What, like a hockey player?
Hokey oyuncularınınki gibi mi?
Well, then who's the baseball player?
Peki o zaman beyzbol oyuncusu kim?
I mean, you're talking about the most talented player on all levels.
Her düzeyde en yetenekli oyuncudan bahsediyorsun..
The basketball player.
Basketbol oyuncusu.
He's LeBron James. He's kind of like the basketball player.
O LeBron James.O gözde bir basketbol oyuncusu.
Well, his bass player actually.
Bas gitaristinden aslında.
What I'm concerned about is really the outfield player.
Beni en çok en uçtaki oyuncu korkutuyor.
Doesn't have to be a major player.
Önemli biri olmasina gerek yok.
World-famous basketball player kisses my ex,
Dünyaca ünlü basketbolcu eski sevgilimi mi öpüyor?
Oh, Lord, thank you for the many things you've done to this family, bringing us together safely here today and this cousin we don't know with the nice shirt with the bust, and thank you, Lord, for the basketball player
Tanrım, bu aileye verdiğin bunca şey için ve bugün bizi sağ salim bir araya getirdiğin için şükürler olsun. Ve güzel gömlekli, göğüslü tanımadığımız bu kuzeni de.
And just as bad as that basketball player.
- Basketbolcu kadar kötüsün.
Oh, come on, are we really gonna let some asshole basketball player pull us apart?
Hadi ama. Bir pislik basketbolcunun bizi bölmesine izin mi vereceğiz?
Well, I finally got my hands on a tape player.
Sonunda kasetçalar buldum.
The only way you're gonna get this player's hands off you, you grab him by the throat and you squeeze!
Bu oyuncuları ancak size dokunmalarına izin vermeyerek alt edebilirsiniz. Onu boğazından yakalayın ve sıkın.
"No striking player experienced neck injury or concussion."
"Çarpışan hiçbir oyuncuda boyun hasarı veya beyin sarsıntısı izine rastlanmamıştır."
"After examining the remains " of former National Football League player Andre Waters, " a neuropathologist in Pittsburgh, Dr. Bennet Omalu, is claiming
" Ulusal Futbol Ligi eski oyuncusu Andre Waters'ın cesedinin incelenmesinin ardından Pittsburgh'da nöropatoloji uzmanı olan Dr. Bennet Omalu'nun iddiası :
But when a man is a football player, he knows he may break his arm or his leg. He does not know that he can lose his mind.
Ama bir adam futbolcu olduğunda kolunun ya da bacağının kırılabileceğini bilir de aklını kaybedebileceğini bilemez.
Every power player, CEO and A-lister in the world wants a piece of the tinsel-covered Hollywood dirt.
Her güçlü oyuncu CEO ve dünya listelerinde yer alanlar... simlerle kaplı Hollywood toprağından bir tutam ister.
But the fact is, he's just not a team player.
Ama şunu bil ki o bir ekip oyuncusu değil... ki bu harika. Bazıları solo çalmayı sever.
Big-time player, very hush-hush.
İş tamam. Büyük bir müşteri.
Jay, the most valuable player.
En değerli oyuncumuz Jay.
In chess his player personality come out.
Satranç oynarken kişiliği ortaya çıkıyor.
How much for the Mp3 player and battery?
- Mp3 çalar ve pili ne kadar?
The other day the record player went off by itself and it was playing this.
Geçen gün kayıt çalar kendi başına gitti ve bunu çaldı.
- I think you'd be a great hockey player.
Bence harika bir hokey oyuncusu olacaksın.
He's an extraordinary player.
Muhteşem bir oyuncu.
I'm going to be a soccer player.
Ben futbolcu olacağım.
I don't think she wants me to be a soccer player when I grow up.
Bence büyüyünce futbolcu olmamı istemiyor.
Or, oh, I could totally become a professional poker player,
Orada motorsiklet gibi şeyler satarız diye düşünüyordum. Ya da profesyonel poker oyuncusu olabilirim, böyle adamlar paraya para demiyorlar.