Porto traducir turco
1,045 traducción paralela
She's given up Puerto Rico and now she's queer for uncle Sam.
Porto Riko'yu bırakmış ve şimdi Sam Amca'nın yavrusu olmuş.
Puerto Rico My heart's devotion
Porto Riko kalbimi adadığım
So maybe he decides to clean up the PRs instead. Tony?
- Belki de Porto Rikolular'ı temizleyecektir.
- Making trouble for the PRs?
Porto Rikolular'la bela çıkartmak mı?
I get a promotion and you Puerto Ricans get what you've been itching for :
Ben terfi ederim ve siz Porto Rikolular aradığınızı bulursunuz.
The Puerto Ricans grumble "Fair fight"
Porto Rikolular "Adil dövüş" istiyorlar
That Puerto Rican punk'll Go down
O Porto Rikolu serseriyi indireceğiz
If you see Chino or those stinking PRs- -
Chino'yu ya da Porto Rikolular'dan...
However, the boy they killed, the Puerto Rican boy, was blind.
Ancak öldürdükleri Porto Rikolu çocuk kördü.
You talked to a lot of Puerto Ricans.
Bir sürü Porto Rikolu'yla konuşmuşsundur.
Hey, these Puerto Ricans put on a pretty good show, don't they?
Hey, bu Porto Rikolular çok iyi gösteri yapıyor, değil mi?
I thought your newspaper believed the only good Puerto Rican was a dead Puerto Rican.
Senin gazetenin en iyi Porto Rikolu ölü Porto Rikoludur, diye inandığını düşünüyordum.
The Horsemen, a Puerto Rican gang.
Horsemen, bir Porto Rikolu çetesi.
When your people come from Puerto Rico or Cuba, they just ain't human to cops.
Senin halkın Porto Riko veya Küba'dan geldiyse, polisler için insan değiller.
They teach me this in Puerto Rico, where I am born.
Bunu bana Porto Riko'da, doğduğum yerde öğrettiler.
I'm calling a Puerto Rican boy.
Porto Rikolu bir çocuk arıyorum.
Puerto Rico ain't no African jungle.
Porto Riko Afrika ormanı değildir.
Puerto Rican.
Porto Rikolu.
Like this is our island, little Puerto Rico.
Bu ada bizim küçük Porto Riko'muz gibi.
Well, it wasn't Puerto Ricans that paid us a visit last night.
Dün gece bizi ziyaret edenler Porto Rikolular değildi.
Danny, you put Reardon down once to save a Puerto Rican boy.
Danny, bir keresinde Porto Rikolu bir çocuğu kurtarmak için Reardon'u yere sermişsin.
- Masha dear, port wine and candy.
- Sevgili Masha, Porto şarabı ve şeker.
Cognac with the coffee and port after dinner.
Kahveyle konyak ve yemekten sonra porto şarabı.
I'd rather have a glass of port.
Bir bardak Porto Şarabı alsam daha iyi.
Have some port.
Biraz porto iç.
- Have a glass of port?
- Bir kadeh porto?
There are three Puerto Ricans at the Queen's.
Kraliçe'de üç Porto Rikolu vardı.
- Please, Porto, Whisky?
- Lütfen, Porto, viski?
Bario, Porto, Rhum, Mimil, Zavatta worked with him.
En büyük palyaçolar Bario, Porto, Rhum, Mimil, ve Zavatta ile birlikte çalıştılar.
Italians, Greeks, Poles, Puerto Ricans, Chileans.
İtalyanlar, Yunanlılar, Polonyalılar, Porto Rikolular, Şilililer.
- Mr. Morelli, do you know a Puerto Rican called Celestine Madeiros?
- Bay Morelli, Celestine Madeiros adında bir Porto Rikolu tanıyor musun?
I've never known any Puerto Rican.
Hiç Porto Rikolu tanımıyorum.
Some more port?
Dostum, bir porto daha?
I hope you'll like it. It's very old port.
- Umarım beğenirsiniz, çok eski bir porto bu.
Are they Puerto Ricans?
Porto Rico'lular mı?
At first, he complained too... but once hired a marmanjo yards in the Green Harbor... began to come every other day.
İlk önce tasarım işine başladım. Sonra, Porto Verde de işini bilen bir usta bulduk. O her gün, buraya gelip gitti.
Sa烰mos cycling... to bathe in March in Santa Maria de Porto Nuovo... or Rivette della Naro... where that cliff hollow by rust... still standing in front of the beach.
"Santa Maria Portonovo" ya yüzmek için bisikletle gelip... Bir gemi batığını yağmaladılar. Plajın önünde duruyor.
My uncle used to keep fighting roosters in Puerto Rico.
Amcam Porto Riko'da horoz dövüştürürdü. İspenç türü.
There aren't any Puerto Rican guys playing. Did you notice that?
Hiçbir Porto Ricolu oyuncu yok, farkettiniz mi?
They've got plenty of Puerto Rican baseball players
Bir sürü Porto Ricolu beyzbol oyuncuları var.
They can't play cose they're too small, not cose they're Puerto Ricans
Futbol oynayamıyorlar, bu Porto Ricolu olmalarından değil, çok küçük olmalarından.
Port for the duck.
Ördek için porto şarabı.
I got champagne, beer, Scotch, bourbon, aquavit, port.
Şampanya, bira, İskoç viskisi, Burbon viski, Akabeach, bal... -... porto şarabım var. Ne içeceksin?
Scotch, Martini, port?
Scotch, Martini, porto?
A sip of port.
Bir yudum porto.
Well, my father had a store... in the first Puerto Rican neighborhood in New York.
New York'taki ilk Porto Riko mahallesinde... babamın bir dükkanı vardı. Çocukken... okuldan çıkınca orada çalışırdım.
Not one Puerto Rican in your kitchen hasn't schtupped your wife.
Mutfağındaki Porto Rikoluların çoğu karını düzüyor.
The Puerto Ricans won't give a shit.
Porto Ricoluların umurunda olmayacak.
Tomorrow morning there's a train for Porto Torres.
Yarın sabah Porto Torres'e bir tren var..
- Did you live in Puerto Rico for a long time?
- Uzun süredir Porto Riko'da mısınız?
Listen, one month ago in Porto Visto...
Dinle, geçen ay Janine, Porto Visto'dayken, zavallı Janine!