Quoting traducir turco
598 traducción paralela
- I'm quoting his every word.
- Bana ne söylediyse onu söylüyorum.
- He was quoting Shakespeare.
- Shakespeare alıntısı yapıyordu.
I'm quoting my son.
Oğlum dedi.
I was quoting from the speech he made not so long ago in that very building.
Tam o binada çok da uzun olmayan bir süre önce yaptığı konuşmadan bir alıntı yapıyordum.
Slug he was always quoting verse.
Slug o hep şiirlerden alıntı yapardı.
- I was quoting Doctor Samuel Johnson,
- Doktor Samuel Johnson'dan alıntı yapıyordum.
Yes, of course, he was quoting rumors, mostly.
Daha çok başkalarından alıntı yapar :
Strange to find a sea captain quoting Keats.
Bir deniz kaptanının Keats'ten alıntı yaptığını görmek tuhaf.
Quoting a girl named Fromsett, I read a story once... how a detective carried rice in his pocket.
Fromsett adlı bir kızın dediği gibi, bir zamanlar bir hikâye okumuştum... Dedektif cebinde pirinç taşıyordu.
- Now you're quoting Addison or Eve.
- Şimdi Addison'dan alıntı yapıyorsun.. ya da Eve'den.
I wish you'd stop quoting me.
Benden aktarmalar yapmasan.
I was merely quoting, Ricco, an old proverb.
Sadece alıntı yapıyordum Ricco, eski bir deyim.
- They're quoting a price on you, you'd better take a vacation.
- Seni getirene ödül veriyorlar. Tatile çıksan iyi olur.
Doc, in a minute you'll start quoting Ralph Waldo Emerson.
Doktor, birazdan Ralph Waldo Emerson'dan alıntıya başlayacaksın.
Elizabeth will be quoting you when she wants me to leave my work and idle away the time with her.
İşimi bırakıp onunla boş boş vakit geçirmemi istediğinde... Elizabeth hep sizi hatırlatacak.
I imagine he must be a little upset having that Bible-quoting justice of the peace perform the ceremony, instead of the Reverend Peterson.
Rahip Peterson'un yerine Nikah Merasiminin sadece incil okunarak kıyılacak olmasının, onu bir parça mutsuz ettiğine inanıyorum.
And only this evening, he made a most shocking mistake in quoting Horace.
Ve bu akşam Horace'ı son derece yanlış telaffuz etti.
And when you start quoting Aristotle, personally I'm going to me room.
Ve Aristo'dan bahsetmeye başlayınca ben de odama çıkıyorum.
Janice Wright, age 26, and I'm quoting now from her driver's license.
Janice Wright, yaş 26, ve sürücü belgesinden okuyorum :
He was always quoting a wild-haired cat named Dylan Thomas.
Hep Dylan Thomas adındaki dik tüylü bir müzisyenden alıntı yapardı.
That's it, you really cannot do without quoting those weird names...
Doğru, bu tuhaf isimleri zikretmeden yapamazsınız.
I don't want you constantly quoting what your father used to say.
Sürekli alıntı yapmanı, Babanın söylediği şeyleri, söylemeni istemiyorum.
A voice quoting from the Bible.
İncil'den alıntı yapan sesin...
Forgive me for quoting all the time.
Hep alıntı yaptığım için beni affedin.
- Merely quoting the law, dear.
- Sadece yasayı tekrarladım, hayatım.
I felt like quoting that joke...
Şu fıkradan alıntı yapmak istedim.
Yes, speak as though quoting the truth Old father Brecht said that that actors should quote
Evet, doğruyu söylemek gerekirse büyükbaba Brecht söylerdi bunu sanatçılar doğruyu söylemeli diye.
Are you quoting her, or you?
Bu onun düşüncesi mi, yoksa sizin mi?
I may even be quoting her and I wouldn't know it.
Adını bilmeden ondan alıntı yapıyor olabilirim.
You blaspheme by quoting the Holy Bible... for your purposes.
Sen menfaatlerin için Kutsal Kitap'tan alıntı yaparak saygısızlıkta bulundun.
- I'm quoting from Philip Guedalla, a biographer of the'30s, the golden age when every Cabinet Minister had a thriller by his bedside, and all detectives were titled.
- Philip Guedalla'dan alıntı yapıyordum kendisi, tüm bakanların baş ucunda gerilim hikayelerinin olduğu ve detektiflerin ünlendiği 30'lu yıllardan bir biyografi yazarı.
You're wondering what a girl like me is doing quoting Edmund Burke?
Benim gibi bir kız Edmund Burke'ten nasıl alıntı yapar?
This is an editorial from this morning's newspaper and I'm quoting directly from it.
Elimdeki bugünün gazetesinden bir makale ve direk buradan okuyorum.
She began gurgling and quoting Baudelaire
Kıkırdamaya başladı
You're quoting a Hun to me?
Bana bir Han'dan mı örnek veriyorsun?
He's quoting the scriptures.
Yazıtları zikrediyor.
Mr. Saavik, you go right on quoting regulations.
- Saavik, sen durumu üsse bildirmeye başla.
- Stop quoting Roberta.
- Roberta ağzını bırak.
- I'm quoting Granny.
- Büyükanne ağzı bu.
- He is, he's quoting Granny.
- Roberta bu. O da büyükannemden öğreniyor.
When I scrape this story out, I will no doubt be quoting you in full!
Bu hikayeyi yazdığımda, artık bir binbaşı olmayacaksınız!
- Merely quoting Tennyson, sir.
- Ölmek mi? - Sadece Tennyson'dan alıntı bayım.
Not quoting the servants or asking how the pudding is made.
Hizmetçilerin söylediklerini aktarmamak ya da pudingin nasıl yapıldığını sormamak.
I'm just quoting my dad.
Babamın sözlerini aktarıyorum sadece.
I was quoting Matthew.
Ben Matthew'dan söylüyordum.
quoting people.
Bence, ah, Alf taşınmalısın. Taşınmak?
He was always quoting from the Psalms.
Her zaman İlahiler Kitabı'ndan alıntılar yapardı.
We just end up quoting regulations.
Sonunda yine kurallara gelip duruyoruz.
Oh, I'm just quoting.
Ah, sadece alıntılıyorum.
You're quoting Jules Verne From the Earth to the Moon.
Söylediklerin Jules Verne'in Aya Seyahat'inden alınma.
- Are you quoting?
Alıntı mı yapıyorsunuz?