Plumber traducir turco
1,353 traducción paralela
I'll call the plumber!
Tesisatçıyı çağıracağım!
Well, the plumber said- -
Pekâlâ, tesisatçı dedi ki...
I spent six fucking months waiting for the fucking plumber to fucking come.
Altı ay lanet olası su tesisatçısının gelmesini bekledim.
You're about as mysterious to me as a toilet is to a plumber.
Bir tuvalet bir muslukçu için ne kadar gizemliyse sen de benim için öylesin.
- He's a holistic plumber.
- Ruhani tesisatçı.
is that your plumber?
Bu senin tesisatçın değil mi?
I spent six fucking months... waiting for the fucking plumber to fucking come.
Altı ay lanet olası su tesisatçısının gelmesini bekledim.
One plumber said, "Look at all that water."
Tesisatçı şöyle dedi : "Şu suya bak."
The second plumber said, "Yes, and that's just the top of it."
İkinci tesisatçı da : "Bu sadece görünen kısmı." dedi.
I had to wait 11 hours for a plumber.
On bir saat boyunca tesisatçıyı bekledim.
He looked like a plumber.
Tesisatçıya benzerdi.
Fedia, you're a plumber, so fix the toilets.
Fedia, sen tuvaletleri tamir eden bir tesisatçısın.
I'm waiting for the plumber. I'll pour in water myself.
Tamirciyi bekliyorum.
Um, guess what, your plumber called.
- Bulmuş mu? - Evet.
- Well, are you a plumber?
- Sen tesisatçı mısın?
I don't like being dismissed because I'm a plumber.
Bir tesisatçı olduğum için işten atılmak hoşuma gitmiyor.
I mean, Victor, as cute as he is, he's a plumber.
Yani, Victor olabildiğince hoş biri ama sonuçta bir tesisatçı.
Door number three, the plumber.
Üçüncü seçenek, tesisatçı.
And then when I hear about your fears and trepidations... ... I see an elitist little snot, who can't bear the idea of shacking up... ... with a plumber!
Sonra korku ve endişelerini dinlediğimde bir tesisatçıyla birlikte olma fikrine dayanamayan küçük bir elitist züppe görüyorum!
One of your senior partners is wigged out... ... because she can't get past first base with a plumber.
Büyük ortaklarınızdan biri, bir tesisatçıyla ilk aşamayı geçemedi diye kafayı yemiş.
I didn't send for a plumber.
Tesisatçı çağırmadım.
- You can't fire the plumber.
- Bir tesisatçıyı kovamazsın.
It's illegal to fire a plumber before he's done.
İşi bitmeden tesisatçıyı kovmak yasa dışıdır.
- The plumber cooks.
- Tesisatçı yemek pişiriyor.
See, that's why I'm a plumber.
İşte, bu yüzden bir tamirciyim.
You bill as a plumber or a therapist?
Tamirci olarak mı, yoksa terapist olarak mı fatura kesiyorsun?
The plumber hasn't fixed the leak at the restaurant yet?
Tesisatçı restorandaki akıntıyı hâlâ tamir etmedi mi?
He sounds like a plumber or something.
Ne var bunda? Su tesisatçısına benziyor.
She was hogtied with plumber's tape and tortured.
Elleri ayakları tesisatçı bandıyla bağlanmış.
And Brodus worked as a plumber's apprentice.
Brodus tesisatçı çırağıydı.
Well, we got some plumber's tape, various fibers and two different blood types.
Tesisatçı bandı, bazı iplikler ve iki farklı kan gurubu var.
The plumber unclogged a kitchen drain.
Tesisatçı mutfak giderini açmış.
- Call a plumber, then.
- Tesisatçı çağır.
- The plumber must have got lost.
- Tesisatçı kaybolmuş olmalı.
- Who was that, the plumber?
- Tesisatçı mıydı?
A plumber for the store.
- Kimse. Mağaza için tesisatçı.
Maybe you should find the plumber. He's the one who fixed the pipes.
Belki de tesisatçıyı bulmalısınız, boruları o tamir etmişti.
Daniel Gordon, plumber of 26 years old in Glasgow was in custody charged with murder of Catherine Dimly, A future actress
Kath adında bir kadın dün gece rıhtımda, suyun üstünde ölü bulunmuş.
If he's a plumber, send him to me.
Su tesisatçısı ise bana yolla.
I'm gonna call the 24-hour emergency plumber.
24 saat acil su tesisatçısını çağıracağım.
Call a plumber, you might say.
Tesisatçı çağır diyebilirsin.
We found these on the plumber you gave us.
Bize ismini verdiğin tamircinin üstünde bunları bulduk.
- Found a crazed plumber.
- Çatlak bir tesisatçı yakaladım.
And there's a plumber in the lobby who can help us.
Ve lobide bize yardım edebilecek bir tesisatçı var.
Downstairs neighbor smelled it. Called the plumber.
Aşağıdaki komşu kokuyu alınca tesisatçı çağırmış.
We found traces of epoxy in the plumber's putty
Tesisatçı macununda epoksi kalıntısına rastladık.
And that plumber nearly did, too
Harika bir sunumdu.
You can't find a good plumber.
Beni iyi anlıyor musun?
- l'm the plumber. - l should hope so.
- Umarım öylesindir.
And you know, sending over your plumber in the middle of the holidays, that's first-rate, just first-rate!
Lafı bile olmaz.
His name is Dan, he's a plumber
İsmi Dan.