Purgatory traducir turco
730 traducción paralela
This carnival has been purgatory.
Bu karnaval cennet-cehennem arası bir şeydi.
- Purgatory...
- Purgatory...
Here comes'Purgatory'.
İşte "Kıyamet" geliyor.
Why are souls released from Purgatory when you give priests money?
Neden, rahiplere para verdiğimiz zaman... ruhumuz azaptan kurtulur?
I don't mean you have to be Orthodox or believe in heaven and hell and purgatory and things.
Ortodoks olmalısın ya da cennet, cehennem, araf gibi şeylere inanmalısın demiyorum.
Those who sin in this world go to purgatory when they die.
Bu dünyada günah işleyenler ölünce arafa giderlermiş.
What's purgatory?
Araf'da ne ki?
If we sin, do we go to purgatory?
Günah işleyenler Araf'a mı gider?
From what I've heard, perhaps only purgatory.
Duyduklarım düşünülürse, arafa gönderir bence.
Purgatory's for sinners against God.
Araf, Tanrı'ya karşı gelen günahkârlara göredir.
This purgatory of a ceiling. When will you make an end of it?
Bu araf timsali tavanı ne zaman bitireceksin?
Perhaps it will shorten my time in purgatory.
Belki arafta geçireceğim süreyi kısaltır.
For the beloved love of all the saints, St Pat and Mike and Bridget, and all the souls in purgatory, not again!
Whoa! St Pat, Mike ve Bridget azizlerin aşkı adına, ve araftaki tüm ruhlar adına yine mi!
- Thanks for getting me out of purgatory.
- Beni sürgünden kurtardığın için sağol.
Is there a purgatory in the other world?
Öbür dünyada bir Araf var mı?
Is there purgatory in the other world?
Öteki dünyada Araf var mı?
I have to meet one of the boys in Purgatory City.
Purgatory City'de, bizim çocuklardan biriyle buluşacağım.
We're pretty friendly people here in Purgatory City.
Purgatory City insanları, çok arkadaş canlısıdır.
You restore freedom in Purgatory City.
Sen, Purgatory City'i yeniden özgür hale getireceksin.
Do you? Captain, the kind of a wholesome, antiseptic galaxy that these androids would run would be purgatory for a man like me.
İnsansıların yöneteceği o sağlıklı, antiseptik galaksi benim için cehennem olur.
- Purgatory.
- Purgatory.
He's the marshal of Purgatory down along the Forks River.
Forks River'ın aşağı tarafındaki Purgatory'nin şerifidir.
Purgatory's more than 100 miles from here.
Nerden baksan Purgatory buraya en az 100 mil uzakta.
What was that business about me being Marshal of Purgatory?
Benim Purgatory Şerifi olmam konusundaki yalan da neydi öyle?
And I say and I maintain... that they Holy Scriptures never spoke of Purgatory!
İddia ediyor ve diyorum ki ;.. ... Kitab-ı Mukaddes'te Araf'tan kesinlikle bahsedilmemiştir.
Therefore... let us pray for his poor soul... that it may be cleansed in purgatory.
Bu yüzden haydi bu zavallı ruh için dua edelim Araf'ta temizlensin diye.
- Purgatory?
- Purgatory mi?
Wake me when we get to Purgatory.
Purgatory'ye geldiğimizde beni uyandır.
We'll say we know you didn't get off at Purgatory.
Purgatory'de inmediğinizi biliyoruz, diyeceğiz, bayım.
We don't know where you did get off, but we know it wasn't Purgatory.
Nerede indiğinizi biz de bilmiyoruz. Ama kesinlikle Purgatory olmadığını biliyoruz.
Nothing but mail for Purgatory.
Sadece posta alacağız.
Nobody's gettin'off at Purgatory.
Purgatory'de kimse inmiyor.
Purgatory sits on the top of two mines.
Purgatory iki maden üzerinde bulunuyor.
There wasn't a man nor a bird dog in Purgatory that didn't point when I walked down the street.
O zamanlar bu şapkayla yürüdüğüm zaman bakmayan erkek kalmazdı.
You mean he's here in Purgatory?
Aynı adam. Yani, o şu anda burada, Purgatory'de mi?
By that time, the real Swifty Morgan will be in Purgatory.
Bu arada gerçek Fişek Morgan da Purgatory'ye gelmiş olur.
Purgatory.
Purgatory'ye.
Holy ghost from purgatory!
Araf'ın kutsal ruhu!
little sisters of the purgatory's temptation.
Şeytana uyan Araf'ın küçük rahibeleri.
Nearest white doctor's in the town of Purgatory.
En yakın beyaz doktor Araf kasabasında.
And I guess you know who that is in Purgatory.
O da kim biliyorsun, değil mi?
Therefore, gentlemen, and also kindly indicating to some of you here in this room that be not too far removed from facing our own maker, I hereby resolve that Chief Ancient Warrior be granted the right to be buried in his chosen burial ground in exchange for transfer of ownership of this entire valley to the community of Purgatory.
Buradaki beylerden bazılarının Yaradan'ımızla yakında karşılaşacaklarını nezaketle hatırlatarak Reis Yaşlı Cengaver'in tüm vadinin tapusunu kasabamıza vermesi karşılığında istediği yere gömülmesine izin verilmesini öneriyorum.
In a few short weeks, paradise turns into purgatory.
Birkaç hafta içinde cennet, cehenneme dönüyor.
For our dear departed ones and the souls in Purgatory, may they ascend to Heaven.
Ölmüşlerimiz için ve mezardaki ruhları için mekânları cennet olsun.
They call this Purgatory Cove, boy.
Buraya Cehennem Koyu derler delikanlı.
I'm not gonna drive my boat into Purgatory Cove.
Teknemi Cehennem Koyu'na sokacak değilim.
Norman and Billy tried to drive her... through a rock in Purgatory Cove.
Norman ve Billy Cehennem Koyu'ndaki bir kayalığın... üzerinden geçirmeye çalışmışlar onu.
Last time I saw her, she talked to me about purgatory and how much time I was gonna spend there.
Geçen sefer, günahlarımdan arınmak için Araf'ta ne kadar zaman geçireceğimi anlatmıştı.
Dante said that on meeting Hugh Capet in Purgatory,
Dante, Fransız Kralı Hugues Capet'le Araf'ta buluşması hakkında şöyle der :
You have drawn me back from purgatory.
Beni büyük bir acıdan kurtardın.
When they tell us we have to do time in purgatory... we can all say, "No, thanks. I've done mine."
Tanrı aşkına, ne yapıyorsun?