Pumpkin traducir turco
2,185 traducción paralela
I'm allergic to rats and clingfilm and pumpkin seeds.
Benim fareye ve kabak çekirdeğine alerjim var
Had to get to her carriage before it turned into a pumpkin.
Balkabağına dönüşmeden önce arabasına yetişmesi lazımdı.
Thousands were slaughtered, because she wanted a pink sapphire the size of a large pumpkin seed. And she got it.
Binlerce insan katledildi çünkü büyük bir balkabağı tohumu boyutlarındaki pembe safiri istiyordu ve aldı da.
Quiet, pumpkin.
Yerin kulağı var canım.
Good morning, pumpkin.
Günaydın, güzelim.
Real soon, pumpkin.
Yakında hayatım.
About as sweet as pumpkin pie.
Balkabağı kadar tatlısın.
How sweet is pumpkin pie with some whipped cream on that sweet little ass of yours?
O tatlı popona kremşanti de sürdük mü tadından yenmez senin.
- Pumpkin, don't torture yourself.
- Balkabağım, Kendine işkence etme.
Cheer up, pumpkin.
Neşelen hadi, balkabağı.
So I said, "pumpkin" - - that's what I call jon bon jovi-
Ben de dedim ki "balkabağım".. ... Jon Bon Jovi'ye böyle hitap ederim..
"pumpkin, even if I could steer a yacht, I'm certainly not about to do it in 5-inch heels."
... Dedim ki, "balkabağım, yat kullanabiliyor olsam bile, bunu, 5 inç topuklularla yapacak değilim."
I had Maria make some whoopie pies, chocolate and pumpkin, your favorite.
Maria'ya en sevdiğin çikolatalı ve kabaklı tatlıdan yaptırdım.
Great pumpkin.
Büyük balkabağı.
Oh, look, there are pumpkin stickers on the floor.
Oh, bak, yerde balkabağı etiketleri var.
Okay. Pumpkin, come on, come on inside.
Balkabağım, içeri gelsene sen.
Thanks, pumpkin.
Teşekkürler, balkabağım.
The only pies I know are apple pie, cherry pie and pumpkin pie.
Bildiğim turtalar : Elmalı turta, vişneli turta ve balkabaklı turta.
Don't you turn into a pumpkin or something?
Senin balkabağına falan dönüşmen gerekmiyor muydu?
- Good night, pumpkin.
- iyi geceler, balkabağı.
Come on. Talk to me, pumpkin.
haydi. bana söyle, balkabağı.
For the record... pumpkin, I'm exactly as smartas I think I am.
Kayıtlara geçsin.. balkabağım, kesinlikle senin sandığın kadar zekiyim.
I don't think my pussy is gonna turn into a pumpkin.
Organımın kabağa döneceğini sanmıyorum.
Good night, pumpkin.
İyi geceler tatlım.
Let's just go out to dinner or something. before you turn back into a pumpkin and your hair goes brillo again.
Akşam yemeğine falan çıkalım sen bir bal kabağına dönüşmeden ve saçların tekrar kıvırcıklaşmadan.
Alright, pumpkin, lead the way.
Pekâlâ, tatlım, önden buyur.
Bye, pumpkin.
- Görüşürüz canım.
- cryogenics, defense technology. - [Door Opens] We want to weaponize a pumpkin.
Birlikte iş yaptığımız bir ülke bol miktarda balkabağı üretiyor ve biz de ellerindeki fazla malın kullanılabileceği farklı alanlar bularak onları mutlu ediyoruz.
Nature attacks and annihilates the pumpkin with powdery mildew disease... which can be mutated and designed to attack human cell structure... causing enemy soldiers to grow a magnificent soft downy coating and die... as mold.
Bu sayede düşman askerinin vücudunda muazzam yumuşak bir tüy tabakası gelişir ve ölürler. Küflenerek. Aman Tanrım!
Is it wrong to invent a deadly pumpkin? Or an irritating chair that makes people work harder?
Öldürücü bir balkabağı veya insanların daha çok çalışmalarını sağlayan bir sandalye icat etmek yanlış mı?
Bye-bye, scrumptious pumpkin.
Hoşçakal, biricik balkabağım.
Okay, all right, pumpkin.
- Tamam canım.
Seafood in pumpkin.
Deniz balkabağı.
- Sir, one pumpkin porridge.
Şef, bir kabak lapası.
- The pumpkin porridge is ready.
İşte kabak lapaları hazır.
Your pumpkin porridge.
Ismarladığınız kabak lapaları.
Can a pumpkin turn into a watermelon by drawing lines on it?
Kabağı süslediğin zaman hiç karpuza dönüşür müymüş?
Hey, look, I'm making my famous pumpkin margarita as an honor of fall.
Bak, ev sahibi olarak ünlü kabaklı margaritamdan yaptım.
Are those... pumpkin seeds?
Yoksa bunlar... kabak çekirdeği mi?
Is that pumpkin seed?
Bu kabak çekirdeği mi?
So she takes her pumpkin carriage?
Ve o da balkabağı arabasını alır ve kalesine geri döner.
You-You go back to sleep, okay, pumpkin?
Sen.. geri uykuna dön, olur mu, şekerim?
Anyway, she brought in some bagels with pumpkin cream cheese.
Herneyse, balkabaklı krem peynir ve simit getirmişti.
Yeah, it's like a little pumpkin pie, but a bagel.
Evet, balkabağı tatlısına benziyor ama simitle yeniyor.
He was her little pumpkin.
Demek onu daha çok seviyormuş!
Three pumpkin pies and a broken oven thermostat
Üç kabak turtası ve bozuk bir fırın termostatı.
You know what, pumpkin.
Bak sana ne diyeceğim balkabağı.
Shut up, you are a pumpkin.
Kapa çeneni, sensin balkabağı.
Well, finally the pumpkin gets to do something besides Halloween. Pie.
Veridian'daki üçüncü yılım.
Pumpkin porridge, here.
Sunbae...
Yes, you're a big red pumpkin.
Kızılderili. Kızıl bir deri.