English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ P ] / Playmate

Playmate traducir turco

227 traducción paralela
Perhaps, as a little child, some playmate threw a knife cleverly.
Belki küçük bir çocukken arkadaşlarından bir iyi bıçak atardı.
No one has to tell me you've found a playmate for this rustic holiday of yours, it's in your face.
Anlaşılan kır tatilin için bir oyun arkadaşı bulmuşsun. Yüzünden okunuyor.
Papa thought it might be good for me to have a playmate.
Babam, bir oyun arkadaşına sahip olmamın benim için iyi olabileceğini düşündü.
She's sweet, intelligent, the perfect playmate.
Çok tatlı, zeki ve mükemmel bir oyun arkadaşı.
I've known your wife seven years, and no man could ask for a better companion a truer friend or a more charming playmate.
Eşinizi 7 yıldır tanıyorum ve hiçbir erkek, ondan daha iyi arkadaşlık eden, kara gün dostu olan ya da alımlı oyun arkadaşı bulamaz.
You picked a nice sort of playmate.
Çok iyi bir arkadas seçmissiniz.
What's the matter with your playmate?
Arkadasinin nesi var?
Alma's no playmate for that kid, anyway.
Alma bu çocuğa oyun arkadaşı olamaz.
A playmate as well as a helpmate.
Can yoldaşı olduğu kadar oyun arkadaşıydı da.
I'm sorry to take your playmate away, Lady Amara.
-... üzgünüm Leydi Amara.
One of the people he talked about was your little playmate, Vincent.
İnsanlardan birisi senin sevgili dostun Vincent hakkında ötmüş.
Hold it, playmate.
Dur bakalım dostum.
Tell me, Dowd, when you were a child, didn't you have a playmate?
Söylesene Dowd, çocukken birlikte oynadığın bir arkadaşın var mıydı?
I'm bringing you a playmate.
Size yeni oyun arkadaşı getirdim.
" Her playmate Pedro is a bully.
" Oyun arkadaşı Pedro bir kabadayı.
I promise you a playmate. For your lonely horns to fondle and caress.
Sana söz veriyorum, o güzel boynuzların için çok güzel bir arkadaşın olacak.
I was a nice playmate, a pretty thing to show off to your bachelor friends.
Ben güzel bir et parçasıydım, arkadaşlarına gösterip hava atacak güzel bir eşya.
Just the same, you're going to town tomorrow and find some gay, young playmate.
Yine de yarın kasabaya gidip neşeli, genç bir oyun arkadaşı bulacaksın.
- As a playmate for Cecile.
- Cecile için bir oyun arkadaşı.
I could never think of you as just a playmate.
Seni asla bir oyun arkadaşı olarak düşünemem.
A playmate, someone to have fun with?
Oyun arkadaşı, birilerini eğlendirmek için değil midir?
- Got yourself a little playmate, huh?
- Demek bir oyun arkadaşın var.
She's lost her playmate.
Ortağını kaybetti artık.
Next week onthe twilight zone contributor charles beaumont provides us with a most charming tale of an old man and some children - an old man who's an exceptional playmate, exceptional because, well, how many old men do you know who can change into monsters?
Sıra dışı dedim çünkü, canavara dönüşebilen kaç tane yaşlı adam tanıyorsunuz? Bay Beaumont'un lezzetli yemekleri. ... gizemli bir öğeyle çeşnilenecek.
What you need now is a playmate.
Sana bir de oyun arkadaşı gerek.
Your little playmate's gone, and I suggest we do the same.
Küçük oyun arkadaşın tüydü ve bizim de aynını yapmamızı öneririm.
Maybe he picked up a playmate for Jan.
Belki de Jan'a bir oyun arkadaşı bulmuştur.
A playmate named Lani.
Lani adında bir arkadaş.
Some playmate.
Ne oyun arkadaşı ama.
Well, if it isn't my old playmate.
Eğer bu benim eski oyun arkadaşım değilse...
Well, if it isn't my old playmate.
Evet, evet, eski oyun arkadaşım.
Her nephew's visiting, so you'll even have a playmate.
Kuzeni de geliyormuş, oyun arkadaşın da olacak.
"'My reward will be to be your playmate. "'
"Ödülüm, seninle oynamama izin vermen."
She was my nurse, my playmate, my everything.
Benim hemşiremdi oyun arkadaşım her şeyim.
- Who is your playmate?
- Yeni aşkın kim?
The new playmate is loose and somewhere in the castle grounds.
Yeni oyun arkadaşımız kalenin bir yerlerinde serbest şekilde dolaşıyor.
I mean, where's your Playmate of the Week?
Bu haftaki manitan nerede?
And the Playmate of the Year...
Ve yılın Playmate'i- -
Just one playmate just vanishes from McRyan's car, just like that?
Yani küçük kaçamağı McRyan'ın arabasında ortadan kaybolacak. Bu kadar basit, öyle mi?
Did you lose your playmate?
Oyun arkadaşını mı kaybettin?
Which one of you is Freed's old playmate in Vice?
Hanginiz Freed'in Vice'taki eski oyun arkadaşıydı?
Your new playmate's interesting.
Yeni oyun arkadaşın ilginç.
What playmate?
Ne oyun arkadaşı?
Were you playmate of the month, June'85?
Haziran'85 Playboy güzeli değil miydin?
Were you not playmate of the month in June'85?
... Haziran'85 playboy güzeli değil miydin?
It'll be nice to have a playmate for the weekend.
Hafta sonu bir oyun arkadaşım olması çok güzel olacak.
Steve, she's a Playmate.
Steve, bir Playboy kızı o!
- Can't you be an uncle, not a playmate?
- Niye oyun arkadaşı yerine, dayısı olamıyorsun?
Care to scrape a knuckle on your playmate here?
Oyun arkadaşına bir yumruk atmak ister misin?
Recognize your playmate?
Oyun arkadaşını hatırladın mı?
- When i was a kid i had an imaginery playmate too.
- Benimde küçükken hayalî bir oyun arkadaşım vardı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]