English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ Q ] / Quarantined

Quarantined traducir turco

355 traducción paralela
"She's quarantined."
Gemi karantinadaymış.
This place is quarantined.
Gafney'e ile çalışmalarını sağla. Burası karantina altında.
If it's yellow fever, this cabin will be quarantined.
eğer sarı hummaysa, bu oda karantinaya alınacak.
Your boat's been quarantined.
Tekneniz karantinaya alındı.
We have to be quarantined.
Karantinaya alınmalıyız.
The apes'll be hidden from the public and quarantined.
Maymunlar halktan saklanacak ve karantinaya alınacaklar.
- Look, we've quarantined the area.
- Bölgeyi karantinaya aldık.
I want this whole patrol area quarantined.
Tüm bu devriye bölgesinin karantinaya alınmasını istiyorum.
- This area's quarantined. Take a detour.
Bu bölge karantina altında Yan yoldan gidin.
Instead, it has a small nuclear power plant quarantined from the rest of the ship.
Bunun yerine gemiden ayrılmış küçük bir nükleer güç kaynağı var.
- I just checked my records... and that crate's quarantined for another three weeks.
- Şimdi kayıtları kontrol ettim de ; o sandık 3 haftalığına karantinaya alınmış.
Quarantined?
Karantinaya mı?
As I told you, it's been quarantined for three weeks.
Söylediğim gibi, 3 haftalığına karantinaya alınmış.
The back seat's been quarantined.
Arka koltuklar karantinaya alındı.
Then, in France, we were quarantined for lice.
Sonra Fransa'da, bit yüzünden karantinada kaldık.
Consider it a quarantined planet and a forbidden subject.
Gezegenin karantina altında, konunun da gizli olduğunu bilgilerinize arz ederim.
- You're quarantined.
- Karantinaya alındınız.
USS Lantree is a quarantined vessel by order of Starfleet Command.
USS Lantree, Yıldızfilosu Komutası tarafından karantinaya alınmıştır.
The guidelines about contact with quarantined...
Karantina altındakilerle temas yönergelerinde...
I was quarantined for three months.
Üç ay karantinada kaldım.
Now, both of you, this matter is quarantined.
Bu konu gizli kalacak.
Confined to the infirmary. Quarantined.
Revire kapanıp, karantinaya alınıyorsun.
My beans have quarantined sit.
Fasulyelerimin siper almalarını istiyorum.
They ate Mom's mystery pack, so the Environmental Protection Agency quarantined them to our house for six months.
Annemin "gizemli paketi" ni yediler. Çevre koruma dairesi onları altı aylığına bizim evde karantinaya aldı.
Without it, this city would be immediately quarantined.
Bu olmasa şehir hemen karantinaya alınırdı.
But organic material has to be quarantined for 48 hours.
Ama organik maddeler, 48 saat karantinaya alınır.
We're isolating everyone. I quarantined the Boston med staff, girl's neighbors.
Herkesi, Boston'daki sağlık personelini, kızın komşularını karantinaya aldım.
That ward is struck, and once a ward or a house is struck, then all the people therein are quarantined for 40 days.
O koğuş kapalı, ve bir kere bir koğuş ya da ev kapandı mı, o zaman orada yaşayan bütün insanlar 40 gün boyunca karantina altına alınır.
The sick and the well they keep quarantined together.
Hastalar ve sağlamlar beraber karantinaya alınıyorlar.
He has now been charged with the death of FBI Special Agent Barrett Weiss whose body is quarantined at the Medical Research Institute of Infectious Diseases.
FBI'dan Özel Ajan Barrett Weiss'ın ölümünden de o şüpheli sorumlu tutuluyor. Ajanın cesedi, Bulaşıcı Hastalıkların İncelenmesi Enstitüsü'nde karantinada tutuluyor.
The entire prison's been quarantined.
Tüm hapishane karantinaya alındı.
They'll keep me quarantined until they find the first symptom.
İlk semptomu görene kadar beni karantina altında tutacaklar.
Eager to inoculate those already infected, I quickly headed for the quarantined area.
Hastalanmış olanları, aşılamakta sabırsızlandığımdan dolayı, çabucak, karantina altına alınmış bölgeye doğru gittim.
Right. Hopefully you've kept the island quarantined and contained.
Umarım adayı karantinaya almış ve denetim altında tutmuşsundur.
These flowers will stop the virus... and are being dropped to everyone in the quarantined area.
Bu çiçekler virüsü durduruyor ve tüm insanlar karantinadan çıkartılıyor.
These flowers will stop the virus... and are being dropped to everyone in the quarantined area.
Bu çiçekler virüsü durduruyor. Tüm insanlar karantinadan çıkartılıyor.
They should be quarantined before joining the ship's population.
Gemideki insanların arasına karışmadan önce karantinaya alınacaklar.
We'd broken away from Earth, and in retaliation, they quarantined us... trying to strangle our supply lines.
Dünya'dan ayrılmıştık. Karşılığında da, ikmal hatlarımızı kesmek için ambargo koymuşlardı.
In case you hadn't heard, we're on President Clark's quarantined list.
Farkında mısınız bilmem ama Clark'ın karantinası altındayız.
IPX tracks every long-range ship that approaches quarantined space.
GK, yasak yerlere yaklaşan tüm uzun menzilli gemileri izler.
- He's quarantined now.
- Bulaşıcı olabilir, karantinaya alın.
I've been quarantined, man. They named a disease after me. - You are a disease.
Biliyorsunuz karantinadaydım, adamım Benim arkamdan yeni bi hastalık başladı.
Five years I have been on this station... and never once has my shipment of Brivari been quarantined... for health inspection. This is an insult!
Beş yıldır buradayım bir kez olsun getirttiğim Brivariler karantinaya alınıp sağlık kontrolünden geçirilmedi.
Well, of course the museum can always be shut down and quarantined.
Elbette müze daima kapanabilir ve karantina altına alınabilir.
This lab is quarantined!
Bu laboratuar karantina altında!
So you need to quarantine his cell and make sure... that anybody who's had any close contact with him whatsoever... has been quarantined as well, and that means you, Mulder.
Hücresinin karantinaya alınmasını sağla. Hiç kimse onunla yakın temas kurmasın. Bu karantina seni de kapsıyor, Mulder.
I want the car decontaminated. I want Agent Mulder and Crump decontaminated, - and I want them quarantined separately.
Arabanın yalıtımlı olmasını ve Ajan Mulder ile Crump'ın da ayrı ayrı karantinaya alınmasını istiyorum.
Earth has been completely quarantined.
Dünya karantinaya alında.
We're sure to be quarantined for the next month, whether we stay or not.
Kalsak da kalmasak da, gelecek ay karantinada olacağız.
Apparently the entire town has been quarantined, due to an epidemic of - as strange as this may sound
Çok ilginç bir gelişme. Bütün şehir, şiddetli bu larenjit salgını nedeniyle karantinaya alındı.
I want this inmate quarantined immediately.
Mahkumun derhal müşahedeye alınmasını istiyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]