Please don't shoot me traducir turco
159 traducción paralela
Oh, please, mister... don't shoot me with that.
Lütfen bayım, beni vurma o şeyle.
We're clean. Please don't shoot me!
Lütfen bana ateş etmeyin!
Don't shoot me, please.
Beni vurmayın, lütfen.
Please don't shoot me, but I can't lie on my stomach.
Lütfen beni vurma ama karın üstü yatamam.
Please shoot don't me!
Ateş etmeyin!
Please just don't shoot me, that's all.
Ateş etme, hepsi bu.
- Please don't shoot me, all right?
Lütfen beni vurmayın, tamam mı?
Please! Please! Don't shoot me!
Ateş etme!
Please don't shoot me!
Lütfen beni vurma!
Please don't shoot me!
Lütfen! Ateş etmeyin!
Don't shoot me, please.
Lütfen, ateş etme.
Please. Please don't shoot me.
Lütfen, lütfen beni vurma.
Yes. Please don't shoot me.
Tamam çıkıyorum, lütfen ateş etmeyin.
Don't shoot me, please.
Lütfen ateş etme. Ben tatildeyim.
Please don't shoot me.
Lütfen bana ateş etme.
Please don't make me shoot you.
Lütfen... beni sizi vurmaya zorlamayın.
Please don't shoot me in the back... at least let me see your face.
Lütfen beni arkamdan vurma, en azından yüzünü görmeme izin ver.
Please don't shoot me!
Lütfen ateş etme!
please don't shoot me, I'm naked!
Lütfen vurma, çıplağım!
Oh, dear. Please don't shoot me.
Lütfen beni vurma canım.
- Please don't shoot me.
- Lütfen beni vurma.
Please don't shoot me.
Lütfen beni vurma.
Please don't shoot me again!
Lütfen beni yine vurma! Artık...
- Don't shoot me, please.
- Ateş etmeyin lütfen.
Don't shoot me, please, we're starvin', we haven't eaten in days,
Ateş etme lütfen! Çok açız, günlerdir yemedik!
What I'm about to do right now, I know it sounds whack... but it's just a joke, okay? So please don't shoot me?
Şu an yapacağım şey, çok salakça olacak ama sadece bir şaka, tamam mı?
- Please, don't shoot me.
- Lütfen beni vurma.
Just please, God, don't shoot me!
Lütfen, beni vurma.
Please, please, don't shoot me.
- Lütfen.
Please, don't shoot me.
Lütfen, bana ateş etme.
He wasn't saying, "Please don't shoot me."
Demedi. "Lütfen beni vurma."
Oh, God, please don't shoot me!
Oh, Tanrım, lütfen beni vurma!
- Charlie, please don't shoot me.
- Charlie, lütfen beni vurma.
Please don't shoot me, man.
Lütfen beni vurma adamım.
Don't shoot me, please! It's him!
Lütfen, vurmayın!
Don't shoot me... please!
- Evet. Bir anda...
- Please, don't shoot me!
- Frank?
Please don't shoot me, boss!
Lütfen beni vurma, Patron!
- Please, don't shoot me.
- Lütfen beni vurma. Sakın...
Don't shoot me please.
Lütfen ateş etme.
Please, don't shoot me.
Lütfen vurma beni.
Don't shoot me, please! He went this way!
Ateş etmeyin lütfen ateş etmeyin şu tarafa gitti!
Please, don't me shoot you.
Lütfen seni vurmak istemiyorum.
Please, don't make me shoot you.
Lütfen kendini vurdurma.
- No! Don't shoot me, please!
Hayır, ateş etmeyin lütfen.
Don't shoot me! Please!
Ateş etmeyin lütfen.
- Please, don't shoot me, miss!
Lütfen ateş etme, bayan.
Please, don't shoot me.
N'olur, ateş etmeyin.
one month later northeast los angeles Please... please don't shoot ; don't shoot me.
Bir yıl sonra, Los Angeles'ın kuzeydoğusu. - Lütfen Lütfen ateş etme.
please don't shoot me.
Lütfen beni vurma.
Don't shoot me any more. Please...
Artık ateş etme lütfen...
please don't kill me 179
please don't touch me 30
please don't leave 64
please don't hurt me 189
please don't worry 50
please don't be mad at me 43
please don't hate me 28
please don't cry 105
please don't leave me alone 16
please don't 1382
please don't touch me 30
please don't leave 64
please don't hurt me 189
please don't worry 50
please don't be mad at me 43
please don't hate me 28
please don't cry 105
please don't leave me alone 16
please don't 1382