Popsicles traducir turco
161 traducción paralela
Keep your gloves off for two minutes and you'd have Popsicles instead of fingers.
İki dakika eldivenini çıkarsan, parmakların buz sarkıtına dönüyor.
Five lemon popsicles.
Beş limonlu buz parmak.
And here I sit... sucking on popsicles.
Ve ben burada oturmuş... dondurma yalıyorum.
When I graduated from high school, you were sucking on Popsicles.
Ben liseden mezun olduğumda sen lolipop emiyordun.
Come on, you popsicles, let's get that car!
Haydi çıkın, sizi acemiler! Gidip arabayı alalım.
Go on, you popsicles!
Haydi, sizi acemiler!
Remember when they used to sell red bean popsicles on the train? The ones wrapped in red?
Trende kâğıda sarılı şu ufak kırmızı buzlu şekerlerden satardı.
- and you can take two Popsicles out of the freezer.
-... buzdolabından da 2 tane buzlu şeker alabilirsin.
Popsicles?
Popsicles?
Any Popsicles?
Lolipop Kalmış mı?
They have popsicles, but they don't have any other meat on sticks.
ama bu çubuklarda çok az et var.
Cos when you lose it to some guy named Junior with bad breath in the back of a van, you're gonna wish you'd listened to your mom when she said "Nobody will buy the ice-cream truck when you're handing'out the popsicles for free."
Çünkü bekâretinizi bir kamyonetin arkasında, Guns'n Roses çalarken, Junior adında nefesi kötü kokan birine verdiğinizde, annenizin, "Sen bedava dondurma dağıtırken kimse dondurma kamyonu satın almaz" sözünü dinlemiş olmayı dilersiniz.
She likes to eat Popsicles after you make love.
Seviştikten sonra patlamış mısır yemeyi seviyor.
We have some very nice popsicles if you're looking for something light.
Hafif bir şeyler istersen çok güzel çubuklu dondurmalarımız var.
I mean, I had 12 Popsicles.
Aslında... 12 lolipop aldım.
You like Popsicles, Francis?
Lolipop sever misin, Francis?
And then we'd sit on the curb and eat our popsicles.
Sonra kaldırımın kenarına oturup meyveli buzumuzu yerdik.
Popsicles, "Sweetheart."
Meyveli buz, "Canım".
Senior partners needn't tolerate snippy tones from platinum-dyed Popsicles.
Kıdemli ortaklar sarı buzlu şekerlerin küçümsemelerini hoşgörmek zorunda değil.
You like Popsicles? - Well, sure.
Meyveli, sütlü buz sever misin?
I got a whole freezer full of Popsicles. Mm.
Bütün dolap aromalı buz dolu.
Hey, you got any Popsicles?
Hey, Popsicle kaldı mı hiç sende?
Welcome home, friends. Who wants Popsicles?
Eve hoşgeldiniz, arkadaşlar.
They're finally making Popsicles in your size?
Nihayet boyuna uygun buzlu şeker yapmışlar mı?
Popsicles.
Ama bildiğim bir şey varsa, evlendiğim zaman ki bunu çok istiyorum evliliğini ilk sıraya koyan bir koca istiyorum. Kim bilir?
Popsicles.
Pop-şekerlere.
I think my Popsicles are ready.
Sanırım ben görmeye hazırım.
Knowing Forman's love for Popsicles and Fez's love for knobs!
Forman'ın dondurma sevdiğini ve Fez'in TV'yi açacağını biliyordun tabi!
I'm sick of my popsicles tasting like fabric softener!
Dondurmaların yumuşatıcı gibi kokmasını istemiyorum!
My Popsicles taste like fabric softener.
Eskimoların yumuşatıcı gibi kokmasını istmeiyorum!
Ice cold popsicles!
Buzparmak dondurma!
Three popsicles and some dry ice.
Üç dondurma ve biraz buz.
Great, just keep up the Popsicles.
Dondurmaya devam.
They have these Barcaloungers and videos and Popsicles.
Eğlence yerleri, videoları ve dondurmaları var.
They pumped him up with Popsicles over at Sammy's.
Sammy'de bolca buzlu şekerleme verdiler.
Then just bring it back here while the little fellas are still swimming, and we'll turn them into Popsicles.
Sonra da şu küçük şeytanlar boğulmadan kabı buraya..... getirirsiniz ve biz de onları "fingo" ya dönüştürürüz.
There's Popsicles in the cooler. Help yourselves.
Buzlukta dondurma olacak.
'Cause we've got Popsicles.
Çünkü buzlu şekerlememiz var.
Oh, Don doesn't like Popsicles.
Ah, Don buzlu şekerleme sevmiyor.
She's been eating too many Popsicles.
Çok fazla buzlu şeker yiyor herhâlde.
Buck likes burritos ; he eats them frozen, like Popsicles.
Evet, Huntington Teknik Üniversitesi'nde öğrenci.
Raspberry popsicles all over.
Ahududu dondurmaları eridi.
Buck likes burritos ; he eats them frozen, like Popsicles.
Buck burrito sever ; onları eskimo gibi buzlu yer.
- By the way we're out of popsicles.
- Bu arada buzlu çubuklarımız bitti.
They get the Popsicles, I get the sticks.
Çubuklu şekeri o yer. Çubuk bana kalır.
You should get some popsicles, then.
Öyleyse buzlu şeker getireyim.
No, I was reading online that chemo makes you really dehydrated, - and one thing that helps is popsicles.
İnternette okumuştum kemoterapi vücuttaki suyu azaltıyormuş buzlu şekerler de yardımcı oluyormuş.
Let's just say I'm gonna need a lot of Popsicles.
Bol miktarda buzlu şekere ihtiyacım olacak diyebiliriz.
Popsicles.
Buzlu çubuk.
Popsicles.
Buzlu çubuk mu?
Popsicles here. We'll take two.
- Dondurma.